Forum'da ara:
Ara


Yazar Mesaj
Mesaj27.01.2009, 18:59 (UTC)    
Mesaj konusu: Bu başlıkta fıkralarınızı paylaşabilirsiniz :)

Fıkralar kesinlikle kişi haklarına saygılı olmalıdır ve asla +18 kelimeler içermemelidir. Arada noktalama yapsanız dahi.


İlki benden Razz





Mahkeme salonu... Dâvada şahitlik etmesi için kürsüye yaşlı bir teyzeyi çağırırlar. Kadın yerine oturur ve davalının avukatı kadına yaklaşır "Bayan Jones. Beni tanıyor musunuz?" Yaşlı teyze cevap verir: "Âh evet, Bay Williams! Sizi çocukluğunuzdan beri tanıyorum. Siz ta o zamanlar bile aileniz için tam bir baş belâsıydınız. Devamlı yalan söylüyorsunuz, eşinizi aldatıyorsunuz, en yakınım dediğiniz insanların arkasından konuşuyorsunuz, 2 dolar fazla kazanmak için herkesi satarsınız..." Dâvâlının avukatı başta olmak üzere bütün salon şok olur. Adam ne yapacağını bilemez haide kadına tekrar sorar: "Peki Bayan Willİams ya karşı tarafın avukatını tanıyor musunuz?" Kadın yine cevaplar: "Ebette tanıyorum! Çocukluğunda ona dadılık yapmıştım. Tembel, ödlek ve alkolik adamın tekidir. Etrafında bir tek dostu yoktur ve herkes onun hâlâ geceleri altına kaçırdığını söylüyor!" Yine herkes şokta... Bütün salonu bir uğultu kaplar. Hakim kürsüye tak tak vurup herkesi susturur, İki tarafın avukatını da kürsüye çağtnr ve ikisine de eğilmelerini söyleyerek kulaklarına şunu fısıldar: "Eğer bu kadına beni tanıyıp tanımadığını sorarsanız ikinizi de harcarım!"
Mesaj27.01.2009, 19:07 (UTC)    
Mesaj konusu:

Merhaba
Çok komikti
Bunu sizmi yazdınız
Yoksa bir yerden mi buldunuz
Merak ettim
İyi eğlenceler
Mesaj27.01.2009, 19:11 (UTC)    
Mesaj konusu:

Çok komik

Matematikçinin aşkı Sevgiliye mektup)

Türev tanem, bir tanem, bir sigma işareti kadar kıvrak bir Pi sayısı kadar sonsuzsun sevgilim. Sana olan sevgim limitlerin sonsuzluğuna ulaşıyor. Bir bakışın kalbimde matris kadar derin etkiler yapıyor. Kalem gibi kaşların, trigonametri gibi karışık saçların, tebeşir kokusu gibi burnumda tütüyor. Çarpanlara ayrılmayan denklemler gibi nazlanma. Senden mektup almak inan integral almaktan daha zor. Bilinmeyenlerimiz farklı olsa bile polinomlar gibiyiz. Eğer böyle devam ederse seni keşfedilmemiş dizi kuralları ile izleyeceğim.
Seninle bir daire olalım. Merkezde ben, etrafımda eşit uzaklıklarda sen. Nereye bakarsam seni göreyim. Üzüntülerimiz teğet, sevinçlerimiz kiriş olsun. Birbirimize o kadar yakın olalım ki, yarıçaplarımızın limiti sıfıra yaklaşsın. Şu anda y=ax+bx+c parabolünün iki ayrı kolu isek de bir gün tepe noktasında buluşacağız. Sana bir sinx eğrisi gibi sürekli "k" sabiti kadar bağlıyım. Hiçbir parantez bizi ayıramaz.
Mesaj27.01.2009, 19:15 (UTC)    
Mesaj konusu:

Büyük bir evin kapısında şu notlar yazıyordu:

Bugün bir iş toplantım var gecikeceğim Babanız

Konken partisindeyim, geç geleceğim Anneniz

Arkadaşımda kalacağım Kızınız

Sinemaya gideceğim, geç gelebilirim, hatta gelmeyebilirim Oğlunuz

İşimi kolaylaştırdığınız için teşekkür ederim Hırsız
Mesaj27.01.2009, 19:16 (UTC)    
Mesaj konusu:

cunobag yazmış:
Büyük bir evin kapısında şu notlar yazıyordu:

Bugün bir iş toplantım var gecikeceğim Babanız

Konken partisindeyim, geç geleceğim Anneniz

Arkadaşımda kalacağım Kızınız

Sinemaya gideceğim, geç gelebilirim, hatta gelmeyebilirim Oğlunuz

İşimi kolaylaştırdığınız için teşekkür ederim Hırsız


Laughing Laughing Laughing
Mesaj27.01.2009, 19:24 (UTC)    
Mesaj konusu:

Çılgın felsefe hocası 100 puanlık tek soruyu yanındaki sandalyeyi
göstererek sorar:
"Bana bu sandalyenin varolmadığını kanıtlayın !"

