Forum'da ara:
Ara


Yazar Mesaj
Mesaj13.11.2008, 09:07 (UTC)    
Mesaj konusu: MUSTAFA KEMAL

MUSTAFA KEMAL


dağ başını efkâr almış
gümüş dere durmaz ağlar
gözyaşından kana kesmiş gözlerim
ben ağlarım çayır ağlar çimen ağlar
ağlar ağlar cihan ağlar
mızıkalar iniler ırlam ırlam dövülür
altmış üç ilimiz altmış üç yetim
yıllar gelir geçer kuşlar gelir geçer
her geçen seni bizden parça parça götürür
mustafa'm mustafa kemal'im

diz dövdüm
gözlerim şavkı aktı sakarya'nın suyuna
sakarya'nın suları nâmın söyleşir
hemşehrim sakarya öksüz sakarya
ankara'dan uçan kuşlar
kemal'im der günler günü çağrışır
kahrolur bulutlara karışır
gök bulut yaşmak bulut
uca dağlar dev boyunlu morca dağlar
divan durmuş bekleşir
mustafa'm mustafa kemal'im

nasıl böyle varıp geldin hoşgeldin
çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin
şol yüzünde güneş südü sıcaklık
ellerinden öperim mustafa kemal
senin dalın yaprağın biz senin fidanların
biz bunları yapmadık
sen elbette bilirsin bilirsin mustafa kemal
elsiz ayaksız bir yeşil yılan
yaptıklarını yıkıyorlar mustafa kemal
hani bir vakitler kubilay'ı kestiler
çün buyurdun kesenleri astılar
sen uyudun asılanlar dirildi
mustafa'm mustafa kemal'im


karalar kuşanmış karadeniz akmam diyor
dokunmayın ağlamaktan bıkmam diyor
bu gece kıyamet gecesi bu vapur bandırma vapuru
yattığı yer nur olsun mustafa kemal
ben ölümden korkmam diyor
korkmam diyen dilleri toz oldu toprak oldu
değirmen döndü dolandı yıllar oldu
bir kusur işledik bağışlar mı kimbilir
o bize öğretmedi kazan kaldırmasını
günahı vebali öğretenin boynuna
erdirip oldurana ana avrat sövmesini
yüreğim kırıldı kanım kurudu
var git karadeniz var git başımdan
mızıka çalındı düğün mü sandın
bir yol koyup gideni gelir mi sandın
mustafa'm mustafa kemal'im

ankara'nın taşına bak
tut ki baktım uzar gider efkârım
çayır ağlar çimen ağlar ben ağlarım
gözlerimin yaşına bak
ankara kalesi'nde rasattepe'de
bir akça şahan gezer dolanır
yaşın yaşın mezarını aranır
şu dünyanın işine bak
mustafa'm mustafa kemal'im







Attila İLHAN
______________

SİZLER İÇİN RENKLİ BİR PLATFORM GENİŞ PORTAL WEBMASTER KADINCA VE HERŞEY BURADA
Mesaj13.11.2008, 09:07 (UTC)    
Mesaj konusu: pia

PİA


ne olur kim olduğunu bilsem pia'nın
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam
içlenip buzlu bir kadeh gibi
buğulanıp buğulanıp durmasam
ne olur sabaha karşı rıhtımda
çocuklar pia'yı görseler
bana haber salsalar bilsem
içimi büsbütün yıldız basar
bir hançer gibi çıkıp giderdim

ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
singapur yolunda demeseler
bana bunu yapmasalar yorgunum
üstelik parasızım pasaportsuzum
ne olur sabaha karşı rıhtımda
seslendiğini duysam pia'nın
sırtında yoksul bir yağmurluk
çocuk gözleri büyük büyük
üşümüş ürpermiş soluk
ellerini tutabilsem pia'nın
ölsem eksiksiz ölürdüm







Attila İLHAN
______________

SİZLER İÇİN RENKLİ BİR PLATFORM GENİŞ PORTAL WEBMASTER KADINCA VE HERŞEY BURADA
Mesaj13.11.2008, 09:07 (UTC)    
Mesaj konusu: şiir

