Forum'da ara:
Ara


Yazar Mesaj
Mesaj09.10.2008, 15:44 (UTC)    
Mesaj konusu: Alkol Nedir ve Zararları Nelerdir ?

ALKOL NEDİR?
En yararlı kimyasal maddelerden biri olan alkol karbon,hidrojen ve oksijenden oluşan bir bileşiktir. Bu üç maddenin değişik biçimlerde birleşmesiyle değişik yapı ve özellikte alkoller elde edilir. Bütün alkoller içinde en bilineni etanol olarak da adlandırılan etil alkoldür. Etil alkol rakı,bira,whisky,cin,rom,congac ve şarap gibi alkollü içkilerin temel maddesidir,bu yüzden adı belirtilmeksizin yalnızca alkol dendiğinde etil alkol anlaşılır. Öbür alkoller ise yakıt olarak, kir ve lekelerin temizlenmesinde çözücü olarak,ilaçların ve çeşitli maddelerin yapımında başlangıç maddesi olarak kullanılır.
Bir fıçı şekerli suya maya katılır ve ılık bir yerde tutulursa, bu karışım bir süre sonra köpürerek karbondioksit gazı çıkartmaya başlar ve fıçıda bir alkol çözeltisi oluşur. Mayalanma denilen bu süreç sanayide elma suyu,üzüm suyu ,melas gibi şekerli maddelerle ve çok büyük çapta gerçekleştirilir. Melas, şekerkamışının içindeki şekerin büyük bölümü çıktıktan sonra geriye kalan yoğun sıvıdır. Bu şekerli sıvılara katılan maya, enzim denen ve mayalanma sürecini hızlandıran maddeleri içerir. Alkol yapımında arpa,patates,pirinç gibi nişastalı maddeler de kullanılabilir. Ama bu durumda mayalanmanın başlayabilmesi için enzimlerin nişastayı parçalayarak glikoz denen basit bir şekere indirgemesi gerekir.