100 puan alan tek kişinin cevabi ise sadece şudur:


" Hangi sandalye "




ilkokul 3. sınıf..soru: ormanların faydalarını sayınız.
cevap: ormanların faydaları saymakla bitmez.
sonuç: tam not


Din hocası Hz. Muhammed ile Hz. Ali arasındaki bir diyalogu yazın demiş.
hani kitapta geçen özlü sözler tarzında, yanıtlardan biri şöyleymiş

Hz. Muhammed: günaydın Ali
Hz. Ali : sana da günaydın Muhammed nasılsın ?




seviye: üniversite
ders: eğitim felsefesi
sınav: bütünleme
sınav şu sorudan ibarettir: ''Bildiğiniz iki soruyu yazıp cevaplayınız.''
yalnız bir sorun vardır derse hiç devam etmemiş öğrenci dersin
içeriğini hiç bilmemektedir.
dolayısıyla kendine sorabileceği iki adet soru da
bulamamaktadır. beyninin derinliklerinden,dönemin ilk dersine
girdiğini hatırlar.bu derste duyduğu cümleden de yeterli deneyi
almış.

soru 1:ilk milli eğitim bakanımız kimdir cevap: Hasan Ali Yücel
soru 2:Hasan Ali Yücel kimdir cevap: ilk milli eğitim bakanımızdır.
işlem tamamlanmıştır...
sınav sonucu:100 (yaşanmıştır...)




soru; Ahmet Haşim' in en unlu eserlerinin toplandığı eserin adi nedir ?

cevap; best of Ahmet Haşim


deprem sırasında ortaya çıkan enerjiye ______ ______ denir."
doğru cevap “depremin magnitüdü” dür, fakat zeki bir arkadaşımız:
"helal olsun" yanıtıyla okulda efsane olmayı başarmıştır.
Mesaj27.01.2009, 19:38 (UTC)    
Mesaj konusu:

Mükemmeldi efendim
Siz bizi güldürdünüz
Allah da sizi gülsürsün
Amin
Mesaj27.01.2009, 19:39 (UTC)    
Mesaj konusu:

85 yaşında bir adam doğumhanenin kapısında beklemektedir.

Doğumhaneden çıkan doktor şöyle bir bakındıktan sonra yaşlı adama sorar:
-'içerde doğum yapan bayan yakınınızmı?'
-'Evet, eşim.'
-'Ama bayan 25 yaşlarında...'
-'Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?'
-'Yoo, aklıma benim dedem geldi de.'
-'Nesi varmış dedenizin?'
-'Kendisi av meraklısı idi. sürekli ava çıkardı. Ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı. Bir gün ava çıkacakken kendisini uyardık, aman yapma
dedecim, senyaşlandın, ava gidemezsin diye. Kendisi israr etti ve hazırlandı. Eee, tabi yaşlılık, çıkarken tüfek yerine baston aldı eline. Ben de kendisiyle gittim. Ormanda bayağı yolyürüdükten sonra bir geyik gördük. Dedim ya, dedem yaşlı. Bastonu omzuna koydu, doğrulttu ve
geyiğe bastonla ateş etti.Geyik o anda vurulup yere düştü...'

-'Olur mu, başkası vurmuştur onu.'
-'Ben de onu demeye çalışıyorum...
Mesaj27.01.2009, 19:41 (UTC)    
Mesaj konusu:

marasultraslan yazmış:
85 yaşında bir adam doğumhanenin kapısında beklemektedir.

Doğumhaneden çıkan doktor şöyle bir bakındıktan sonra yaşlı adama sorar:
-'içerde doğum yapan bayan yakınınızmı?'
-'Evet, eşim.'
-'Ama bayan 25 yaşlarında...'
-'Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?'
-'Yoo, aklıma benim dedem geldi de.'
-'Nesi varmış dedenizin?'
-'Kendisi av meraklısı idi. sürekli ava çıkardı. Ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı. Bir gün ava çıkacakken kendisini uyardık, aman yapma
dedecim, senyaşlandın, ava gidemezsin diye. Kendisi israr etti ve hazırlandı. Eee, tabi yaşlılık, çıkarken tüfek yerine baston aldı eline. Ben de kendisiyle gittim. Ormanda bayağı yolyürüdükten sonra bir geyik gördük. Dedim ya, dedem yaşlı. Bastonu omzuna koydu, doğrulttu ve
geyiğe bastonla ateş etti.Geyik o anda vurulup yere düştü...'

