Forum'da ara:
Ara


Yazar Mesaj
Mesaj02.10.2009, 18:01 (UTC)    
Mesaj konusu: Başarı Rehberi

'Öğrenmek' hayat amaçlarınızı gerçekleştirmek için en önemli aracınız ise, her gün öğrenmek zorundasınız demektir. Bu durumda neden ÖĞRENMEYİ ÖĞRENEREK işinizi kolaylaştırmıyorsunuz?

Burada Size Biraz Başarıdan Bahseteceğiz yani Uzun sürebilirde kısa sürebilirde.

Çok defa ne yapmanız gerektiğini bildiğiniz halde bunu 'Niçin' yapmanız ve 'Nasıl' yapabileceğiniz konusunda yetersizlikler yaşayabilirsiniz. BAŞARI REHBERİ sizleri, kolay öğrenebilmenin yöntem taktikleri ile donatacak ve eyleme geçirecek MOTİVASYONU sağlayacaktır.

Burda Size Başarı rehberini anlatacaz
______________
Geliyoruz sessiz ve derinden!...
Mesaj02.10.2009, 18:05 (UTC)    
Mesaj konusu:

1.Kişisel kalitenizi artırın.
2.Yapın ve uzak vadeli hedefler belirleyin ve hayallerinizle yaşayın.
3.Yapabileceğinize inanın ve bunu geliştirin.
4.Kendiniz ve herkes için düşünün.
5.Dinlemeyi öğrenin, doğru anlayın, doğru anlatın.
6.İnsanlar sizin gücünüzdür.
7.Gelişme ve yenileme duygunuzu canlı tutun.
8.Asla ümidinizi kaybetmeyin, daima cesur olun.
9. Ve kesinlike Hic bir şeyden cekinmeden korkmadan Parmak kaldırın....

Basari Nedir? Önemli Olan Neyi Basarmaktir?
Basari, Zengin Olmak, Makam Veya Para Kazanmak Midir?

Basari insani mutlu eder. Her insanin en büyük arzusu kendi alaninda bir is basarmak, kendi yeteneklerini ortaya koymaktir. Bir eser ortaya koymak, bir isi basarmak, bir ise yaramak basli basina zevkli bir eylemdir. Hiçbir ise yaramamak, varligini ispatlayamamak demektir. Kendine güvenen, onurlu ve gururlu bir insan, böyle bir beceriksizlige katlanamaz.
Her insanin bir amaci vardir. Her insanin mutlaka güzel bir amaci olmalidir.
Basari, amacini bilmek ve o amaca ulasmak için bütün yeteneklerini kullanarak çalismakla elde edilir.
Basari, hedefe yürümektir.
Yürünen hedef, kisinin hem kendine, hem ailesine, hem de diger insanlara faydali olmalidir. Aksi takdirde insan, bir hedefe ulasir, fakat mutlu olamaz.
Bizi felâkete götürecek bir hedef ve amaç seçmemeliyiz.
Önemli olan insanin hem kendisine hem de baskalarina faydali olmasidir.
Peygamberimiz(sav), “Insanlarin hayirlisi, insanlara faydali olandir.” buyurur.
Baskasina zarar vermek, birini öldürmek, bir is yerini soymak, bir yeri bombalamak da hedef olarak seçilebilir.
Birisini öldürmeyi hedef seçmemeliyiz.
Dünya bankasini soymak da iyi bir insan için amaç olamaz. Vicdani saglam, akli basinda, mutlu olmak isteyen insan, kötü bir amaç pesinde kosamaz.
Sag duyu sahibi ve akilli bir insan, böyle bir seyi yapmanin insana mutluluk getirmeyecegini bilir. Onun için bizi mutluluga götürecek hedefler seçmeliyiz.
______________
Geliyoruz sessiz ve derinden!...
Mesaj02.10.2009, 18:09 (UTC)    
Mesaj konusu:

BASARI NEDIR?
“Basari nedir?” sorusunun cevabi elbette kisiden kisiye degisir.
Bana göre basari, insanin yapmak ve basarmak istedigi güzel bir seyi yapabilmesi, ulasmak istedige güzel bir hedefe varabilmesidir. Istedigi hedefe ulasabilen insan, elde ettigi netice sonunda huzur ve mutluluk duyabiliyorsa basariya ulasmis sayilir.
Hem dünya hem de ahiretimizi cennete çevirmek, en önemli amacimiz olmalidir. Bu amaca ulasmak için de bizi hem dünyada hem de ahirette mutlu edecek bir çalisma yöntemi seçmeliyiz.
Allah’in ve insanlarin sevdigi biri olmak, en büyük mutluluk kaynagidir.
Kimi insanlar basariyi, büyük bir makama yükselmek, çok para kazanmak, unvan ve söhret elde etmek zannederler.
Para, mal, söhret ve makamlar gelip geçicidir. Bunlara ulasmayi en büyük hedef kabul edenler, hedeflerine ulastiklari zaman mutlu olmadiklarini görecekler ve hayal kirikligina ugrayacaklardir. Önemli isler basarmak için elbette bunlara ihtiyacimiz var.
Ama bunlar amaç degil, araçtir.
“Para iyi bir usak, kötü bir efendidir.”demis bir düsünür.
Dünyanin gelmis geçmis en zengin insani olarak bilinen Süleyman Peygamber, söyle demis:
“Parayi sevenin hiçbir zaman yeteri kadar parasi olmaz. Zenginligi seven bir kimse de hiçbir zaman gelirleriyle tatmin olmaz.”
Amerikali ünlü zengin John Rockefeller’e sormuslar:
-Ne kadar paran olursa tatmin olursun?
-Biraz daha olsun, yeter.
Halbuki Rockefeller, dünyanin en zengin kisisi idi. Sahip oldugu parayi yeterli görmüyordu.
ZENGINLER KULÜBÜ
1923 senesinde Sikago’daki bir otelde toplanip görüs alis verisinde bulunmuslar. Gücün simgesi durumundaki bu insanlara, o zaman herkes imreniyordu. Amerika bütçesinden daha fazla paraya sahip olan bu insanlar, baskalarinin gözünde hedefine ulasmis kisilerdi.
Zaman, dogru bir çizgi üzerinde gitmez. Iyi günlerden sonra kötü günler de gelebilir. Yazdan sonra kisin gelmesi gibi.
Lüks bir otelde toplanan bu zenginlerin sonu feci bir sekilde bitmis. Zenginler kulübünün üyelerinin baslarina gelenler ilginç.
Basari Yolculugu isimli kitabin yazari John Maxvel, zenginler kulübü üyelerinin sonunu söyle anlatir:
“En büyük bagimsiz çelik sirketinin sahibi Charles Schwab, meteliksiz öldü.
En büyük bugday spekülatörü olan Arthur Cutten, iflas etti ve yurt disinda öldü.
New York borsasinin genel müdürü olan Richard Witney, hapse düstü, serbest birakildiktan hemen sonra öldü.
Amerikali bakan Albert Fall, hapse düstü, hastalandi, sonunda evinde ölsün diye affedildi.
Borsa ayisi olarak bilinen Jes Livermore, intihar etti.”
Netice olarak sunu söyleyebiliriz:
Para, mal, mülk, mevki, makam ve söhret gibi seyler gelip geçicidir. Ebedî yasamak isteyen ve cennete gitmek isteyen bir insan için son hedef olamaz.
Yunus Emre ne güzel söyler:
“Mal sahibi, mülk sahibi
Hani bunun ilk sahibi?
Mal da yalan , mülk de yalan
Var biraz da sen oyalan!”
O hem kendimize hem de diger insanlara faydali olacak güzel hedefler seçmeliyiz.
En son ve en güzel hedefin Allah’in rizasini kazanmak oldugunu unutmamaliyiz.
Mutlulugu; mal, mülk, para ve parada aramamaliyiz. O iyilik yapan, iyi insanlarin içindedir. Onu disarida arayan çölde serap görür.
Basarmak ve mutlu olmak için para, mal, makam gibi araçlara ihtiyacimiz oldugunu bilmeli ve hedefe ulasmak için bu araçlar kullanmaliyiz.
Herkes bu araçlari elde etmek ister.
Iste basari yarisi bu noktada baslar. Çok çalisan, basari tekniklerini iyi bilen kazanir. Hayatin amacini bilen mutlu olur veya en azindan imtihani kazanma ve ebedî mutluluga hazirlanma ümidiyle yasar.
“Ey dipdiri meyyit(ölü), iki el bir bas içindir;
Davransana eller de senin, bas da senindir.”der Mehmet Akif.
Basarili insanlarin da iki eli, iki ayagi, bir basi var; sizin de.
Siz neden basarmayasiniz? Kendinize güveniniz ve meydana atiliniz.