RÜZGÂR GÜLÜ


önümden çekilirsen istanbul görünecek
nerede olduğumu bileceğim
sisler utanacak eğilecek
ağzının ucundan öpeceğim
saçına kalbimi takacağım
avcunda bir şiir büyüyecek
nerede olduğumu bileceğim


bu çıplak geceler yok mu
bu plak böyle ağlamıyor mu
camları kırmak işten değil
delirecek miyim neyim
kirpiklerimden mısra dökülüyor
kenya'da simsiyah yalnızım
yoksul bir şilepte gemiciyim
malezya'da yük bekliyorum
önümden çekilirsen istanbul görünecek
nerede olduğumu bileceğim


gözlerini söndürme muhtacım
ben senin aydınlığına muhtacım
yepyeni bir ilkbahar harcayıp
bir yaz boğup bir sonbahar harcayıp
rüzgâr gülünü arayacağım
oran'da pernanbouc'ta tombuktu'da
vinçler yine akşamları indirecekler
yine karanlığa bulaşacağım
gözlerin rüzgârda savrulacak


ikimiz iki sap buğday olsak
sen benim olsan ben senin olsam
bir gece vakti aklına gelsem
uykunu tutsam bırakmasam
seni kucaklasam kucaklasam
birbirimizin kalbini dinlesek
dünyanın kalbini dinlesek
büyük ateşler yaksalar
iki güvercin uçursalar
nerede olduğumuzu bilsek






Attila İLHAN
______________

SİZLER İÇİN RENKLİ BİR PLATFORM GENİŞ PORTAL WEBMASTER KADINCA VE HERŞEY BURADA
Mesaj13.11.2008, 09:07 (UTC)    
Mesaj konusu: sana ne yaptılar

SANA NE YAPTILAR

O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi
Bir bıçağın ağzında yürür gibiydin
Demirlerin soğukluğu soluk dudaklarında
Gözlerinde karanlığı dar hücrelerin
Seni görür görmez özgürlüğümden utandım
Söyle ne içersin, çay mı kahve mi
Çok değişmişsin birden tanıyamadım.

Saçların uzundu, omuzlarına akardı
Gönlümüz şenlenirdi sarışınlığından
Onlar mı kestiler, sen mi kısalttın
Gülerdin, içimize aylar doğardı
Görünmez dağların arkasından
Eski gülümsemeni beyhude aradım
O sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi
Çok değişmişsin birden tanıyamadım.

Bir çay içer misin, yoksa kahve mi
Kibritim yok, demek cigaraya başladın
Ellerin de titriyor, bir şeyin mi var
Böyle bir kız değildin sen eskiden
Sana ne yaptılar, sana ne yaptılar?
Kirpiklerin ıslanıyor durup dururken
O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi
Çok değişmişsin birden tanıyamadım.


Attila İLHAN
______________

SİZLER İÇİN RENKLİ BİR PLATFORM GENİŞ PORTAL WEBMASTER KADINCA VE HERŞEY BURADA
Mesaj13.11.2008, 09:08 (UTC)    
Mesaj konusu: sisler bulvarı

SİSLER BULVARI

elinin arkasında güneş duruyordu

aylardan kasımdı üşüyorduk

ağacın biri bulvarda ölüyordu

şehrin camları kaygısız gülüyordu

her köşe başında öpüşüyorduk

**********************

sisler bulvarı'na akşam çökmüştü

omuzlarımıza çoktan çökmüştü

kesik birer kol gibi yalnızdık

dağlarda ateşler yanmıyordu

deniz fenerleri sönmüştü

birbirimizin gözlerini arıyorduk

*************************

sisler bulvarı'nda seni kaybettim

sokak lambaları öksürüyordu

yukarıda bulutlar yürüyordu

terkedilmiş bir çocuk gibiydim

dokunsanız ağlayacaktım

yenikapı'da bir tren vardı

**********************

sisler bulvarı'nda öleceğim

sol kasığımdan vuracaklar

bulvar durağında düşeceğim

gözlüklerim kırılacaklar

sen rüyasını göreceksin

çığlık çığlığa uyanacaksın

sabah kapını çalacaklar

elinden tutup getirecekler

beni görünce taş kesileceksin

ağlamayacaksın! ağlamayacaksın!

