Forum'da ara:
Ara


Yazar Mesaj
Mesaj20.02.2010, 21:55 (UTC)    
Mesaj konusu: Masalsı bir semt:Balat

Masalsı bir semt: Balat

Masalsı bir semt: Balatİstanbul gittikçe içinde yaşayanları boğuyor, kendisini bizlerden uzaklaştırıyor. Trafiği, kalabalığı, keşmekeşi derken hayallerdeki şehir, bir anda gözümüzde canavara dönüşüyor. Böyle zamanlarda şehirden kaçmak, kurtulmak için ara sokaklardan birine giriyoruz. Bu sokaklardan biri de bizi Balat’a götürüyor.

Şehirden uzaklaştığımızı zannederken aslında şehrin tam da ortasında olduğumuzu fark ediyoruz. Ama bu sefer içinde bulunduğumuz yer alışageldiğimiz metropol ortamından oldukça farklı… Cumbalı evler karşılıyor şehirden korkmuş gözlerimizi önce. Çoğu 2-3 katlı bu cumbalı evlerin arasına serilmiş kimisi renk renk, kimisi bembeyaz çamaşırların üzerine sobalardan çıkan dumanlar siniyor. Evlerin arasına serili çamaşırların ve soba dumanlarından oluşan islerin ardından kale gibi devasa bir kırmızı yapı görülüyor uzaktan. Küçük çocuklarsa semte gelmiş fotoğraf meraklılarının objektiflerine yakalanma savaşı veriyor büyük bir coşkuyla.

Yıkık dökük binalar bir zamanlar buradaki yoğun yaşanmışlığın bugünkü kanıtları olarak varlığını sürdürüyor. Yıkık döküklükleri bile estetikle dans ediyor. Ama bakımsızlıklarını hiçbir şey gizleyemiyor. Geçmişin canlı günlerini arayan, zamanında fötr şapkalı beyefendileri ve şık hanımları ağırlayan arnavut kaldırımları bugünün afacan çocuklarının koşar adımlarına eşlik ediyor. Birçok şarkıya konu olmuş Agora Meyhanesi gözümüze çarpıyor. Ancak şarkılardaki ihtişamı yok. Onun yerine kilitli kapısıyla idare etmek zorunda kalıyoruz.

Masalsı bir semt: BalatEvet, masalsı bir yerde, Balat’tayız. Bu semtte girdiğimiz her sokakta bir bakkal karşılıyor bizleri. Kahraman bakkallar burada hala süpermarketlere karşı. Belki de geçmişin Balat’ıyla bugünün Balat’ının az sayıda benzer noktasından biri de bu. Birçok yokuşa ev sahipliği yapan Balat’ın en özel yokuşlarının birinin tepesinde de Fener Rum Lisesi bulunuyor. Bu eşsiz yapı 1811 yılında kırmızı ateş tuğlalarıyla inşa edildiği için semt sakinlerince “Kırmızı Mektep” olarak da anılıyor. Birçok kubbesi olan bu binanın en tepedeki kubbesi yapıldığı zamanda uzay rasathanesi olarak kullanılırmış.

Balat’ın önemli özelliklerinden biri de dar ve dik yokuşlarının sağında ve solunda sıralanmış evleri. Osmanlı döneminde Rum, Ermeni ve özellikle Musevi nüfusun yoğun olarak yaşadığı Balat, günümüzde doğudan göç eden nüfusa ev sahipliği yapıyor. Ancak Balat’ın eski sahipleri de varlığını sürdürüyor. Balat derneğinin de kurucularını oluşturan bu grup etnik kökenlerini dikkate almadan kendilerini “Balat milliyetçileri” olarak tanımlıyor ve Balat’ın eski günlerini bugünlere taşımaya da aracılık ediyorlar.

Balat’ın kıyı kesiminde yer alan Bulgar Kilisesi de görülmeye değer tarihi yerlerden biri. Bu kilisenin ilginç de bir yapılış öyküsü var. Neo-gotik tarzdaki bu kilisenin yapılışını engellemek amacıyla 1 ay gibi kısa bir sürede tamamlama şartı getirilince, Bulgar nüfusu kiliseyi Viyana’da dökme demirle yaptırıp önce Tuna Nehri, sonra da Karadeniz’den taşıyarak Balat’a getirmiş. Ardından kiliseyi bugün bulunduğu yerde monte etmişler.

Rutubet ve bakımsızlıktan yorgun ahşap evleriyle geçmişine hala sahip çıkan Balat ile ilgili olumlu gelişmeler de gündemde. Avrupa Birliği tarafından hazırlanan “Kültür Mirasını Koruma Projesi” çerçevesinde açılan ihaleyi kazanan İspanya’dan Barcelona Belediyesi, 200 evi 3.8 milyon Euro harcayarak restore edecek. Bu da Balat’ın eskiyen çehresini değiştirmek için olumlu bir adım. Ancak Balat bu haliyle de ziyaretçilerini masalsı bir âleme çekip, eski zamanlara götürerek heyecanlandırıyor ve bu büyüye kapılmak isteyenleri 15. yüzyıldan beri süre gelen tarihi birikimi ve yaşanmışlığıyla bekliyor.

______________
Önceki mesajları göster:   


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Türkçe Çeviri: phpBB Türkiye & Erdem Çorapçıoğlu