Forum'da ara:
Ara


Yazar Mesaj
Mesaj15.06.2013, 16:15 (UTC)    
Mesaj konusu: "Suriye'de bir trajedi yaşanıyor"

http://i.sabah.com.tr/sbh/2013/05/24/Haber/778005034226.jpg

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 38. İnsan Hakları Federasyonu Dünya Kongresi'ne katıldı. Gül, "Arap uyanışıyla bölgede önemli gelişmeler kaydedilirken, maalesef Suriye'de bir trajedi yaşanmaktadır dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu 38. Dünya Kongresi'ne katıldı. Kongrenin kapanış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Gül, "Sizin büyük fedakarlıklarla yürüttüğünüz çalışmaları ve yaptığınız eleştirileri yapıcı bir şekilde algılayan bir toplum, hükümet ve devlet var karşınızda. Bugünkü toplantıyı tarihi derecede önemli görüyorum. Bu kongrenin temasını büyük ölçüde Türkiye'nin etrafında cereyan eden siyasi dönüşümler ve insan hakları olarak seçmenizi de çok isabetli buldum. Türkiye kendi değerleri ile gurur duyan aynı zamanda demokrasi, insan hakları ve çoğulculuk gibi evrensel değerleri benimseyen ve hayata geçiren Müslüman bir ülkedir. Bu konuları tartışmak için son derece uygun bir yer teşkil ettiği kanaatindeyim dedi.

Türkiye'de son 10 yılda demokratik standartların yükseltilmesi konusunda önemli mesafenin katedildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Temel insan hak ve özgürlükleri sadece insan olmaktan ötürü doğuştan kazandığımız vazgeçilemez ve devredilemez haklarımızdır. Söz konusu evrensel hakların tanınma ve güvence altına alınması, toplumların, devletlerin bahşettiği bir husus değil, tam aksine onların temel sorumluluğu ve yükümlülüğü olmalıdır. Siyasete girdiğim ilk yıllarda kanaat getirdim ki insan hakları bir ülkenin, bir milletin onur meselesidir. Vicdan sahibi bir siyasetçi ve devlet adamı ülkesinde yaygın insan hakları ihlali yaşanırken gerek yurt içinde, gerekse yurt dışında başı dik olarak gezemez. Bu tecrübeler ve kanaatimin ışığında öncülüğünü yaptığım siyasi hareketin kuruluşunda insan hakları, evrensel diğer haklar bakımından en çağdaş ve en yüksek standartlarımızı kendimize düstur ve hedef edindik. 2002'de seçimleri kazanıp Başbakan olduğumda hazırladığımız hükümet programında, Türkiye'yi köklü demokratik reformlarla iyi standartlara ulaştırmak için kararlı ve etkin adımlar içeriyordu. Memnuniyetle ifade edebilirim ki söz konusu temel vizyon çerçevesinde 10 yılda Türkiye demokratik standartların yükseltilmesi konusunda çok büyük mesafeler katetmiştir. Bu süreçte pek çok tabuyu arkamızda bıraktık. Gerek siyasi ve medeni haklar, gerekse ekonomik ve sosyal haklar konusunda halkımızın özgürlük alanı genişletildi. Kısaca evimizin içini düzene koyduk. Koymaya da devam ediyoruz diye konuştu.

Suriye'de bir trajedi yaşandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, "Arap uyanışıyla bölgede önemli gelişmeler kaydedilirken, maalesef Suriye'de bir trajedi yaşanmaktadır. Diğer Arap halkları gibi daha demokratik, özgür, haysiyetli bir düzen isteyen Suriye halkının üzerine ağır silahlarla ve balistik füzelerle saldıran bir rejimle karşı karşıyayız. Tüm dünyanın gözleri önünde, Akdeniz'e kıyısı olan bir ülkedir. Suriye, adeta kendi kendine tüm dünyanın gözleri önünde kendini tüketmektedir. İnsanlık kültür ve medeniyetinin en değerli mirasları, şehirleri gözlerimizin önünde yok edilmektedir dedi.