**************************

sisler bulvarı'ndan geçtim sırılsıklamdı

ıslak kaldırımlar parlıyordu

durup dururken gözlerim dalıyordu

bir bardak şarabda kayboluyordum

gece bekçilerine saati soruyordum

evime gitmekten korkuyordum

sisler boğazıma sarılmışlardı

**************************

bir gemi beni afrika'ya götürecek

ismi bilmiyorum ne olacak

kazablanka'da bir gün kalacağım

sisler bulvarını hatırlayacağım

kırmızı melek şarkısından bir satır

lodos'tan bir satır yağmur'dan iki

senin kirpiklerinden bir satır

simsiyah bir satır hatırlayacağım

seni hatırlatanın çenesini kıracağım

limanda vapur uğuldayacak

*************************

sisler bulvarı bir gece haykırmıştı

ağaçları yatıyordu yoksuldu

bütün yaprakları sararmıştı

bütün bir sonbahar ağlamıştı

ağlayan sanki istanbul'du

öl desen belki ölecektim

içimde biber gibi bir kahır

bütün şiirlerimi yakacaktım

yalnızlık bana dokunuyordu

**********************

eğer sisler bulvarı olmasa

eğer bu şehirde bu bulvar olmasa

sabah ezanında yağmur yağmasa

şüphesiz bir delilik yapardım

hiç kimse beni anlayamazdı

on beş sene hüküm giyerdim

dördüncü yılında kaçardım

belki kaçarken vururlardı

**********************

sisler bulvarı'ndan geçmediğim gün

sisler bulvarı öksüz ben öksüzüm

yağmurun altında yalnızım

ağzım elim yüzüm ıslanıyor

tren düdükleri iç içe giriyorlar

aklımı fikrimi çeliyorlar

aksaray'da ışıklar yanıyor

sisler bulvarı ayaklanıyor

artık kalbimi susturamıyorum





Attila İLHAN
______________

SİZLER İÇİN RENKLİ BİR PLATFORM GENİŞ PORTAL WEBMASTER KADINCA VE HERŞEY BURADA
Mesaj13.11.2008, 09:08 (UTC)    
Mesaj konusu: SULTAN-I YEGÂH

SULTAN-I YEGÂH

şamdanları donanınca eski zaman sevdalarının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın
nemli yumuşaklığı tende denizden gelen âhın
gizemli kanatları ruhta ölüm karanlığının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın

yansıyan yaslı gülüşmelerdir karasevdalı suda
bülbüller kırılır umutsuzluktan yalnızlık korusunda
eylem dağılmış gönül tenha çalgılar kış uykusunda
ölümün tartışılmazlığı nihayet anlaşılsa da
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın

bir başkasının yaşantısıdır dönüp arkamıza baksak
çünkü yaşadıklarımız başkasının yargısına tutsak
su yasak rüzgâr yasak açık kapılar yasak
belki bu karanlıkta yasakları yasaklasak
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın


Attila İLHAN
______________

SİZLER İÇİN RENKLİ BİR PLATFORM GENİŞ PORTAL WEBMASTER KADINCA VE HERŞEY BURADA
Mesaj13.11.2008, 09:08 (UTC)    
Mesaj konusu: şiir

TUTUKLUNUN GÜNLÜĞÜ'NDEN


/ salı gecesi /

kara bir balta buldu akşam vuracak noktayı
hücreler doldu bir ıslık en yakın maçka tramvayı
kim bırakmış yalnızlığıma bu hüzzâm şarkıyı
kimin bu karanlık kimler sürgülemişler kapıyı
insan olan bağlar her koptuğu yerden yaşamayı

daktilolar camları bulutlu sorgu odalarında
didiklemez mi özgürlüğünü sansaryan hanı'nda
küflenir suyun bir bakır çalığı birikir ağzında
kendini öldürmeyi belki bin kere tasarlarsın da
bir kere aklından geçmez bitirmeden ölmek şarkıyı

gönlünde büyüttüğün o müthiş ünlem içindir ki
seni kapattıkları öyle rezil o kadar çirkindir ki
çıplak bir lâmba mısın dört duvar içindeki
ne lâmbası/söndürülen bütün ilk gençliğindir ki
gözlerin zehirlense de suç sayarsın ağlamayı

görülmez dev böceklerdir sanki büyülü duyargalar
uçaksavar ışıldakları gökyüzünde bir yanlış arar
tophane rıhtımı'nda acı acı gemiler kalkar
hücreleri akşam olur haydut öfkeleri kaplar
ezerim sanırsın vurursan tek bir yumrukta dünyayı




tutanak 2

elektrik elletirler kıvılcım yalatırlar
tuzruhu damlatırlar kulak boşluğuna
çekip alınlar kerpetenle tırnaklarını

öğrenmek istedikleri aslında bildikleridir
geceleri rüyalarına girip uykularını kaçıran
insanın insanı soyduğu derisini yüzdüğü




duruşma arası

( o varsa kırılır buzlu camları kışın
anlamı yoğunlaşır anlamsız bir yaşayışın
gerçi farkındayız adı belirsiz bir yanlışın
acaba ben çok mu esmerim o çok mu sarışın

yansımaz oldu aydınlığı yüzüme haftalardır
yazdıklarında bile gizli bir uzaklık vardır
eylem bir dağıldı mı bütün boğazlar daralır
ben başka bir erkek olurum o başka bir kadın)



gereği düşünüldü

mahcup yaseminler son balkonların süsü
özgürlük özlemleridir genişletir gönlümüzü
savcılar ağır sürgünlerden yankılansa da

bir yer gelir ki artık ne savunma içgüdüsü
ne heyecandır kalır ne de yürek üzüntüsü
yalnız bir daktilo çıplak bir masada

toplumcularız karakollarda açtık gözümüzü
verirse halklar verir tarihte hükmümüzü
gizle de yargılansak 3.ağırceza'da