Arrow Bu bölümden Sonra artık Hergün 3 yada 4 Yayın vereceğiz Ne diyelim mesala Smile Rehber Hocası gibi düşünün Öğütlerimiz devam edecekdir. Öğüt demeyede Gerek yok insanda Akıl bozukluğu yoksa başaramıyacağı hic bir şey yokdur Size kısa bir hikaye anlatacaz

Arrow Sakıp sabancı Herhalde dogru söylüyorum Onun bir özürlü oglu var Babası diyorki Oğlum bana sadece ''Baba bana bisiklet al'' desin. Hic bir şeyim olmasın diyor Yani burada Akıl sağlıgın ne kadar önemli olduğunu görüyoruz... Her gün yayınımız Burada sizlerle devam edecekdir..
______________
Geliyoruz sessiz ve derinden!...
Mesaj02.10.2009, 18:31 (UTC)    
Mesaj konusu:

Paylaşımlar için Teşekkürler..! Wink Smile
______________
Zodyak Çemberi | Komplo Teorilerini araştıran bir sitedir.
Mesaj02.10.2009, 18:34 (UTC)    
Mesaj konusu:

Alıntı:
Sakıp sabancı Herhalde dogru söylüyorum Onun bir özürlü oglu var Babası diyorki Oğlum bana sadece ''Baba bana bisiklet al'' desin. Hic bir şeyim olmasın diyor Yani burada Akıl sağlıgın ne kadar önemli olduğunu görüyoruz...


birde vehbi koçun vardı çocuklarına vasiyet olarak çoraplarımla gömün diyor
ve çocuklarına öldükten sonra açması için mektup bırakıyor öldükten sonra vasiyet üzerine çoraplarla gömülcek tabiki imam bunun mümkün olmadıgını sölüyor ve üzülerek eve gelıyorlar mektup akıllarına gelıyor ve açıp bakıyorlarki
şöle yazıyor

evlatlarım
biliyorum çoraplarımla gömmediğiniz için üzülmüşünüzdür ama şunu unutmayınki ben öbür tarafa çoraplarımı dahi götüremedim dünya malına aldanmayın..

güzel bir konu olmuş tabi başarılı olmak için sabırda gerekıyor bence Smile
______________
Mesaj02.10.2009, 18:40 (UTC)    
Mesaj konusu:

islamanahtari yazmış:
Alıntı:
Sakıp sabancı Herhalde dogru söylüyorum Onun bir özürlü oglu var Babası diyorki Oğlum bana sadece ''Baba bana bisiklet al'' desin. Hic bir şeyim olmasın diyor Yani burada Akıl sağlıgın ne kadar önemli olduğunu görüyoruz...


birde vehbi koçun vardı çocuklarına vasiyet olarak çoraplarımla gömün diyor
ve çocuklarına öldükten sonra açması için mektup bırakıyor öldükten sonra vasiyet üzerine çoraplarla gömülcek tabiki imam bunun mümkün olmadıgını sölüyor ve üzülerek eve gelıyorlar mektup akıllarına gelıyor ve açıp bakıyorlarki
şöle yazıyor

evlatlarım
biliyorum çoraplarımla gömmediğiniz için üzülmüşünüzdür ama şunu unutmayınki ben öbür tarafa çoraplarımı dahi götüremedim dünya malına aldanmayın..

güzel bir konu olmuş tabi başarılı olmak için sabırda gerekıyor bence Smile


Bu Vehbi Koç'un hikayesine her duyuşumda bi ayrı bayılıyorum.. Smile hatırlattığın için teşekkürler.! Wink
______________
Zodyak Çemberi | Komplo Teorilerini araştıran bir sitedir.
Mesaj02.10.2009, 19:33 (UTC)    
Mesaj konusu:

islamanahtari yazmış:
Alıntı:
Sakıp sabancı Herhalde dogru söylüyorum Onun bir özürlü oglu var Babası diyorki Oğlum bana sadece ''Baba bana bisiklet al'' desin. Hic bir şeyim olmasın diyor Yani burada Akıl sağlıgın ne kadar önemli olduğunu görüyoruz...


birde vehbi koçun vardı çocuklarına vasiyet olarak çoraplarımla gömün diyor
ve çocuklarına öldükten sonra açması için mektup bırakıyor öldükten sonra vasiyet üzerine çoraplarla gömülcek tabiki imam bunun mümkün olmadıgını sölüyor ve üzülerek eve gelıyorlar mektup akıllarına gelıyor ve açıp bakıyorlarki
şöle yazıyor

evlatlarım
biliyorum çoraplarımla gömmediğiniz için üzülmüşünüzdür ama şunu unutmayınki ben öbür tarafa çoraplarımı dahi götüremedim dünya malına aldanmayın..