Suriye'deki iç savaşta 100 bine yaklaşan insan kaybına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, "Şüphesiz bu iç savaşın en büyük maliyeti, sayıları yüz bine yaklaşan insan kaybıdır. Yaklaşık 400 bini Türkiye'de toplam 1 milyon Suriyeli komşu ülkelere kaçmak durumunda kalmıştır. Evlerini terk eden 4 milyon Suriyeli de ülke içinde mülteci durumuna düşmüştür. Suriye'deki durum herhangi bir siyasi veya bölgesel sorun değil, tüm uluslararası camiayı ilgilendiren vahim bir insan hakları meselesi haline gelmiştir. Burada akan kanın durdurulması, Suriye halkının da korkudan uzak, özgür ve onurlu demokratik bir sistemle yönetilmesi hepimizin kolektif mesuliyeti olmalıdır. Tüm uluslararası kamuoyu için bir vicdan, bir insanlık haysiyeti meselesi olarak terakki edilmelidir diye konuştu.

'Hangi çağda yaşadığımızı unutmamalıyız' diyen Gül, "Bu yüzyılda halen soğuk savaş mantalitesiyle yıpratma savaşlarının acımasızca yürütüldüğüne tanık oluyoruz. Suriye'de daha da vahimi iç savaş, tüm bölgelere sirayet edebilecek, mezhep temelli çatışmaları tetikleyebilecek bir hale gelmektedir. Bu kürsüden tüm İslam ülkelerine ve toplumlarına sesleniyorum. Mezhep çekişmeleriyle kendi potansiyelimizi, enerjimizi, maddi ve beşeri kaynaklarımızı heba etmeye kimsenin hakkı yoktur. Ülkedeki çatışma ortamın süratle sonlandırılması ve tüm Suriye halkını kucaklayacak siyasi geçiş sürecinin önünün ivedilikle açılmasıdır dedi.

İsrail-Filistin meselesine de değinen Cumhurbaşkanı Gül, "Barışın olmadığı bir coğrafyada demokrasinin kök salması elbet beklenemez. 65 yıldır hepimizin vicdanını yaralayan Filistin meselesi başta olmak üzere Arap-İsrail ihtilafının tüm kanallarında kalıcı ve adil bir barışın sağlanması elzemdir. Bu noktada en büyük sorumluluk işgal, abluka ve yeni yerleşimlerle Filistin halkının en temel haklarını gasp eden İsrail'e düşmektedir. Artık bölgede büyük bir demografi, demokrasi ile buluşmaktadır. Halkına hesap vermek durumunda kalan demokratik yönetimler, dış politikalarını da halkın hissiyatına göre tanzim etmek zorundadırlar. İsrail, bahsettiğim yeni siyasi iklimin yarattığı öfke denizi içinde kendisini adeta Apartheid adası haline dönüşmesine fırsat vermemelidir. Böyle bir sürecin nihai tahlille sadece bölgeyi istikrasızlaştırmakla kalmayıp, İsrail'in güvenliğine de zarar verdiği ortadadır şeklinde konuştu.

SABAH
Mesaj15.06.2013, 19:18 (UTC)    
Mesaj konusu: Arınç: Esad'a destek olana yazıklar olsun

Suriye’de Ramazan ayında yapılan kanlı operasyonu “zulüm” olarak nitelendiren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, olaylara sessiz kalan ve destek veren Arap ülkelerine seslendi: “Yazıklar olsun.”

ntvmsnbc ve Ajanslar
Güncelleme: 15:20 TSİ 03 Ağustos. 2011 Çarşamba
ANKARA - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gazetecilerin Suriye’deki olaylarla ilgili sorularını yanıtladı.

Suriye'de yaşananları ''çok acı ve vahim'' olarak değerlendiren Arınç, şunları söyledi:

''Biz aynı coğrafyanın insanlarıyız. Suriye ile geçmişten bu yana ilişkilerimiz zaman zaman kötü olmuştur, ama 10 yıllık periyot içerisinde de Suriye ile vizeleri kaldıran iki ülkenin halklarının birbirine komşu olduğu bir konuma gelmişiz. İstiyoruz ki Suriye huzur içerisinde, demokrasinin erdemi içerisinde, halkının refah düzeyi daha yüksek, özgürlükler içerisinde yaşasın. Hükümetimiz benim bildiğim kadarıyla, ben Meclis Başkanlığımdan biliyorum, hükümete girdiğim günden bu yana biliyorum, bizim Suriye hükümetine veya yönetimine her zaman tavsiyemiz şu olmuştur: Halkın taleplerine dikkat edin, halkı özgürleştirin, demokrasiyi güçlendirin, demokrasinin bütün imkanlarını halkınıza açın, otokratik bir yönetim değil, demokratik bir yönetim kurun. Her zaman bu telkinler yapılmıştır.