Attila İLHAN
______________

SİZLER İÇİN RENKLİ BİR PLATFORM GENİŞ PORTAL WEBMASTER KADINCA VE HERŞEY BURADA
Mesaj13.11.2008, 09:09 (UTC)    
Mesaj konusu: şiir

ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN ŞİİRİ



gözlerin gözlerime değince
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım


ne vakit maçka'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgâr aklımı alırdı
sessizce bir cıgara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdüm içim ürperirdi
felâketim olurdu ağlardım


akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felâketim olurdu ağlardım






Attila İLHAN
______________

SİZLER İÇİN RENKLİ BİR PLATFORM GENİŞ PORTAL WEBMASTER KADINCA VE HERŞEY BURADA
Mesaj13.11.2008, 09:09 (UTC)    
Mesaj konusu: şiir

YAĞMUR KAÇAĞI


elimden tut yoksa düşeceğim
yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer şairsem beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
gözlerim aklına gelirse
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni


geceleri bir çarpıntı duyarsan
telâş telâş yağmurdan kaçıyorum
sarayburnu'ndan geçiyorum
akşamsa eylül'se ıslanmışsam
beni görsen belki anlayamazsın
içlenir gizli gizli ağlarsın
eğer ben yalnızsam yanılmışsam
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni









Attila İLHAN
______________

SİZLER İÇİN RENKLİ BİR PLATFORM GENİŞ PORTAL WEBMASTER KADINCA VE HERŞEY BURADA
Mesaj13.11.2008, 10:30 (UTC)    
Mesaj konusu:

paylaşim icin teşekkürler Wink
______________

NETTURK DEĞİŞİYOR COK YAKINDA...
Mesaj17.11.2008, 09:18 (UTC)    
Mesaj konusu: şiir

ADANMAK TÜRKÜSÜ


şiirin ulu güzergahında
duygu memurları düş memurları
suyu susturur usu sustururlar

özgürlüğün özge oğlu
sana tiranlar mı öğretecekmiş
bulunca kut'u umudu

dirimin uzun uykusundan
uyanışın ilk sesi - sen
canın aydın ufuklarında
bileğlenen usun ilk sözü

sen Şairsin - özdeğin ve Tanrının oğlu
başlangıçların başı sen - sonların sonu







Azer YARAN
______________

SİZLER İÇİN RENKLİ BİR PLATFORM GENİŞ PORTAL WEBMASTER KADINCA VE HERŞEY BURADA
Mesaj17.11.2008, 09:18 (UTC)    
Mesaj konusu: şiir

AĞIT


Yayınevinde on altı sayfaların çınlayan sessizliği
ve ölümsüzlüğü kitabın.
Bir kitap ölümsüz baskına uğramış
sevgili ağır ölümüz acıdan kundağında
yarım kalmış.
Bırakın
ölüyü kaldırsın emekleyen bebeği
kendi türküleri.

Ah, sisli günün çiğli çimleri.
Deyin
örtmesinler güldeki kanı
sevgili ağır kanı acıdan kundağında.
Bırakın kan
kurusun al ipek bir mendil gibi.
Yükseğe ölünün gür alnı
yurdun ağır toprağında.

Öldürümün uluyan elleri
yok ediyor dizilmiş yazının kurşun gününü
ve düşen kağıt geceyi
Sızlıyor terli çeliklerin türküleri.
Ve yüreğimizin çağlayan kanı
çatıyor dağılan her dizeyi
haykırışında yaralı kalemlerin
ağrılı gürültüsünde basımevlerinin.

Şimdi demir duvarlara işliyorsa kan eğer
oyuyorsa demiri
al ipek bir belgi gibi
deyin
kanı silmesinler.
Silmesinler kanı
sulasın kan yine göğsel türkülerle
türküleri.
Yükseğe ölünün gür alnı.
Kaldırın.
Yayınevinde on altı sayfaların çınlayan sessizliği
yenilmezliği kitabın.






