Forum'da ara:
Ara


Yazar Mesaj
Mesaj19.02.2012, 20:31 (UTC)    
Mesaj konusu: Nalıncı Baba !!!

Nalıncı Baba Hazretleri

Adsız şansız bir Allah dostu

Murat Han (III. Murat) o gün bir hoştur. Telaşeli görünür. Sanki bir şeyler söylemek ister, sonra vazgeçer. Neşeli deseniz değil, üzüntülü deseniz hiç değil. Veziriazam Siyavuş Paşa sorar:

- Hayrola efendim canınızı sıkan bir şey mi var?

- Akşam garip bir rüya gördüm.

- Hayırdır inşaallah.

- Hayır mı, şer mi öğreneceğiz.

- Nasıl yani?

- Hazırlan dışarı çıkıyoruz.

Ve iki molla kılığında çıkarlar yola. Görünen o ki padişah hâlâ gördüğü rüyanın tesirindedir ve gideceği yeri iyi bilir. Seri ve kararlı adımlarla Beyazıd'a çıkar, döner Vefa'ya. Zeyrek'ten aşağılara sallanır. Unkapanı civarlarında soluklanır. Etrafına daha bir dikkatli bakınır. İşte tam o sıra, orta yerde yatan bir ceset gözlerine batar. Sorarlar 'Kimdir bu?' Ahali 'Aman hocam hiç bulaşma' derler, 'ayyaşın meyhur'un biri işte!'

- Nerden biliyorsunuz?

- Müsaade ette bilelim yani. Kırk yıllık komşumuz.

ÖFKELİ KOMŞULAR

Bir başkası tafsilata girer.

-'Biliyor musunuz?' Aslında iyi sanatkârdır. Azaplar çarşısında çalışır, nalının hasını yapar. Ancak kazandıklarını içkiye, fuhşa harcar. Hem şişe şişe şarap taşır evine, hem nerede namlı mimli kadın varsa takar peşine.

Hele yaşlının biri çok öfkelidir.

-İsterseniz komşulara sorun. Sorun bakalım, onu bir kere olsun cemaatte gören olmuş mu?

Hasılı mahalleli döner ardını gider. Bizim tebdil-i kıyafet mollalar kalırlar mı ortada. Tam Vezir de toparlanıyordur ki padişah önünü keser.

- Nereye?

- Bilmem. Bu adamdan uzak durmayı yeğlersiniz sanırım.

- Millet bu, çeker gider. Kimseye bir şey diyemem. Ama biz gidemeyiz. Öyle veya böyle tebamızdır. Defnini tamamlasak gerek.

- İyi ya, saraydan birkaç hoca yollar, kurtuluruz vebalden.

- Olmaz. Rüyadaki hikmeti çözemedik daha.

- Peki ne yapmamı emir buyurursunuz?

- Mollalığa devam. Naaşı kaldırmalıyız en azından.

- Aman efendim. Nasıl kaldırırız?

- Basbayağı kaldırırız işte.

- Yapmayın etmeyin sultanım, bunun yıkanması paklanması var. Tekfini, telkini...

- Merak etme ben beceririm. Ama önce bir gasılhane bulmalıyız.

- Şurada bir mahalle mescidi var ama...

- Olmaz. Vefat eden sen olaydın nereden kalkmak isterdin?

- Ne bileyim Ayasofya'dan, Süleymaniye'den. En azından Fatih Camii'nden.

- Ayasofya ile Süleymaniye'de devlet erkanı çoktur. Tanınmak istemem. Ama Fatih Camii'ni iyi dedin. Haydi yüklenelim.

Ve gelirler camiye. Siyavuş Paşa sağa sola koşturur kefen, tabut bulur. Padişah bakır kazanları vurur ocağa. Usulü erkanınca bir güzel yıkarlar ki naaş ayan beyan güzelleşir sanki. Bir nurdur aydınlanır alnında. Yüzü şakilere benzemez. Hem mânâlı bir tebessüm okunur dudaklarında.