Son olaylar başladığında Sayın Başbakanımız, Sayın Dışişleri Bakanımız hatta Sayın Cumhurbaşkanımız, Esad ile her zaman görüştüler. Özel temsilciler gitti, onlardan geldi. Bakanlar düzeyinde görüşmeler oldu. Suriye'deki olayların kansız bir şekilde, demokratik yöntemlerle çözülmesi ve reformların bir an önce başlaması konusunda kendilerine ısrar edildi. 'Bu reformları bir an önce hayata geçirmezseniz çökeceksiniz, gideceksiniz, hiç ummadığımız acı olaylar yaşanacak, aklınızı başınıza alın' denilmiştir. Ama bu gün geldiğimiz olaylar bu telkinlerden ders çıkarılmadığını gösteriyor. Şahsen söylüyorum. Bu hükümetin kararı değildir, bunu Bülent Arınç olarak söylüyorum: Şu anda Hama'da ve diğer kentlerde yaşanan olaylar tam bir zulümdür. Bu zulme gönlümüz razı değildir. Bu zulmü kim yaparsa yapsın o bizim dostumuz olamaz. Büyük bir yanlış yapıyorlar, halkına silah çeken bir ordu veya asker dünyanın hiçbir yerinde hoş karşılanmaz.

Ramazan gününde masum insanların üzerine tanklarla yürümek, hedef olarak insanları öldürmek, her gün yüzlerce insanın hayatını kaybettiği bir Suriye'yi biz düşünemiyoruz. Biz barış ve huzur içerisinde bir Suriye'yi arzu ediyoruz. O yüzden devletin başındaki Esad'dan bu zulümleri bizzat işleyenlere kadar hepsine bir Ramazan gününde Türkiye'den bir ses olarak şunu söyleyeyim: Siz zulmediyorsunuz, zalimleri Allah da kul da sevmez. Yanlıştan vazgeçin; sonra bunun altında kalırsınız. Binlerce insanın gözyaşıyla, mağduriyetiyle, masumiyetiyle ayakta kalmanız mümkün değil. Bütün Türkiye'nin temennisi inanıyorum ki bu zulme karşı haykırmaktır. Bizim inancımız zalime karşı hakikati söylemeyi en büyük cihat kabul eder. Yanlış yapıyorsunuz. Suriye'deki halkını öldürme noktasında gözünü kan bürümüş insanlar zalimlerdir. Sözümün ikinci yarısı da bu acıyı hissetmeyen komşu ülkelerdeki birilerinin duyması içindir. Size de yazıklar olsun bu zulme destek olan, zulmü görmezden gelen, haksızlıklara karşı ya etnik köken veya mezhepsel yaklaşımla sevinenler var. Onlara da yazıklar olsun.''
Mesaj15.06.2013, 19:20 (UTC)    
Mesaj konusu:

Suriye’de Ramazan ayında yapılan kanlı operasyonu “zulüm” olarak nitelendiren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, olaylara sessiz kalan ve destek veren Arap ülkelerine seslendi: “Yazıklar olsun.”

ntvmsnbc ve Ajanslar
Güncelleme: 15:20 TSİ 03 Ağustos. 2011 Çarşamba
ANKARA - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gazetecilerin Suriye’deki olaylarla ilgili sorularını yanıtladı.

Suriye'de yaşananları ''çok acı ve vahim'' olarak değerlendiren Arınç, şunları söyledi:

''Biz aynı coğrafyanın insanlarıyız. Suriye ile geçmişten bu yana ilişkilerimiz zaman zaman kötü olmuştur, ama 10 yıllık periyot içerisinde de Suriye ile vizeleri kaldıran iki ülkenin halklarının birbirine komşu olduğu bir konuma gelmişiz. İstiyoruz ki Suriye huzur içerisinde, demokrasinin erdemi içerisinde, halkının refah düzeyi daha yüksek, özgürlükler içerisinde yaşasın. Hükümetimiz benim bildiğim kadarıyla, ben Meclis Başkanlığımdan biliyorum, hükümete girdiğim günden bu yana biliyorum, bizim Suriye hükümetine veya yönetimine her zaman tavsiyemiz şu olmuştur: Halkın taleplerine dikkat edin, halkı özgürleştirin, demokrasiyi güçlendirin, demokrasinin bütün imkanlarını halkınıza açın, otokratik bir yönetim değil, demokratik bir yönetim kurun. Her zaman bu telkinler yapılmıştır.