Azer YARAN
______________

SİZLER İÇİN RENKLİ BİR PLATFORM GENİŞ PORTAL WEBMASTER KADINCA VE HERŞEY BURADA
Mesaj17.11.2008, 09:19 (UTC)    
Mesaj konusu: şiir

AY ÜSTÜNE ÇEŞİTLEME


Ay yolumun çırası
iki kavak arası

Ay sevgilimin duruşu
açların evsizlerin gümüşü

Altın çığlık düşüyor göle
diplerin altın gülü

Yar ile safa sandal
ah! ayın ön dördü skandal

Ağrı sönüyor sonunda
ay minarenin solunda

Şiiri perisi ay çimde
yeni bir dil içimde

Topal beygir işinde
ay tayı onun peşinde

Bir la notası tutulmuş
evrende ay unutulmuş

Ay usul düşen
sele giden gelin Ayşem

Ay eğri bıçak yarası
Fatsa-Ünye arası

Eşkıya basıyor ansızın
gölde çimen ay kızı

Patlamalarda ölmüş
ay ay mor gümüş

Ay güllerin baş hecesi
bir öldürüm kan gecesi

Vurulmuş kardeşimin yaşında
dalanmış güvercin yanıbaşımda

Ayaksız postal yürüyor
bedensiz giyside ay ölüyor

Yolsuz izsiz kaydı oy
gecenin layt motifi ay


Gizemli işliklerde ayı
işliyor ülkenin kuyumcuları






Azer YARAN
______________

SİZLER İÇİN RENKLİ BİR PLATFORM GENİŞ PORTAL WEBMASTER KADINCA VE HERŞEY BURADA
Mesaj17.11.2008, 09:19 (UTC)    
Mesaj konusu: şiir

KUŞLARI ÖLDÜRMEYECEĞİM


Anne, iyi askerler olur mu?
Savaş olursa anne, kötü askerler
Çocukları kırar mı?
Savaş olursa anne?

Babam asker olursa, anne,
Çocukları okşasın benim için.
Niye hep uyuyor o çocuk?
Adamların başlarında kanlı örtüler.
Anne, televizyonda bu akşam niçin?
Atlara binmiş atatürkler?

Gazetede resim ne, anne, göster
Anne, çocuğa ne yapmışlar?
Bunlar kim, niye yere serilmişler,
Kara duman ne, anne,
Evleri mi yakmışlar?

Kapıları pencereleri kırmışlar,
O anneler niye öyle uyuyor?
Adamın bağrında kanlı bir çocuk
Soğuyor, elleri üşüyor,
Artık duymuyor mu, anne?

Çocuğun annesini niye öldürmüşler?
Evlere bomba mı yağmış, niye, anne?
Kaplasınlar tabutlara gümüşler,
Anne, sen hiç ölme.

Teyzelerin eşarpları kanda, karalı,
Ölmüşler mi bağlamıyorlar,
Resimlerde çocukların şakakları yaralı,
Artık niye ağlamıyorlar?

Anne, ölmek nasıl olur,
Ağır mı, yoksa birden mi?
Çocuk, anne, niye öldürülür,
O mu daha küçük, ben mi?

Gördün mü, bir ev yaptım, çatıyı çattım,
Dumanı tütüyor pembe,
Ufkuna bombalar değil de
Bahçesine yağmur yaptım.

Kuşların da düşmanı var mı sence?
Sana bir şey diyeceğim!
Anneciğim ben büyüyünce
Kuşları öldürmeyeceğim!


Ocak 1979






Azer YARAN
______________

SİZLER İÇİN RENKLİ BİR PLATFORM GENİŞ PORTAL WEBMASTER KADINCA VE HERŞEY BURADA
Mesaj17.11.2008, 09:19 (UTC)    
Mesaj konusu: mayıs

MAYIS


Dirilişin nöbet günleri
Yitiyor ihtiyar yosma
Gökte bir bulut ve güvercin
İle mavi ova
Sevgi tutuşur ellerimizde
Gözlerinde oynak ateşler götürürler
Mayıs kızları bizde

Beri gel güzel kız
Yitti buzlar zamanı
Soğuk yıldızlar zamanı
Açtırayım da dereyim
Gönlünde gülistanı
Şiirler vereyim inceliğine
Beri gel güzel kız

Sıcak bir yel tadından koşarak
Yollara çıktım zakkum kokuluyum
Deli ağu ve duygu dokuluyum
Kül olmaya birikimim var
Tenimde eritiyorum heyecanı
Kız yanıt ver
Nerden tutuşturalım zamanı







Azer YARAN
______________

SİZLER İÇİN RENKLİ BİR PLATFORM GENİŞ PORTAL WEBMASTER KADINCA VE HERŞEY BURADA
Önceki mesajları göster:   


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Türkçe Çeviri: phpBB Türkiye & Erdem Çorapçıoğlu