İÇKİLERDEKİ ALKOL

Bütün bu şekerli maddeler mayalandığında zayıf bir alkol çözeltisi oluşturur. Şerbetçiotu katılmış arpanın mayalandırılması ile %5 alkol içeren bira,üzüm suyundan %10-20 oranında alkol içeren şarap,elma suyundan elma şırası,pirinçten saki yapılır.
Bu sıvıların damıtılmasıyla elde edilen ürün daha yüksek oranda alkol içerir;çünkü alkol 78 °C de yani sudan daha düşük sıcaklıkta kaynar.
Böylece alkol buharları yoğunlaştırılarak ,alkol derecesi daha yüksek olan damıtık içkiler elde edilir. Biranın damıtılmasıyla %40 alkol içeren whisky, şarabın damıtılmasıyla congac,mayalanmış melasın damıtılmasıyla da rom yapılır. Cin filizlenmiş arpa (malt) ya da çavdardan yapılır ve ardıç kozalaklarıyla da güzel kokulu başka maddelerle tatlandırılır. Üzüm,elma,erk gibi meyve sularının mayalandıktan sonra damıtılmasıyla hazırlanan rakının kendine özgü kokusunu içine katılan anason verir. Ayrıca damlasakızıyla kokulandırılmış rakılar da vardır.Rakının alkol derecesi 45-50 arasında değişir.
Mutlak alkolde denen saf alkol,elde edilmesi çok güç olan bir maddedir. Sıradan bir damıtılmasıyla elde edilebilecek en katışıksız alkol çözeltisinde bile %5 oranında su bulunur. Her yıl dünyada milyonlarca litre alkol üretilir ve bunun büyük bölümü içki yapımında kullanılır.
İçkilerde kullanılan alkolden,birçok ülkede olduğu gibi TÜRKİYE dede yüksek oranda vergi alınır. Az miktarda içilen alkol canlandırıcı ve keyif vericidir. Ama çok içildiğinde sarhoşluğa yol açar. Bu durum da beyni etkilediği için kişinin konuşması peltekleşir,hareketleri sarsaklaşır. İnsanların alkole bağımlı olmasına yani alkolsüz yaşayamayacak duruma gelmelerine alkolizm denir
ALKOLİZM
İnsanlar en az 10.000 yıldır meyveleri ve tahılları,yani şekeri ve nişastayı mayalandırarak alkol yapmayı biliyorlar. Sanayide birçok ürünün hammaddesi olan bu bileşiğin en yaygın kullanımlarından biri de alkollü içkilerdir. Birçok İslam ülkesinde alkol kullanımını kesinlikle yasaklanmış ayrıca Türkiye dede ve başka ülkelerde de zaman zaman içki yasağı konularak alkol alışkanlığının önlenmesi çareleri aranmıştır. Bu önlemlere karşın,bugün dünyadaki alkol kullanımı yasaklarla kolay kolay önlenemeyecek kadar yaygın bir alışkanlıktır.
Alkol,bilinci etkileyen bütün uyuşturucuların en çok kullanılanıdır. Bu madde tıp dilindeki terimiyle yatıştırıcı bir ilaçtır; yani başta acı duyumu olmak üzere bütün duyumları hafifletir. Ayrıca insanların davranışlarını yönlendiren iç denetimi ortadan kaldırdığı için kişileri rahat,girgin hatta saldırgan yapar. Düzenli olarak alkollü içki içenlerin hepsi alkole bağımlı olmaz ; ama bazıları zamanla alkolsüz yapamayacak duruma gelirler. Bunun nedeni, genellikle sıkıntılarda kurtulmak için alkolü alışkanlık haline getirmeleridir. Bazı kişiler ise fiziksel olarak alkole bağımlı duruma gelir ve vücutları alkolü vazgeçilmez bir maddeymiş gibi aramaya başlar. Bu kişiler içki içmekten alıkonulduklarında yoksun kalan uyuşturucu bağımlıları gibi hastalık belirtileri gösterirler.
Alkolik sözcüğü içkisiz yaşayamayan,fiziksel yada ruhsal olarak alkole bağımlı olan kişileri tanımlamak için kullanılır. Bazı uzmanlar içki içen her on kişiden birinin alkolik olduğu düşüncesindedirler. Gerçektende batı ülkelerindeki en ciddi uyuşturucu sorunu alkolizmdir.
Alkolizm aslında bir hastalıktır. Alkolik tanımına girsin yada girmesin çok içki içen herkesin vücudu bu alışkanlık nedeniyle zarar görür. Aşırı miktarda içki kullanımı karaciğerde değişikliklere yol açtığı için, çok içki içenlerin de ağır bir hastalık olan ve ölümle sonuçlanabilen siroz görülür. Alkol beyni de etkileyerek kişide genellikle saldırgan davranışlara , ayrıca düşünce ve tepkilerinin yavaşlamasına yol açar. İçkiliyken araba kullanmak bu denli tehlikelidir.
Alkolikler toplum yaşamında da sorunlarla karşılaşırlar. Alkol bağımlılığı aile ilişkilerini tehlikeye attığı gibi kişinin iş yaşamını da altüst eder. Alkol bağımlılığının çeşitli nedenleri vardır. İnsanlar genellikle çok içmenin hoş görüldüğü,hatta övünç kaynağı sayıldığı bir toplulukta bulundukları zaman bu alışkanlığı edinirler.
Buna karşılık bazıları da yalnızlık ve mutsuzluk nedeniyle içerler. Alkoliklerin içkiyi ancak hep birlikte bıraktıkları zaman bu bağımlılıktan kurtulabileceklerine inanan iki alkolik,1935te ABDde adsız alkolikler ( ALCOHOLCS ANANYMOUS ) adıyla bir dernek kurdu. Bu eski alkolikler göre içkiyi bırakmanın ne kadar güç ve yeniden içkiye başlamanın ne kadar kolay olduğunu bilen insanların desteği ile kurtulabileceklerini söylemişlerdir. Bugün birçok ülkede yaygınlaşmış olan bu dernekler alkoliklere bu bağımlılıklarını kabul etmek,sorunu göğüslemek ve yenmek için ne yapmaları gerektiğini öğütleyerek büyük ölçüde yardımcı olur. Gene de içki alışkanlığından ve alkolizmden kurtulmanın ilk adımı kişinin bu isteği duymasıdır.

ALKOL YARARLI MI, ZARARLI MI ?
Birçok konuda olduğu gibi içkide de yararlı ve zararlı bir limit vardır. Ölçüyü kaçıranlar için elbette zararlıdır. Sağlık kurumlarının zararsız yada az zararlı bulduğu ölçüleri aşağıya çıkarıyorum. Zararsız seviyedeki alkolün kan dolaşımına olumlu katkısı bilinmektedir.
Bu limit haftada kadınlarda 14 ünite,erkeklerde 21 ünitedir.