Son olaylar başladığında Sayın Başbakanımız, Sayın Dışişleri Bakanımız hatta Sayın Cumhurbaşkanımız, Esad ile her zaman görüştüler. Özel temsilciler gitti, onlardan geldi. Bakanlar düzeyinde görüşmeler oldu. Suriye'deki olayların kansız bir şekilde, demokratik yöntemlerle çözülmesi ve reformların bir an önce başlaması konusunda kendilerine ısrar edildi. 'Bu reformları bir an önce hayata geçirmezseniz çökeceksiniz, gideceksiniz, hiç ummadığımız acı olaylar yaşanacak, aklınızı başınıza alın' denilmiştir. Ama bu gün geldiğimiz olaylar bu telkinlerden ders çıkarılmadığını gösteriyor. Şahsen söylüyorum. Bu hükümetin kararı değildir, bunu Bülent Arınç olarak söylüyorum: Şu anda Hama'da ve diğer kentlerde yaşanan olaylar tam bir zulümdür. Bu zulme gönlümüz razı değildir. Bu zulmü kim yaparsa yapsın o bizim dostumuz olamaz. Büyük bir yanlış yapıyorlar, halkına silah çeken bir ordu veya asker dünyanın hiçbir yerinde hoş karşılanmaz.

Ramazan gününde masum insanların üzerine tanklarla yürümek, hedef olarak insanları öldürmek, her gün yüzlerce insanın hayatını kaybettiği bir Suriye'yi biz düşünemiyoruz. Biz barış ve huzur içerisinde bir Suriye'yi arzu ediyoruz. O yüzden devletin başındaki Esad'dan bu zulümleri bizzat işleyenlere kadar hepsine bir Ramazan gününde Türkiye'den bir ses olarak şunu söyleyeyim: Siz zulmediyorsunuz, zalimleri Allah da kul da sevmez. Yanlıştan vazgeçin; sonra bunun altında kalırsınız. Binlerce insanın gözyaşıyla, mağduriyetiyle, masumiyetiyle ayakta kalmanız mümkün değil. Bütün Türkiye'nin temennisi inanıyorum ki bu zulme karşı haykırmaktır. Bizim inancımız zalime karşı hakikati söylemeyi en büyük cihat kabul eder. Yanlış yapıyorsunuz. Suriye'deki halkını öldürme noktasında gözünü kan bürümüş insanlar zalimlerdir. Sözümün ikinci yarısı da bu acıyı hissetmeyen komşu ülkelerdeki birilerinin duyması içindir. Size de yazıklar olsun bu zulme destek olan, zulmü görmezden gelen, haksızlıklara karşı ya etnik köken veya mezhepsel yaklaşımla sevinenler var. Onlara da yazıklar olsun.''
Mesaj15.06.2013, 19:23 (UTC)    
Mesaj konusu:

Polis Gezi Parkına Girdi

Başbakan Erdoğan'ın Ankara mitingi sırasında "Yarın İstanbul mitingimiz var, boşaltmazsanız, güvenlik güçleri boşaltmasını bilir" açıklamasının ardından polis, saat 20.00 sıralarında meydandaki kalabalığa 'dağılın' uyarısı yapmaya başladı.

'Bu yaptığımız kanunsuz bir eylemdir, Gezi Parkı'nı terk edin, Aranızdaki provokatörlere inanmayın, günlerdir İstanbul'un huzurunu kaçırdığınız yetmedi mi' şeklindeki anonslara göstericiler sloganla karşılık verdi.

Polis ekipleri, toplumsal olaylara müdahale araçlarıyla Taksim Gezi Parkı'na girdi.

Bunun üzerine saat 20.55 sıralarında polis müdahalesi geldi.

Tazyikli su ve biber gazı ile yapılan müdahalenin ardından meydandaki kalabalık dağıldı.

Gezi Parkı'na da giren güvenlik güçleri, parktaki flama ve bayrakları söktüğü belirtildi.

Müdahalenin ardından Gezi Parkı neredeyse tamamen boşaldı. Çadırlarını terk eden eylemciler, Harbiye'ye doğru harekete geçti.

Polis, şu sıralar Harbiye'de göstericilere müdahale etmeye devam ediyor.

Müdahale sırasında yaralananlar için bölgeye çok sayıda ambulans sevk edildi.

GEZİ PARKI'NA DOZER GİRDİ

Gezi Parkı'nda başlayan ve Taksim Meydanı'nda devam eden eylemin 19. gününde polis müdahalesi gerçekleşti. Polislerin birkaç farklı yönden Gezi Parkı'na girdikleri ve parkın içinden göz yaşartıcı gaz dumanı yükseldiği görüldü.