güzel bir konu olmuş tabi başarılı olmak için sabırda gerekıyor bence Smile

Evet Ben bunla ilgili filim bile izlemiştim Samanyolu tv de Tabikide Dünya malına hic bir zaman aldanmamalıyız.. Sabır Dünyanın en güzelidir. Her zaman bu dünyadada sabırlılar kazanır


Arrow Her şey düşünceden kaynaklanır Burada herkesin Fikirlerini Ortaya koymasını ve fikir alışverişinde Olmanızı istiyorum... Kısaca Fikir atolyesi

Sirklerde eğitilen yavru fillerin ayaklarına, sağlam bir kazığa bağlanmış bir zincir takılır. Uzun bir müddet bu şekilde bakılıp beslenen yavru fil artık büyüyüp çok güçlü hale geldiği halde, ayağına çok ince ve kolay koparılabilecek bir ip bağlandığı halde asla onu koparıp kurtulmayı düşünmez, düşünemez. Çünkü aklında hala tutsak olduğu inancı vardır.


Birçok insanda, filler gibi, bir kez içine düştükleri çarktan bir türlü kurtulamazlar. En büyük engel insanın içindeki engeldir.
______________
Geliyoruz sessiz ve derinden!...
Mesaj02.10.2009, 20:04 (UTC)    
Mesaj konusu:

Arrow İNSAN VE BAŞARI

Her insan başarılı olmak için gerekli “iç kaynaklara” sahiptir.

Başarılı insanlar ile başarısız insanlar arasındaki en temel fark, iç kapasitenin miktarından çok “kullanım şeklinden” doğar.

Kendimiz için en doğru olanı seçebilecek bir idrak, yapmamız gerekeni yapmayı sağlayacak irade, neyin işe yarayıp neyin yaramadığını anlamak için kullanacağımız zeka, neyin ne olduğunu anlamak için kullanacağımız akıl, sağlıklı düşünceler üretebilmek için kullanabileceğimiz sağduyu, sonuç alıncaya veya şartlar olgunlaşıncaya kadar beklememizi sağlayacak olan sebat kendi içimizde mevcuttur.

Kendi güçlü yönlerinizi keşfetmekle işe başlayabilirsiniz. Neyi sokakta rasgele çevirdiğiniz bin kişiden daha iyi yapabilirsiniz? Hangi konularda onlardan daha iyisiniz?



Arrow İnsana en büyük deneyimi zorluklar kazandırır.

İsabet kaydetmeyen oklar da sonuçta pay sahibidir. Bir önceki ok, sonrakine hocadır.Psikolog Dr. Knight, uzun süren deneyimleri sonunda, ulaşılmak istenen ideal daima gözönünde bulundurmak koşuluyla, herhangi bir şeyi yanlış yapmanın doğru yapmak kadar faydalı olabileceğini ortaya koymuştu.Edison’dan alınacak örnek, dehanın nasıl bir kendini verme, nasıl bir sabır ve emek ürünü olduğunu ortaya koymaktadır;Edsison, elektrik ampulünü icat ederken, ampulün içine konacak 3000’e yakın maddeyi denemiş, başarı gösterememiş, bunun üzerine arkadaşları onu bu işten vazgeçirmeye çalışmıştı. Hatta bu durum Stevens Teknoloji Enstitüsü tarafından da protesto edilmişti. Buna karşı Edison’un cevabı şu olmuş;“Beyler, evet, 3000 maddeyi denedik, hiçbir netice alamadık. Fakat bu denemelerden, üç bin maddenin hiçbirinin işimize yaramayacağı sonucunu da almadık mı?”

Frengi’ye karşı kullanılan bir İlaç vardır ki, ismi 606’dır. İlaca bu ismin verilmesinin sebebi, onu keşfeden adamın 605b deneyiminin başarısızlığa uğramasına karşın, karar ve fikrinden, azim ve inadından bir şey kaybetmeden deneylerine devam ederek 606 ıncı formülde meşhur ilacı bulmuş olmasıdır.


Bu hikayelere şöyle sözler Güzel olur

Bizi hayattan şikayete sevk eden şey, karşılaştığımız zorlukların büyüklüğü değil, irademizin zayıflığıdır. (Jeremy Taylor)

Çok, azların sabırlı bir toplamıdır. İnce ince yağan kar pek bol değildir ama, toprağın derinliklerine kadar işler. Taşı delen, suyun kuvvetinden çok, damlaların sürekliliğidir. Zaferi bu çaba ve devamlılık sağlar.