ALKOLÜN GERÇEKLERİ Alkolün Vücuda Etkileri
Alkol alındıktan sonra hızla ince bağırsaktan kana karışır. Kana karışan alkol miktarına göre, beyinin çalışmasını yavaşlatır. İçki içen kişinin kanına karışan alkol miktarı,
• Belirli bir zamanda ne kadar içtiğine,
• Vücut ölçülerine, cinsiyetine, vücut yapısına ve metabolizmasına,
• Midedeki yiyecek çeşidine ve miktarına göre değişir.
Alkol kana karıştıktan sonra, hiçbir yiyecek ya da içecek onun etkisini azaltmaz. Bazen meyve şekeri, alkolün kandan dışarı atılımını hızlandırabilir ve böylece etkisi daha kısa sürer.
Normal bir yetişkinin metabolizması saatte 8.5 gr. alkolü (bir biranın 3/2’si) sindirip vücuttan atabilir. Ancak, bu rakam kişinin, fizik yapısına, cinsiyetine, böbreklerinin durumuna ve genetik özelliklerine göre önemli değişiklik gösterir.
Etkileri
Alkolün ya da herhangi bir Uyuşturucunun Etkisi Aşağıdaki Faktörlere Bağlıdır:
• Bir seferde alınan miktar
• İçkinin içilme şekli
• İçkinin hangi şartlar altında içildiği (yer, kişinin psikolojik durumu, duygusal durumu, yanında başkalarının olup olmaması, herhangi başka bir madde alınıp alınılmadığı (uyuşturucu vb.)
Alkolün etkilerindeki en önemli faktör kana karışan miktardır. Aşağıdaki tabloda alkolün kana karışma miktarları ve etkileri gösterilmiştir. Sol tarafta 1 desilitre kana karışan alkol miktarı mililitre cinsinden verilmiştir.
Kana karışan alkol (ml/dl) Yaptığı Etki
50 ml.
(Çakır Keyif) Sıcaklık hissi, yüz kızarması, algı yavaşlaması, rahatlama
100 ml.
(Açık Sarhoşluk) Algılama yavaşlaması, kendini dizginleyememe, dikkatini verememe, kontrolsüzlük. Reflekslerin yavaşlaması, kaslara hakim olamama.
150 ml.
(Sarhoşluk) Sersemleme hissi, kaslara, hareketlere hakim olamama, konuşmanın bozulması, çift görme, hafıza ve anlayış kaybı.
250 ml.
(Aşırı Sarhoşluk) Ayakta duramama, kusma, sızma.
350 ml.
(Koma) Bilinç kaybı, idrar kaçırma, düşük ateş, düşük tansiyon, solunum yavaşlaması, terleme
500 ml. Ölüm ihtimali
Kısa bir süre içinde aşırı alkol almak genellikle “akşamdan kalma” haliyle sonuçlanır. Bu durum 8-12 saat sürebilir. Akşamdan kalma olmanın sebebi, alkol zehirlenmesidir. Aşırı alkol alınması karşısında vücut zayıf düşer. Akşamdan kalma kişiler için halk arasında önerilen pek çok şey vardır. Ama bunların hiç biri bu durumu geçirmekte etkili değildir. Vücut zehirlenmiştir ve bunu düzeltmesi vakit alacaktır.
Alkol ve diğer uyuşturucu maddelerin birlikte alınması çok daha korkunç sonuçlar doğurabilir. Kaza ölümlerin çoğu alkol ve uyuşturucuların birlikte alınmasıyla ortaya çıkmaktadır. Alkol uyuşturucuların etkisini çoğaltır. Tedavi için alınan ilaçlarla birlikte alkol kullanmak da çok tehlikeli olabilir.
Alkolün uzun süreli etkileri, aylarca veya yıllarca sürekli ve aşırı miktarda alkol tüketimiyle ortaya çıkar. Kronik alkolizmin, fiziksel ve psikolojik olumsuz etkileri çok fazladır, bunların çoğu da öldürücüdür.
Sürekli içki içen kişilerde çoğunlukla, kalp, böbrek, karaciğer hastalıkları veya mide iltihabı, kanaması gibi rahatsızlıklar görülür.
Diğer ölümcül olmayan rahatsızlıklar ise, iştah kaybı, vitamin yetersizliği, enfeksiyon, iktidarsızlık ve sindirim bozukluğudur. Alkol tüketimi ne kadar artarsa ölümcül hastalık riski de o kadar artar.
Alkoliklerde genç ölüm oranı hiç de azımsanmayacak kadar yüksektir. Alkoliklerin ölüm sebepleri genellikle, kalp, böbrek, karaciğer hastalıkları, zatürree, kanser, alkol zehirlenmesi, kaza, cinayet ve intihardır. Unutmayın asla, güvenli içki miktarı yoktur.
Dayanıklılık ve Bağımlılık