-'Olur mu, başkası vurmuştur onu.'
-'Ben de onu demeye çalışıyorum...


Very Happy
Mesaj27.01.2009, 19:51 (UTC)    
Mesaj konusu:

@ marasultraslan

Şimdi Altıma İ......cem Mr. Green
______________
Google Pagerank Değerimiz 2 Oldu ||
Sizlerin Sayesinde !!


Mesaj30.01.2009, 11:22 (UTC)    
Mesaj konusu:

cunobag yazmış:
Büyük bir evin kapısında şu notlar yazıyordu:

Bugün bir iş toplantım var gecikeceğim Babanız

Konken partisindeyim, geç geleceğim Anneniz

Arkadaşımda kalacağım Kızınız

Sinemaya gideceğim, geç gelebilirim, hatta gelmeyebilirim Oğlunuz

İşimi kolaylaştırdığınız için teşekkür ederim Hırsız


Harika fıkra Mr. Green
______________


Mesaj31.01.2009, 04:43 (UTC)    
Mesaj konusu:

tatil bitti.

Bir işadamı, oldukça yoğun ve yorucu geçen bir seneden sonra tatile çıkmaya karar verir. Eşi de kendisi gibi meşgul olduğu için birlikte tatil yapacakları bir dönem ayarlamak zor olur. İspanya kıyılarında bir otel bulur ve bulduğu ilk uçakla oraya gider. Otele yerleşirken bir aylık bir rezervasyon yaptırır. Bir hafta kadar güzelce tatil yaptıktan sonra, bir akşam yemeğinde garson kendisine bir mektup iletir. Mektubu okuyan işadamı, tatilini geçirdiği otelin yöneticisinin yanına gider. "Ne yazık ki tatil sona erdi..." Yönetici şaşırır ve üzülür. "Ama beyefendi, bir aylık rezervasyon yaptırmıştınız, ne oldu böyle aniden?" İşadamı çaresiz bakışlarla cevap verir: "Evet bir ay kalacağım, ama tatil bitti. Karım işinden izin almayı başarmış ve iki gün sonra burada olacakmış...

kurusun.

Bir gün doktorlar, tımarhanede yaptıkları araştırmada en akıllı deliyi seçeceklermiş. Bir gün delilerden biri bahçede bulunan havuza düşmüş ve boğulmak üzereymiş. Delilerden biri havuza düşen arkadaşını kurtarmaya çalışmış. Bunu gören doktorlar arkadaşını kurtaran deliyi yanlarına çağırmışlar ve "seni en akıllı seçiyoruz" demişler. Doktorlardan biri: "Peki kurtardığın arkadaşını çağır da sana teşekkür etsin" demiş. Deli: "Gelemez ki!" Doktor: "Neden gelemezmiş?" Deli: "Çünkü kuruması için onu astım!"

kayin valide.

Adamın birinin evinde yangın çıkmış. Komşuları yardıma koşmayıp olayı seyretmeye başlayınca iş başa düşmüş.. İlk önce oğlunu yangının içerisinden çıkarıp dışarda beklemesini söylemiş. Dalmış tekrar duman ve ateşin içerisine, kızını çıkartmış dışarıya. Sonra karısını, sonra köpeği ve kedisini. Daha sonra dışarı hiçbir şey getirmeden 3 kere daha içeri girmiş çıkmış. Onu seyreden komşularından biri sormuş: - Niçin yanan eve girip çıkıyorsun dışarı hiçbir şey getirmiyorsun?" diye. - "Kayinvalidem içeride!" demiş adam; "arada bir girip çeviriyorum!".

etmezsen etme.

Adamın biri, bir gün ağacın altında namaz kılıyormuş. Ağaçta bulunan başka biri de onu izliyormuş. Namazını bitiren adam daha sonra namazının kabul olması için Allah'a dua etmeye başlamış. - "Allahım sen namazımı kabul et." Ağaçtaki adam: - "Etmem", diye cevap vermiş. Adam şaşırmış. Tekrarlamış: - "Allahım sen kıldığım namazı kabul et." - "Etmem." Adamın şaşkınlığı iyice artmış. Yine: - "Allahım sen namazımı kabul et", demiş. Ağaçtaki adam tekrar: - "Etmem", deyince adam sinirlenmiş. - "Etmezsen etme. Zaten abdestsiz kılmıştım."

agac yurumezse.