Polis anonslarında, Gezi Parkı içinden 112 acil müdahale ekibi istendiği duyuldu. Polis müdahalesinin başlamasından yaklaşık 1 saat sonra, iş makinaları ve beraberindeki onlarca belediye işçisi de parkın içine girerek barikatları ve pankartları toplamaya başladı. Polisin Gezi Parkı'ndaki çadırları sökme çabaları sürerken, yüzlerce kişi Divan Otel, Harbiye ve Maçka yönüne ilerledi.






SAAT: 20.48

Polis, özellikle çocuklar, yaşlılar ve hastaların alanı terk etmesi yönündeki anonsunu tekrarlıyor.

SAAT: 20.46

İstanbul polisi anonslarla Taksim Meydanı'ndaki vatandaşları müdahaleden etkilenmemeleri için alanı terk etmeye çağırıyor.

SAAT: 20.43

Polis, "Basın mensubu arkadaşlar, alanı boşaltın" anonsu yaptı.

SAAT: 20.28

Polislerden eylemcilere: "Size yaptığımız son uyarılar. Yaptığınız işgal eylemine son verin" anonsu yapıldı. Polis, "Grup dağılmadığı takdirde zor kullanılarak dağıtılacaktır. Size yaptığımız son uyarılar. Yaptığınız işgal eylemine son verin" dedi.
Mesaj15.06.2013, 19:27 (UTC)    
Mesaj konusu:

...


En son indexburada tarafından 08.08.2013 15:17:39 tarihinde değiştirildi, toplam 1 kere değiştirildi
Mesaj05.07.2013, 08:07 (UTC)    
Mesaj konusu: Yeni ehliyet alacaklar dikkat!

Yeni ehliyet alacaklar dikkat!
TBMM Genel Kurulu'nda, Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi'nin birinci bölümü kabul edildi.
Son güncelleme: 05.07.2013 10:05 Mynet haber bugün 1.866.478 defa, bu haber 27.048 defa okundu.
Kabul edilen maddeler arasında İlk defa sürücü belgesi alanların bir yıl süreyle aday sürücü olarak tanımlanması da yer alıyor.
TBMM Genel Kurulu'nda temel kanun olarak görüşülen teklifin 1. bölümünde yer alan 23 madde kabul edildi. Kabul edilen bölümde yer alan belli başlı düzenlemeler şöyle:
"Kamu kurum ve kuruluşlarında 100 bin sözleşmeli personel, kadroya alınacak. Vekil Kur'an kursu öğreticisi olarak görev yapanlar ile 4 Mayıs 2005 ile 30 Haziran 2013 tarihleri arasında en az 3 ay süreyle bu görevde bulunanlar kadroya geçirilecek. Spor müsabakalarına dayalı yasa dışı bahis ya da şans oyunları oynatan ve oynanmasına yer ya da imkan sağlayanlara yönelik para ve hapis cezaları artırılacak. İzin verilen vakıf, kurum ve kuruluşlar dışında "Diyanet" kelimesi isim olarak kullanılamayacak."
Kabul edilen maddelerden biri ile birlikte artık sürücü belgeleri de süreli olarak verilecek. İlk defa sürücü belgesi alanlar, en az bir yıl süreyle aday sürücü olarak kabul edilecek.
Bu madde ile ilk defa ehliyet alacak olanlar bir yıl süre ile aday sürücü statüsünde olacak. Bir yıl sonunda yapılacak değerlendirmeye göre normal sürücü belgesi verilecek.

Bu düzenlemenin gerekçesinde trafik kazalarının en çok 18-24 yaş arasındaki kişiler yüzünden olduğu belirtiliyor.

Bu nedenle yeni ehliyet alanların bir yıl takip edilmesi ondan sonra aday sürücü statüsünden çıkarılması öneriliyor. AA
Mesaj08.08.2013, 14:18 (UTC)    
Mesaj konusu: İnternet bu kablolarda yaşıyor!

İnternet bu kablolarda yaşıyor!

Dünyanın tüm internet iletişimi, denizinlerin altından geçen işte bu kablolar üzerinden geliyor!

Dünyanın neresinde olursanız olun, internet üzerinden kürenin diğer ucundaki kişilerle bağlantıya geçmek artık çok kolay. Yıllar içinde inanılmaz bir gelişme gösteren internet teknolojisi, farklı kıtalarda yaşayan, farklı platformlar kullanan milyarlarca insanı bir araya getiriyor. Hayatımıza ilk girdiği günlerden bu yana çok gelişen internet teknolojisi dünyanın pek çok bölgesinde artık günlük yaşamın değişmez bir parçası haline gelmiş durumda.