Başağın iyi yetişmesine engel, zararlı otlar değil, çiftçinin ihmalidir. (Konfüçyüs)
______________
Geliyoruz sessiz ve derinden!...
Mesaj03.10.2009, 16:31 (UTC)    
Mesaj konusu:

Başarının Sırrı
Tarihte şöyle anlatılır...
Bir savaşta komutanın ordusu savaşı kaybeder ordu dağılır
komutanda kaçarak bir mağaraya sığınır. Mağarada oturup düşünürken bir karıncanın duvara doğru yürüdüğünü görür
Karınca bulduğu küçük bir arpa tanesini ağzına alıp duvara tırmanmaya çabalıyormuş.İlk çabası daha işin başındayken boşa çıkmış.

Sonra tekrar denemiş ve duvarı yarılamışken tekrar aşağı yuvarlanmış ağzındaki arpayla birlikte.Kimi zaman duvarın daha altındayken, kimi zaman da duvarın ortasındayken kimi zamanda tam duvarın sonuna vardığı bir anda aşağı düşüyormuş.Ama karınca her defasında bir daha deniyormuş.Yılmadan ve kararlıkla. Sabırla…
Komutan tam YETMİŞ ÜÇ denemeyi saymış ve nihayet karınca kendini duvarın öte tarafına atmayı başarmış
İşte o an Komutan mağaradan haykırarak kalkmışve avazı çıktığı kadar bağırmış. heeeeeeeeeeeeytttttt.Kendini dışarı atarak tekrar yeniden savaşmaya başlamış.Bunu gören askerler cesaretlenerek savaşı kazanmışlar.Ardındandır ki özürlü baçağına rağmen dünyayı fetihe kalkmıştır.Komutan başarısını bir karıncanın cesaretini modeliyerek almıştır.

Arrow Yani bizde bir karınca gibi olamıyoruz ne yazıkki Embarassed
Herkesin fikirlerini paylaşmasını istiyorum lütfen yorumlar
______________
Geliyoruz sessiz ve derinden!...
Mesaj03.10.2009, 16:40 (UTC)    
Mesaj konusu:

paylaşımların İçin teşekkürler.


BAŞARI lar Razz
______________
www.onderteam.tr.gg
Mesaj03.10.2009, 16:41 (UTC)    
Mesaj konusu:

onderteam yazmış:
paylaşımların İçin teşekkürler.


BAŞARI lar Razz


Arrow Teşekkür ederim yorumun icin

Başarılı olmanın yolları


Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil’den tavsiyeler

Çalışma hayatının genel prensipleri:
Her işin ve mesleğin kendi bünyesine mahsus çalışma ve işleme usul ve kuralları vardır. Bunları meslek sahipleri bilir. Bir de, bedeni ve fikri her çeşit iş ve çalışma hayatının ve başarılı olmanın bazı genel ve gerçekçi kuralları vardır. Bunlardan bazıları şöyledir:

* Çalışmak için müsait vakit bekleme. Her zamanı çalışmak için müsait bil. Kendine göre müsait vakit beklersen, o hiçbir zaman gelmez.

* Çalışmak için müsait yer arama. Her yeri çalışmak için müsait bil. Kendine göre müsait yer beklersen, o yeri hiç bulamayabilirsin.

* Bir günde ve bir zamanda yapman gereken bir işi, bir dersi, bir vazifeyi [ibadeti] yarına erteleme. Çünkü her günün işi kendine yeter. [Hadis-i şerifte (Yarın yaparım diyenler helak oldu) buyuruluyor.]

* Bir zamanda yalnız tek bir işi yap, yalnız bir ders, bir kitap, hatta bir konu üzerinde çalış. Tâ ki, dikkatin ve kuvvetin yayılıp zayıflamasın. Bir zamanda birden fazla işi yapayım diyen hiçbirini tam ve temiz yapamaz. Dünyaca tanınmış, en büyük İslam âlimlerinden biri olan İmam-ı Gazali’ye İhya-i Ulum adlı muazzam eserini nasıl bir çalışma ile vücuda getirdiğini sormuşlar: “Bir zamanda yalnız bir konu, bir mesele üzerinde çalıştım” demiş.

* Başladığın bir işi bitirmeden başka bir işe başlama. Yarıda kalan iş başlanmamış demektir.