Padişahın kanı ısınmıştır bu adama, vezirin ona keza. Meçhul nalıncıyı kefenler, tabutlar, musalla taşına yatırırlar. Ama namaz vaktine hayli vardır daha. Bir ara vezir sıkıntılı sıkıntılı yaklaşır:

- Sultanım yanlış yapıyoruz galiba

- Nasıl yani?

- Heyecana kapıldık, cenazeyi sorup araştırmadan getirdik buraya, Kimbilir hanımı vardı belki, belki de yetimleri?

- Doğru. Öyle ya. Neyse, sen başını bekle, ben mahalleyi dolanıp geleyim.

BİZİM EFENDİ BİR ALEMDİ

Vezir cüzüne, tesbihine döner, padişah garip maceranın başladığı noktaya koşar. Nitekim sorar soruşturur, nalıncının evini bulur. Kapıyı yaşlı bir kadın açar. Hadiseyi metanetle dinler, sanki bu vefatı bekler gibidir.

- Hakkını helal et evladım .Belli ki çok yorulmuşsun.

Sonra eşiğe çöker ellerini yumruk yapar, şakaklarına dayar. Ağlar mı? Hayır. Ama gözleri kısılır, belki hatıralara dalar. Neden sonra silkinip çıkar hayal dünyasından.

- Biliyor musun oğlum?' diye dertli dertli söylenir, Bizim efendi bir âlemdi vesselâm. Akşamlara kadar nalın yapar, ama birinin elinde şarap şişesi görmesin, elindekini avucundakini verir satın alırdı. Sonra getirip dökerdi helaya.

- Niye?

- Ümmet-i Muhammed içmesin diye.

- Hayret.

BAK ŞU İŞE!

Sonra malum kadınların ücretini öder eve getirirdi.

- Ben sizin zamanınızı satın aldım mı, aldım. Öyleyse şimdi dinleseniz gerek, der çeker giderdi, ben menkibeler anlatırdım onlara. Mızraklı İlmihal, Hüccet-ül İslâm okurdum.

- Bak sen! Millet ne sanıyor halbuki.

- Milletin ne sandığı umurunda değildi. Hoş, o hep uzak mescidlere giderdi. 'Öyle bir imamın arkasında durmalı ki' derdi, 'tekbir alırken Kabe'yi görmeli.'

- Öyle imam kaç tane kaldı şimdi.

- İşte bu yüzden Nişanca'ya, Sofular'a uzanırdı ya. Hatta bir gün

- Bakasın Efendi! Sen böyle böyle yapıyorsun ama komşular kötü belleyecek. İnan cenazen kalacak ortada'. dedim,

- Doğru öyle ya?

- Kimseye zahmetim olmasın! deyip mezarını kazdı bahçeye.

Ama ben üsteledim.

- İş mezarla bitiyor mu? Seni kim yıkasın, kim kaldırsın? dedim.

- Peki o ne dedi?

- Önce uzun uzun güldü, sonra

- Allah büyüktür hatun, hem padişahın işi ne? dedi.
.....

İşte Nalıncı Baba o adsız sansız Allah dostlarından biridir. Asıl adı, Muhammed Mimi Efendidir. Bergamalıdır. 1592 yılında vefat etti. Cenaze hizmetlerini bizzat padişah gördü ve mübareği evine defnetti. Kabri üzerine bir kubbe, önüne bir çeşme koydurdu. Dahası bir tekke ile yaşattı adını. Türbesi Unkapanı'nda, Cibali tütün fabrikasının arkasında, Haraçzade Camii karşısındadır.
______________

İnsanlar ikiye ayrılır. Vaktini beşe ayıranlar ve vaktini boşa ayıranlar ...
Necip Fazıl KISAKÜREK
Mesaj19.02.2012, 20:59 (UTC)    
Mesaj konusu:

Daha once okumustum bu olayi.Yine hic sıkılmadan okudum,insanlarin yaptigi en buyuk hatalardan biri"suizan" yapmak..
______________
Gök Kubbede Hoş Bir Sadâ Bırakmak Değil midir Hayat..? Umarım Geriye Hoş Bir Sadâ Bırakabilmişimdir.Söz Uzar,Kesmek gerektir...Vesselam... M.Said BAŞAR
Mesaj19.02.2012, 21:28 (UTC)    
Mesaj konusu:

imanfedaisi yazmış:
Daha once okumustum bu olayi.Yine hic sıkılmadan okudum,insanlarin yaptigi en buyuk hatalardan biri"suizan" yapmak..


Kesinlikle kardeşim. Keşke herkese hoşgörüyle ve hüsn-ü niyetle yaklaşabilsek ...
______________

İnsanlar ikiye ayrılır. Vaktini beşe ayıranlar ve vaktini boşa ayıranlar ...
Necip Fazıl KISAKÜREK
Mesaj19.02.2012, 21:39 (UTC)    
Mesaj konusu:

islamkusagi yazmış:
imanfedaisi yazmış:
Daha once okumustum bu olayi.Yine hic sıkılmadan okudum,insanlarin yaptigi en buyuk hatalardan biri"suizan" yapmak..


Kesinlikle kardeşim. Keşke herkese hoşgörüyle ve hüsn-ü niyetle yaklaşabilsek ...

Aslinda insan kendisi nasilsa karsidakinide oyle goruyor. Kesle herkes dedigin gibi anlayisli olsa. Bir hadis-i seriftePeygamberimiz buyuruyorki: Sakin bir insani lucuk gorme, olur ki Allahin veli bir kuludur.."
______________
Gök Kubbede Hoş Bir Sadâ Bırakmak Değil midir Hayat..? Umarım Geriye Hoş Bir Sadâ Bırakabilmişimdir.Söz Uzar,Kesmek gerektir...Vesselam... M.Said BAŞAR
Mesaj21.02.2012, 07:15 (UTC)    
Mesaj konusu:

imanfedaisi yazmış:
islamkusagi yazmış:
imanfedaisi yazmış:
Daha once okumustum bu olayi.Yine hic sıkılmadan okudum,insanlarin yaptigi en buyuk hatalardan biri"suizan" yapmak..


Kesinlikle kardeşim. Keşke herkese hoşgörüyle ve hüsn-ü niyetle yaklaşabilsek ...

Aslinda insan kendisi nasilsa karsidakinide oyle goruyor. Kesle herkes dedigin gibi anlayisli olsa. Bir hadis-i seriftePeygamberimiz buyuruyorki: Sakin bir insani lucuk gorme, olur ki Allahin veli bir kuludur.."


Muhakkak kardeşim benim. Hani meşhur bir söz vardır; parayla imanın kimde olduğu belli olmaz diye.
Aslında İmanı olanın nuru yüzünden okunur ama biz imanlı değil diye düşündüğümüz kimselere bile art niyetle, su-i zanla yaklaşmamalıyız.
Yarın bizden çok daha iman sahibi bir mümin olup, olmayacağını bilemeyiz.
Efendimiz (s.a.v.) onca eziyete rağmen Taif'te beddua etmiyor, olaki bunların neslinden iman eden olur diye helak olmalarına izin vermiyor. Ödülünü de peşin alıyor. Taif halkından kaçarken sığındığı bahçedeki köle Addas iman ediyor.
Aslında burada ince bir sır da var, Allah-u Taala bir kişinin, hem de bir kölenin imanı için en sevgilisinin taşlanmasına razı geliyor.Bu da tebliğin ne derece önemli olduğunun bir göstergesidir bence ...
______________

İnsanlar ikiye ayrılır. Vaktini beşe ayıranlar ve vaktini boşa ayıranlar ...
Necip Fazıl KISAKÜREK
Önceki mesajları göster:   


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Türkçe Çeviri: phpBB Türkiye & Erdem Çorapçıoğlu