TeleGeography sitesinin yayınladığı güncellenmiş “Submarine Cable Map for 2013” (2013 Denizaltı Kablo Haritası) adlı harita, bizim internet adını verdiğimiz bu ağı oluşturan ve geçtiğimiz 15 yıl içinde yerleştirilmiş olan sayısız denizaltı kablosunu gösteriyor. Tamamen etkileşimli olan haritanın, bilgi yükünden dolayı biraz yavaş çalıştığını belirtmeliyiz. Eğer, internet ağının en gerçekçi görsel betimlemesi olan ve hayatın doğal bir parçası kabul ettiğimiz internetin aslında ne kadar kırılgan olduğunu hatırlatan bu haritayı alıp odanızın duvarına asmak isterseniz 250 doları gözden çıkarmanız gerekiyor.
______________
=> Şimdi aşağıdaki [ Link ] tıkladığınızda [ Sıkça Sorulan Sorular ] adlı alt forumumuza yöneleceksiniz ve umarım sorunlarınıza cevap bulabilirsiniz.
=> http://www.bedava-sitem.com/forum/viewforum.php?f=37
Mesaj06.09.2013, 19:22 (UTC)    
Mesaj konusu: Yahoo logosunu değiştirdi


Yahoo imaj değiştirme çalışmalarına 18 yıllık logosunu değiştirerek devam ediyor. Yahoo’nun CEO’su Marissa Mayer’ın yönetimindeki bir sene oldukça hareketli geçti. Mayer Yahoo’nun imajının değişmesine özel önem verdiği için bu yöndeki çalışmalar hızla sürüyor. Bu çerçevede onsekiz yıldır kullanılan logonun değiştirilmesini planyan Yahoo, geçtiğimiz ay içerisinde bunun için kullanıcıların fikirlerini alacağı duyurmuştu.Bir ay boyunca şirketin Twitter hesabı, blog’u ve Yahoo’ya ait bazı farklı sitelerde değişik alternatifler denendi ve sonunda kazanan ortaya çıktı.

Araştırma süreci


Yeni logo ile ilgili seçim sürecini yöneten Survata tüm logoların beğenilme oranlarını da paylaşmış. Seçilen logonun beğenilme oranı yüzde 47 olarak saptanmış. ve onu çok az farkla en yakından takip eden logo ise 7. günün logosu olarak kaydedilmiş. En az beğenilen 21. günün logosu ise yüzde 6 oranında beğeni toplayabilmiş.
Kullanıcıların fikirlerinin alınması için verilen bir aylık süre zarfında 12 bin kişinin katıldığı oylamanın, onuncu gününde yayınlanan logo Yahoo’nun bundan sonra kullanacağı logosu olarak seçildi. Yeni logoyu daha ince ve matematiksel bir şekilde hazırlanmış olarak ifade etmek mümkün.

Modern ve canlı


Marissa Mayer, Tumblr’da paylaştığı detaylarda, yeni logo oluşturma süreciyle ilgili ; Yahoo, ne ifade etmek istediğini biliyordu, kendi tarihini yansıtan, modern ve canlı, kaprisli, sofistike, onurlu ve insan dokunuşu hissettiren bir arayıştaydık diyor. Yeni Yahoo logosunu oluştururken dikkat ettikleri unsurların bazılarının tırnaksız font kullanmak, önceki logonun eğlenceli yapısını korumak için ‘oo’ larda oynamaktan vazgeçmemek, matematiksel ahenge dikkat etmek olduğunu ifade ediyor.

http://shiftdelete.net/
______________
=> Şimdi aşağıdaki [ Link ] tıkladığınızda [ Sıkça Sorulan Sorular ] adlı alt forumumuza yöneleceksiniz ve umarım sorunlarınıza cevap bulabilirsiniz.
=> http://www.bedava-sitem.com/forum/viewforum.php?f=37
Mesaj28.09.2013, 09:14 (UTC)    
Mesaj konusu:


Tuncel Kurtiz vefat etti. Ünlü sinema ve tiyatro sanatçısı Tuncel Kurtiz, 77 yaşında hayatını kaybetti.

