Mutluluk Nerede?
Hepimiz yarınlara saklamaya alıştırdık kendimizi. Bir şeylerden sonra, hep bir şeylerden sonra gelecekti mutluluk. Evlendikten sonra mesala.Olmadı. Bir çocuğumuz olunca… O da olmadı. İkinci bir çocuğumuz olduktan sonra.. Diyelim ki, hepsi oldu. Evlendik. Anne ya da baba olduk. Çocuklarımız var. Dizimizin dibinde ya da kucağımızda… Beklediğimiz o mutluluğu yine kendimize yakıştırmayız. Bu defa çocukların büyümesini bekleriz mutlu olmak için. Baş göz edilmelerini, hayırlısıyla iş güç sahibi olmalarını beklemeye başlarız. Belki de mutluluk ilk torunumuzu kucağımıza alınca gelecektir. Bekleriz. Mutluluğu beklemeye başlarız yeniden. Yeniden yarınların ardına iteriz mutluluğu. Bir ev sahibi olduktan sonra gelecek diye bekleriz mutluluğu. Ya da iyi bir arabanın direksiyonuna geçince yanı başımızda hazır olacaktır mutluluk. Olmadı; emekli olup şöyle asude bir hayat sürmeye başlayınca gelmesini bekleriz mutluluğun.
Açıkçası, ne yaparsak yapalım, neleri başarırsak başaralım, mutluluğa erişmemiz için önümüze bir engel her zaman çıkıverir. Ama ondan sonrası kesin mutluluktur. Kesin mutluluk! Bir kez inandırmışız ya kendimizi.
Gerçek şu ki, mutlu olmak için şimdiden daha iyi bir zaman yok, olmadı ve olmayacak. Şimdi mutlu değilsek, ne zaman mutlu olacağız? Hayatımızda her zaman bir tamamlanmamışlık olacak. Bu kaçınılmaz. Her zaman bir yerlere erişememiş biri olarak yaşıyor olacağız. Bu da kesin. Öyleyse, bu gerçekleri kabul edip beklemeden ve ertelemeden mutlu olmasını öğrenelim.
Bakın ünlü düşünür Alfred D. Souza ne diyor bize:”Uzun bir süre arzuladığım hayata- yani gerçek hayatıma- başlamak üzere olduğumu hissederek yaşadım. Fakat önümde hep engeller oldu, öncelikle bitirilmesi gereken bir işim oldu, bir süre daha çalışmam gerektiğine inandım, ödenecek borçlarım oldu. Yaşamak istediğim hayat işte bunlardan sonra başlayacaktı. Sonunda anladım ki, bizzat bu engellerin kendisi, yarım işlerin kendisi, ödenecek borçlarım, çalışarak geçireceğim süre hayatımın ta kendisiydi.”
Anlaşılan o ki, hayatta mutluluğa giden bir yol yok aslında, mutluluk yolun kendisi, hayatın ortası. Gelin, yaşadığınız her anın hazzını hissedin, şimdi’nin eşsiz olduğunu bilin, şimdiki anı özel biriyle paylaştığınızı, onun bu anı paylaşmaya değer özel biri olduğunu fark edin. Ve hiç unutmayın ki, zaman kimseyi beklemez.
Öyleyse, mutlu olmak için okulu bitirmeyi beklemeyin, ev sahibi oluncaya kadar ertelemeyin mutluluğunuzu. Evlendikten sonrasına saklamayın mutluluğunuzu, emekliliğinize kadar dondurmayın mutluluğunuzu.Mutlu olmak için hafta sonunun gelmesini, akşam olmasını, sabah olmasını beklemeyin. Tatile çıkmayı beklemeyın mutlu olmak için. Zengin olmayı beklemeyin mutlu olmak için. Şimdi mutlu olmayı bilirseniz, her zaman mutlu olursunuz. Şimdi mutlu olmayı bilemezseniz, umduğunuz zamanların hiçbirinde mutlu olamaz; bir sonraki zamana ertelemeye devam edersiniz mutluluğu.
Mutluluk yolun sonunda değildir; yolun kendisindendir.
______________
İnsanlar ikiye ayrılır. Vaktini beşe ayıranlar ve vaktini boşa ayıranlar ...
Necip Fazıl KISAKÜREK