* Bir günün işini (dersini, vazifesini) bitirdikten sonra ertesi günü ne iş yapacağına karar ver, yahut hiç olmazsa çalışmaya başlamadan evvel, hangi iş (ders, kitap) üzerinde çalışacağını düşünüp kararlaştır ve çalışmaya bu kararla otur.

* Bir işe başlamadan, bir dersi öğrenmeye, bir kitabı okumaya oturmadan önce düşün ve çalışman için gereken şeyleri yanında ve elinin altında bulundur. Tâ ki, ikide bir kalem, kağıt aramaya kalkıp da dikkatin dağılmasın.

* Çalışmaya oturduğun zaman tıpkı ateş hattında düşmanı gözetleyen bir asker gibi uyanık ol, ve dikkat kesil ve bütün ruhi ve bedeni kuvvetinle kendini işe ver, o işe konsantre ol. [İşi kendine düşman bil, sen onu güzel bitirmezsen, o seni kötü şekilde bitirir.]

* Bir işe başlamadan önce, o işi en kısa bir zamanda, en kolay ve en temiz bir surette nasıl yapmak, nasıl öğrenip etüt etmek mümkün olduğunu iyice düşünüp hesapla. [Plansız programsız projesiz işe başlayana ahmak denmez mi? İslam âlimleri, (Doğru sebebe yapışan, doğru netice alır) buyuruyorlar.]

* Çalıştığın bir iş üzerinde herhangi bir güçlüğü yenmeden bir adım bile gerileme. İyi bil ki, yılgınlık maskeli bir tembelliktir. Yine bil ki, çalışma sevgisi, güçlükleri yenmekten doğar ve kuvvetlenir. Güçlüğü yenmekten hasıl olan manevi zevk, eşsiz bir zevktir. Emin ol ki, savaşta zafer ve işte başarı yılmadan sabırla devam edenindir. Sebat önünde güçlükler erir ve imkansız görünenler imkanlı hâle gelir.

* İşinde rastladığın bir güçlüğü önce parçala. Her parçayı birer birer ve sıra ile yenmeye çalış. Bunun için, mesela, bir dersi, bir kitabı en basit elemanlarına, kısım ve konularına ayır. Sıra ile konuyu iyice ve noksansızca anlayıp öğrenmeden öbür konuya geçme. [Aynısını zaten her gün yemek içmek de yapıyorsun. Lokma lokma yiyor, yudum yudum içiyorsun. Bir elma birden yutulur mu? Bunu iş hayatında da uygula.]

* Devamlı ve intizamlı çalış. Her gün aynı saatlerde çalışmaya otur. Çalışmayı uzun aralıklarla kesip terk etme. Hasta ve yorgun değilsen tatiller de bile yavaş ve az da olsa çalış. Tâ ki çalışma alışkanlığın körlenmesin ve tekrar çalışmaya koyulmak için zahmet çekmeyesin.

* Bir iş üzerinde yorulursan dinlenmek için işini değiştir ve çalışma hızını yavaşlat. Fakat dinlenme bahanesi ile, asla boş oturma. Boş oturanın içi, işlemeyen demir gibi, pas tutar. [Akan su pislik tutmaz, durgun su pislik tutar, hastalık yapar.]

* Çok düşün. İyi bil ki, çalışmak mutlaka hareket etmek ve okumak, yazmak demek değildir. Düşünen bir insan, maden kuyularında kazma sallayan işçiden daha çok çalışıyor demektir.

* Verimli çalışmayı sakın iş üzerinde geçirdiğin zamanla ölçüp de, eh bugün şu kadar saat çalıştım, yetişir deme. Çalışmanın neticesine ve öğrendiğine bak. [Faydalı çalışmak, vakti doldurmak değildir, vakti kıymetlendirmektir, yani, dünya ve ahirette faydasını göreceğimiz neticeleri elde etmektir.]

* Fikri çalışmalar için, aynı saatlerde devamlı ve tertipli bir surette, günde iki üç saat bile kâfidir. Büyük filozof İbni Sina, dünyaca meşhur olan (Kitab-üş-şifa) sını, her gün, sabah namazından sonra Bağdat’taki bir caminin büyük kandili altında oturarak, kuşluk vaktine kadar, yani takriben iki saat çalışmak suretiyle vücuda getirmiştir. Meşhur İngiliz filozofu Spencer, muazzam eserlerini, günde iki saat çalışarak yazmıştır. Her sene, bin, bin iki yüz sayfalık eser veren Fransız edibi Emil Zola’ya başarısının sırrını sormuşlar: Her gün yalnızca üç saat çalışır ve yazarım demiş.