Kocaeli'de 1936 yılında doğan Tuncel Kurtiz, üniversitede kısa bir süre hukuk fakültesinde, daha sonra ise filoloji, felsefe, psikoloji ve sanat tarihi bölümlerinde okudu ancak hiçbirinden mezun olmadı.

Okul yıllarında İETT'de part time olarak genel ışık kontrolörü olarak çalışan Kurtiz, 1959 yılında Dormen Tiyatrosu'nda oyunculuğa başladı.

Birçok sinema filmi, dizi ve tiyatro oyununda rol alan Kurtiz, 1981 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "En İyi Senaryo Ödülü"nü Nurettin Sezer ile kaleme aldığı "Gül Hasan" filminin senaryosuyla kazandı.

"Hacı" ve "Asi" adlı dizilerde başrolde yer alan Kurtiz, "Güz Sancısı" filminde Kamil Efendi karakterini, "Ezel" adlı dizide de Ramiz Karaeski karakterini oynadı.

Birçok ulusal ve uluslararası ödülünün yanı sıra Ekim 2011'de 48. Altın Portakal Film Festivali'nde "Yaşam Boyu Onur Ödülü" alan Kurtiz, Muhteşem Yüzyıl" dizisinde Şeyhülislam Ebusuud Efendi karakterini canlandırıyordu.

***
İŞTE KURTİZ'İN MUHTEŞEM YAŞAM HİKAYESİ
Sanat yaşamı boyunca birçok ödüle layık görülen Tuncel Kurtiz, 48. Altın Portakal Film Festivali'nde "Yaşam Boyu Onur Ödülü" aldı.
Kurtiz, oyunculuğunun yanı sıra seslendirmede de başarılı yapımlara imza atmıştı.
SANATÇI DOSTLARI KURTİZ'İN EVİNE KOŞTU
Ünlü oyuncu Tuncel Kurtiz'in ölüm haberinin ardından sanatçı dostları Etiler'deki evine koştu.
Usta oyuncu Tuncel Kurtiz'in ölümü sanat camiasını yasa boğdu. Acı haberi alan ünlü oyuncular, Kurtiz'in Etiler'deki evine koştu. Burçin Terzioğlu, Ozan Güven ve Meltem Cumbul'un da aralarında bulunduğu çok sayıda sanatçı Kurtiz'in evine geldi. Tuncel'in cenazesinin evde olduğu belirtilirken, polisin incelemeleri devam ediyor.

CENAZESİ ADLİ TIP'A KALDIRILDI
Bu sabah evinde ölü olarak bulunan ünlü sinema ve tiyatro oyuncusu Tuncel Kurtiz'in cenazesi yapılan incelemelerin ardından savcının talimatıyla otopsi için Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı. Cumhuriyet savcısı olay yerinden ayrılırken, "Şu anda işin başındayız. Açıklama yapmamız doğru değil" dedi. Ölümün kalp krizinden mi kaynaklı olduğu yönündeki soruya ise savcı, 'henüz bir şey söyleyemeyiz' şeklinde cevap verdi.

"SADECE BENİM SEVGİLİM DEĞİLDİ"
Cesedin götürülmesinin ardından Kurtiz'in eşi Menand Kurtiz de evden ayrıldı. Yakınlarının yardımıyla merdivenlerden güçlükle inebilen Menand Kurtiz gazetecilere sorusu üzerine, "Çok sevilen bir insandı. Sadece benim sevgilim değildi. Herkesin başı sağ olsun" diyebildi.

Mustafa Sarıgül, "Hepimizin başı sağolsun. Savcı bey gerekli incelemeleri yapıyor. Pazar günü muhtemelen Balıkesir Güre'de defnedilecek. Tüm sanatçı dostlara baş sağlığı diliyorum" şeklinde konuştu.

Bu arada Kurtiz'in ölüm haberini alıp evine gelen Tarık Akan ve Halit Ergenç, ünlü oyuncunun evinin önünde uzun süre gözyaşı döktü.

Ajanslar
______________
=> Şimdi aşağıdaki [ Link ] tıkladığınızda [ Sıkça Sorulan Sorular ] adlı alt forumumuza yöneleceksiniz ve umarım sorunlarınıza cevap bulabilirsiniz.
=> http://www.bedava-sitem.com/forum/viewforum.php?f=37
Mesaj03.10.2014, 11:52 (UTC)    
Mesaj konusu:

Güzel bişey düşünülmüş fakat siyasi haberler yasak mı?

http://www.rasimgel.com
Mesaj17.02.2015, 21:24 (UTC)    
Mesaj konusu:

Açılan başlık uzun süre güncellenmemiş..
Medya üzerinde Özgecan Aslan öldürülen katil zanlısı ile ilgili önemli bir habere ulaştım..
Hemen sizlere haber takip eden kullanıcılarımıza aktaralım..