Nasreddin Hoca'ya yapılan sataşmalar tükenip bitmez. Akşehirliler bir gün Hoca'ya takılır ve sorarlar: - "Hocam senin evliyalar katında ulu bir kişi olduğun söylenir aslı var mıdır?" Hoca'nın böyle bir iddiası elbette yoktur ama bir kere soruldu ya cevaplar: - "Her halde öyle olmalı." - "Böyle kişiler zaman zaman mucizeler göstererek bu özelliklerini herkese kanıtlar. Hoca madem kabullendin göster bir mucize de görelim!" Hoca: - "Pekala şimdi size bir numara yapalım" der.. Karşısında durmakta olan çınar ağacına; - "Ey ulu çınar çabuk yanıma gel!" der. Tabii ne gelen ağaç var ne giden. Hoca yürümeye başlar ağacın yanına varır. Akşehirliler: - "Ne oldu Hoca ağacı getiremedin, kendin oraya gittin!" diye gülünce Hoca: - "Bizde kibir yoktur, dağ yürümezse abdal yürür", der.

merdiven.

Adam evinin merdivenlerinden çıkarken düşüp, bacağını dört yerinden kırmıştı. Hemen hastaneye kaldırılmış, doktor bacağı boydan boya alçıya almış ve: - "Beyefendi bundan sonra daha dikkatli olun, en azından alçınız çıkana kadar merdivenlerden inmek çıkmak yok", demişti. Üç ay sonra kırıklar kaynamış, alçı çıkarılmıştı. Adam bu arada doktora: - "Doktor bey artık merdivenlerden inip çıkabilir miyim?" diye sormuş, doktor da: - "Tabii, ancak yine de bir süre daha dikkatli olmalısınız", demişti. Adam doktorun bu cevabı üzerine sevinçle bağırmış: - "Oh be şükürler olsun, üç aydır eve su borusundan tırmanarak girip çıkmaktan anam ağlamıştı."

başcavuş albayi tutuklucakmiş.

Albay, binbaşıya: -Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi vereceğim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapalı talimgaha götürürsün. Binbaşı, yüzbaşıya: -Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır. Yüzbaşı, teğmene: -Albayın emri ile yarın sabah dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa ki bu durum pek görülen bir olay değildir, Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir. Teğmen, başçavuşa: -Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kıyafeti ile albay tutulacak. Kapalı talimgahta yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay değildir. Basçavuş, askere: -Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz talim teçhizat ile hazır olun. Askerler kendi aralarında: -Yarın sabah bizim başçavus Albayı tutuklayacakmış.
______________
Mesaj31.01.2009, 07:11 (UTC)    
Mesaj konusu:

Mr. Green Mr. Green Mr. Green Razz Laughing
______________

Forumda BonJuan-62 yerine ismimle yani "Deniz" diye hitap edilmesini tercih ederim!.Very Happy
Mesaj05.02.2009, 11:17 (UTC)    
Mesaj konusu:

Temel ormanda ağaç kesiyormuş

Temel ormanda ağaç kesiyormuş, o sırada çevreciler de ormanda yürüyüşe çıkmışlar, Temel'i bu vaziyette görünce bir güzel pataklamışlar... Temel üstü başı perişan halde köye dönerken Dursun a rastlamış, Dursun; -Ula Temel bu ne hal böyle? diye sormuş, Temel de anlatmış; - Ormanda ağaç keseydum, birden kalabaluk pir grup Doğan'ın yengesini bozmişum diye dövdü peni, halbuki ne Doğan'ı taniyruuum, ne de yengesuni..

-----------------

Yeni Taksi Şöförü

Taksicilikte ilk günü olan şoförün taksisine binen müşteri şoföre bir şey sormak için hafifçe omzuna dokunur. Şoför bir çığlık atıp, direksiyonun kontrolünü kaybeder ve kaldırıma çıkıp, bir vitrinin önünde arabayı durdurur ve arkaya dönüp müşteriye:
"Bir daha bunu yaparsan gözünü patlatırım!" diye bağırır.

Müşteri;
“Ufacık dokunmanın sizi bu kadar korkutup sıçratacağını düşünemedim, özür dilerim” der.

Kendini toparlamış olan şoför, müşteriye dönüp:
"Haklısınız, sizin kabahatiniz yok, bugün benim ilk günüm, 25 senedir cenaze arabasında şofördüm de"

-----------------------------------
Mesaj28.02.2009, 10:13 (UTC)    
Mesaj konusu:

Bana Arkadaşım Söyledi.Kendi Uydurmuş.Derste Söyledi.
Bir Adam Yolda Gidiyomuş ölmüş.

______________
BenimSitem1993 => Forum imza boyutunuz 3 satırı geçtiğinden düzenlenmiştir.
Önceki mesajları göster:   


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Türkçe Çeviri: phpBB Türkiye & Erdem Çorapçıoğlu