* Sebat et, damlaya damlaya göl olur ve aynı noktaya düşen damlacıklar, zamanla mermeri bile deler.

*Bir işe, bir derse, bir kitaba başladığın zaman, telaş edip sabırsızlanma. Sakin ve metin ol. Yol al, fakat acele etme. Sindirerek çalış ve öğren.

* İşinde ve dersinde herhangi bir fikri ve noktayı küçümseyerek ihmal edip geçme. Küçük ihmalden, bazen büyük zararlar doğduğunu unutma.

* Gece yatağa girince, kendini hesaba çek, o gün ne yaptığına bak, yarın ne yapacağına karar vermeden uyuma.

* Her gün iyi bir eserden sesli olarak beş on sayfa oku. Bu sayede konuşma ve söz söyleme yeteneğin gelişir.

* Rastladığın hikmetli bazı güzel ifadeleri ezberle. Bu sayede hem kelime ve ifade haznen zenginler hem de hafızan kuvvetlenir.

* Çalıştığın bir dersin, bir kitabın konularını bitirdikçe, kitabı kapayıp, okuduğunu ezberden özet halinde not et. Bir dersi, bir kitabı en iyi anlayıp öğrenmenin yolu, yazarak, not tutarak çalışmaktır.

* Bir dersten öğrendiğin, bir kitaptan okuduğun konuları arkadaşlarınla ezberden müzakere et. Bu suretle hem zekan işler ve öğrendiğin sindirilmiş olur, hem hafızan kuvvetlenir; hem de düzgün konuşma ve düşüncelerini açıkça ifade etme alışkanlığı kazanırsın.

* Dikkat et! Sözlerin ve yazıların kısa, açık ve anlamlı olsun.

* Okuduğun bir kitapta rastladığın güzel bir parçayı ve orijinal bir fikri -yerini ve sayfasını işaret ederek- not et. Bu suretle biriktirdiğin notları, bir dosyaya, bir fiş kutusuna sırası ile yerleştir. Bir yazı yazmak veya bir eser yapmak istediğin zaman, bu notlar senin için zengin bir malzeme hazinesi olur.

* Bir konu hakkında bir yazı veya bir eser yazmaya karar verdiğin zaman, önce, bu konu üzerinde yazılmış eserleri oku. Tâ ki, herkesin bildiği şeyleri tekrar edip ömrünü israf etme.

* Fikri çalışmanın herkesin mizacına göre değişen verimli ve kıymetli saatleri vardır. Bu saatler şahıslara göre değişebilir. Sabahın erken saatleri olabilir, kiminde gündüz kiminde gece olabilir. Kendine bak, senin kıymetli saatlerin hangileri ise, bunları hiçbir eğlenceye feda edip kaçırma.
[Tertip ve düzen sahibi olmak için namazları aksatmadan kılmak gerekir. Namaz alışkanlığın, diğer işlerini de düzenli hâle sokar.]
______________
Geliyoruz sessiz ve derinden!...
Mesaj27.04.2010, 11:23 (UTC)    
Mesaj konusu:

htlmkodes yazmış:
BASARI NEDIR?
“Basari nedir?” sorusunun cevabi elbette kisiden kisiye degisir.
Bana göre basari, insanin yapmak ve basarmak istedigi güzel bir seyi yapabilmesi, ulasmak istedige güzel bir hedefe varabilmesidir. Istedigi hedefe ulasabilen insan, elde ettigi netice sonunda huzur ve mutluluk duyabiliyorsa basariya ulasmis sayilir.
Hem dünya hem de ahiretimizi cennete çevirmek, en önemli amacimiz olmalidir. Bu amaca ulasmak için de bizi hem dünyada hem de ahirette mutlu edecek bir çalisma yöntemi seçmeliyiz.
Allah’in ve insanlarin sevdigi biri olmak, en büyük mutluluk kaynagidir.
Kimi insanlar basariyi, büyük bir makama yükselmek, çok para kazanmak, unvan ve söhret elde etmek zannederler.
Para, mal, söhret ve makamlar gelip geçicidir. Bunlara ulasmayi en büyük hedef kabul edenler, hedeflerine ulastiklari zaman mutlu olmadiklarini görecekler ve hayal kirikligina ugrayacaklardir. Önemli isler basarmak için elbette bunlara ihtiyacimiz var.
Ama bunlar amaç degil, araçtir.
“Para iyi bir usak, kötü bir efendidir.”demis bir düsünür.
Dünyanin gelmis geçmis en zengin insani olarak bilinen Süleyman Peygamber, söyle demis:
“Parayi sevenin hiçbir zaman yeteri kadar parasi olmaz. Zenginligi seven bir kimse de hiçbir zaman gelirleriyle tatmin olmaz.”
Amerikali ünlü zengin John Rockefeller’e sormuslar:
-Ne kadar paran olursa tatmin olursun?
-Biraz daha olsun, yeter.
Halbuki Rockefeller, dünyanin en zengin kisisi idi. Sahip oldugu parayi yeterli görmüyordu.
ZENGINLER KULÜBÜ
1923 senesinde Sikago’daki bir otelde toplanip görüs alis verisinde bulunmuslar. Gücün simgesi durumundaki bu insanlara, o zaman herkes imreniyordu. Amerika bütçesinden daha fazla paraya sahip olan bu insanlar, baskalarinin gözünde hedefine ulasmis kisilerdi.
Zaman, dogru bir çizgi üzerinde gitmez. Iyi günlerden sonra kötü günler de gelebilir. Yazdan sonra kisin gelmesi gibi.
Lüks bir otelde toplanan bu zenginlerin sonu feci bir sekilde bitmis. Zenginler kulübünün üyelerinin baslarina gelenler ilginç.
Basari Yolculugu isimli kitabin yazari John Maxvel, zenginler kulübü üyelerinin sonunu söyle anlatir:
“En büyük bagimsiz çelik sirketinin sahibi Charles Schwab, meteliksiz öldü.
En büyük bugday spekülatörü olan Arthur Cutten, iflas etti ve yurt disinda öldü.
New York borsasinin genel müdürü olan Richard Witney, hapse düstü, serbest birakildiktan hemen sonra öldü.
Amerikali bakan Albert Fall, hapse düstü, hastalandi, sonunda evinde ölsün diye affedildi.
Borsa ayisi olarak bilinen Jes Livermore, intihar etti.”
Netice olarak sunu söyleyebiliriz:
Para, mal, mülk, mevki, makam ve söhret gibi seyler gelip geçicidir. Ebedî yasamak isteyen ve cennete gitmek isteyen bir insan için son hedef olamaz.
Yunus Emre ne güzel söyler:
“Mal sahibi, mülk sahibi
Hani bunun ilk sahibi?
Mal da yalan , mülk de yalan
Var biraz da sen oyalan!”
O hem kendimize hem de diger insanlara faydali olacak güzel hedefler seçmeliyiz.
En son ve en güzel hedefin Allah’in rizasini kazanmak oldugunu unutmamaliyiz.
Mutlulugu; mal, mülk, para ve parada aramamaliyiz. O iyilik yapan, iyi insanlarin içindedir. Onu disarida arayan çölde serap görür.
Basarmak ve mutlu olmak için para, mal, makam gibi araçlara ihtiyacimiz oldugunu bilmeli ve hedefe ulasmak için bu araçlar kullanmaliyiz.
Herkes bu araçlari elde etmek ister.
Iste basari yarisi bu noktada baslar. Çok çalisan, basari tekniklerini iyi bilen kazanir. Hayatin amacini bilen mutlu olur veya en azindan imtihani kazanma ve ebedî mutluluga hazirlanma ümidiyle yasar.
“Ey dipdiri meyyit(ölü), iki el bir bas içindir;
Davransana eller de senin, bas da senindir.”der Mehmet Akif.
Basarili insanlarin da iki eli, iki ayagi, bir basi var; sizin de.
Siz neden basarmayasiniz? Kendinize güveniniz ve meydana atiliniz.

:arrow: Bu bölümden Sonra artık Hergün 3 yada 4 Yayın vereceğiz Ne diyelim mesala :) Rehber Hocası gibi düşünün Öğütlerimiz devam edecekdir. Öğüt demeyede Gerek yok insanda Akıl bozukluğu yoksa başaramıyacağı hic bir şey yokdur Size kısa bir hikaye anlatacaz

:arrow: Sakıp sabancı Herhalde dogru söylüyorum Onun bir özürlü oglu var Babası diyorki Oğlum bana sadece ''Baba bana bisiklet al'' desin. Hic bir şeyim olmasın diyor Yani burada Akıl sağlıgın ne kadar önemli olduğunu görüyoruz... Her gün yayınımız Burada sizlerle devam edecekdir..
:lol: :)
Önceki mesajları göster:   


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Türkçe Çeviri: phpBB Türkiye & Erdem Çorapçıoğlu