Türkiye'yi sarsan Özgecan Aslan cinayetinde katile yardım eden zanlının Erdemli Cezaevi'nde mahkûmlar tarafından kalçasının kesildiği iddia edildi.




Özgecan Aslan cinayetinde katil zanlısına yardım eden ve tutuklanan 3 şahıstan birisi Mersin’in Erdemli ilçesinde bulunan cezaevine gönderildi.

KALÇASINDAN KIRIK CAM PARÇASI ÇIKARILDI

Grihat.com’un haberine göre, dün akşam cezaevinde mahkûmlar tarafından feci şekilde dövüldüğü öğrenilen şahsın, kalçasının mahkûmlarca kırılan şişe ile kesildiği öğrenildi. Zanlı, Erdemli Devlet Hastanesi’nde ameliyat oldu. Operasyon sırasında şahsın kalçasından kırık cam parçaları çıkarıldığı, hayati tehlikesi bulunmadığı öğrenilen zanlının tedavisinin sürdüğü ifade edildi.

Özgecan’ın katil zanlıları Suphi Altındöken, Necmettin Altındöken ve Fatih Gökçe, Nöbetçi Cumhuriyet Savcısı tarafından tutuklanma talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilmiş, mahkeme ise 3 zanlı hakkında tutuklama kararı vermişti.

Zanlılar, güvenlik gerekçesiyle adliyeye getirilen cezaevi aracı ile farklı cezaevlerine gönderilmişti.


HABER HAKKINDA.

Bu yapılan haber www.medyaline.com web sitesinden alınmıştır.
Fakat ilk olarak paylaşılan ve haber kaynağı grihat.com adresine aittir.
Sevgilerimle.

______________

- Teknik Destek Personeli
Mesaj04.04.2015, 22:13 (UTC)    
Mesaj konusu: SEÇİM

#seçimiboykotpartisi boykot seçim hakkıdır. 3 seçmenden 1 tanesi boykotdur.
Mesaj18.05.2015, 16:28 (UTC)    
Mesaj konusu: Galaxy S6'ya parası olmayanlara mükemmel klon Landvo S6

Galaxy S6'ya parası olmayanlara mükemmel klon Landvo S6!

Şimdiye kadar popüler akıllı telefonların birçok kopyası üretildi ancak yeni çıkan Galaxy S6 kopyası telefon görenleri şaşırtıyor. Landvo adlı şirket, tasarımından arayüzüne birebir Samsung Galaxy S6’ya benzeyen bir telefon tanıttı.

Evet, şirket aynı tasarım, malzeme ve hatta UI ile çok yakında piyasada yeni bir Galaxy S6 klonu yayınlayacak. Landvo S6 isimli bu kopya telefon ile Galaxy S6’nın yanyana olduğu görüntüler yayınlandı.

Landvo S6, ekran çözünürlüğünde "Q" harfini atlıyor ve sadece 5.1 inç 720p ekran ile geliyor. Ayrıca cihaz, dört çekirdekli MediaTek MT6582 işlemci ve 1 GB RAM ile donatılmış. 2550mAh batarya, çift SIM kart desteği ile birlikte, 16 megapiksel arka kamera ve 5 megapiksel ön kamera özelliklerine sahip olacak telefonda Android 5.0 Lolipop işletim sistemi kullanılmış.

Teknolojihaberi.
Mesaj21.06.2015, 10:00 (UTC)    
Mesaj konusu:

Mesaj17.07.2015, 21:03 (UTC)    
Mesaj konusu:


Mac OS X En yeni sürümü (Beta versiyonu yayınlandı)


Steve Jobs'un Microsoft Hakkındaki Sözleri

1996 yılında Microsoft tam bir dev kabul edilirken Steve Jobs'a Microsoft hakkındaki görüşleri sorulmuştu, Jobs "Sanırım üzgünüm, Microsoft'un başarısıyla derdim yok, bunu hakettiler ama bu 3. sınıf ürünler üretmeleriyle sorunum var"


En son opencore tarafından 18.07.2015 07:06:33 tarihinde değiştirildi, toplam 1 kere değiştirildi
Önceki mesajları göster:   


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Türkçe Çeviri: phpBB Türkiye & Erdem Çorapçıoğlu