Sürekli içki içen kişiler bir süre sonra, alkolün kötü etkilerine karşı daha dayanaklı bir hale gelirler. Bu etkiler başlamadan önce daha fazla alkol alabilmeye başlarlar. Gittikçe artan miktarlarda alkol tüketimi bazı alkoliklerde görünürde sarhoşluk yapmaz. Bu kişiler, hayatlarına, çalışmaya devam ederler, fiziksel durumlarında, çok ciddi hasarlar oluşmadıkça, dışarıdan fark edilen bir değişiklik olmaz. Çoğunlukla bu kişiler bir başka sebepten hastaneye kaldırılırlar ve orada alkolün vücutlarında yaptığı tahribat ortaya çıkar.
Alkole psikolojik bağımlılık, içkinin sürekli içilmesiyle oluşur. Ayrıca, bazı şartlarda mutlaka içen insanlarda da oluşabilir. Bunlar bazı sosyal etkinlikler olabilir. Bu şekildeki bağımlılık daha çok alkolün psikolojik etkileriyle ilintilidir. Psikolojik olarak alkole bağımlı kişiler içki içmedikleri zaman, endişeli ve panik içinde olurlar.
Fiziksel bağımlılık aşırı içenlerde oluşur. Vücutları, alkolün varlığına alıştığı için, içmeyi durdurdukları anda fiziksel rahatsızlık duymaya başlarlar. Bu rahatsızlıklar, gerginlik, uyku hali, terleme, titreme, çarpıntı, iştahsızlık, aşırı durumlarda halüsinasyon olabilir.
ALKOLİZMİN FİZİKSEL ZARARLARI
Alkolizm Kaynaklı Fiziksel Bulgular
o Arkus senilis: gözün kornea tabakasında yağ halkası
o Acne rosecea : kırmızı burun
o Palmar eritem: avuç içinde kırmızılık
o Asteriksis: Elde flapping tremor (büyük amplitüdlü titreme)
o Sigara yanıkları: parmak, göğüs vb.
o Morarıklıklar (düşme ve çarpmalara bağlı)
o Hepatomegali (karaciğer büyümesi), karın ağrısı
o Spider anjioma
o Periferik nöropati (el ve ayaklarda his kusurları, uyuşma vb.)
o Kan tetkiklerinde anormallikler: GGT, MCV, AST, ALT, ürik asit, trigliseritler, üre yükselmesi.
Alkolizmin Kardiovaskular Sisteme Zararları
Alkolik olarak yaşamak çok zordur, vücut ıstırap içindedir. Alkolün kalbe çok zararlı olduğu bilinmektedir, bir alkolik sadece kalp hastalığına yakalanma riski altında değildir, alkol kalbe direk zarar da verebilir. Çoğunlukla, alkolizm, lipid seviyesinin aşırı yükselmesiyle oluşacak damar tıkanıklığı, kalp krizi ve erken ölümle sonuçlanır. Eğer alkolizm tedavi edilmezse, hasta kalp hastalıkları yüzünden büyük bir ihtimalle hayatını kaybedecektir.
Alkolizmin Sinir Sistemine Etkileri
Aşırı alkol kullananlarda, vücut vitaminsiz kalacak ve özellikle B vitaminin eksikliğinden kaynaklanan hastalıklar başlayacaktır. Alkol tüm zihin fonksiyonlarına zarar verecektir. Yapılan tüm beyin hücreleri araştırmaları, alkoliklerin beyin hücrelerinin, normale oranla çok daha hızlı bir şekilde yok olduğunu, hatta "hücre deposunun" zamanla tamamen boşaldığını ortaya koymuştur. Bu durumda ne yazık ki, hastanın hemen hemen tüm zihinsel faaliyetleri durmaktadır.
Alkolizmin Gastrointestinal Sisteme Etkileri
Gastrointestinal sistem de alkolden fazlasıyla zarar gören organ sistemlerinden biridir. Alkolizm sonucu, çok ileri düzeyde ülser (mide kanaması ya da delinmesi), ölümcül pankreas problemleri (akut pankreas vb.) ve pek çok başka hastalık ortaya çıkabilir. Ancak, tüm bunların arasında alkolizm konusu geçince en çok dikkat edilmesi gereken organ karaciğerdir.
Alkolizm karaciğeri, çok sinsi ve tehlikeli bir hastalık olan sirozla sarar. Sirozun ilk basamağı, karaciğer hücrelerinin zedelenerek, yağ zerrecikleriyle dolmalarıdır. Karaciğer hücreleri bozulup, yağla kaplandıkça karaciğer büyümeye başlar. Eğer, alkolizm devam ederse, yaralar oluşmaya başlar. Yaralar gittikçe çoğalır ve sonunda tedavi edilemez hale gelir. Siroz ilerledikçe, alkolik çok daha ciddi sağlık problemleriyle karşılaşır. Bunlar çoğunlukla, kan zehirlenmesi (amonyak ve bilirubin), iktidarsızlık, kanamalar, bacakların ve bileklerin şişmesi, vücutta asit üretilmesi (içi sıvı dolu bir göbek) olarak ortaya çıkmaktadır.

______________
Önceki mesajları göster:   


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Türkçe Çeviri: phpBB Türkiye & Erdem Çorapçıoğlu