Forum'da ara:
Ara


Yazar Mesaj
Mesaj17.08.2008, 14:39 (UTC)    
Mesaj konusu: Bilgisayar hastalıgı!!! bu konuya dikkat!!!

Bürolarda bilgisayara bağlı çalışanların yanlış oturma şekilleri, bilgisayar hastalığına neden oluyor

AHU COŞKUN

Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Turgut Göksoy, özellikle bürolarda masa başında hareketsiz çalışanlarda bel ve boyun ağrıları görüldüğünü söylüyor.
Hareketleri kısıtlayan büro yaşamının risk taşıdığını, bir süre sonra kronik bel ağrısı şikayetleriyle doktorlara başvuranların çoğu kez geç kaldığını söyleyen Göksoy, çalışanların bilgisayar hastalığını önlemek için masa başında oturma sırasında, göz hizaları ve boyun açılarının ne öne ne de arkaya doğru fazlalık göstermemesi gerektiğini vurguluyor. Prof. Dr. Göksoy, bilgisayar karşısında alınacak önlemleri şöyle sıralıyor:

* Gözünüzün bakış açısı 20 - 30 derece yukarıda, ekrandan uzaklık ise ortalama 60 - 70 santim olmalı.

* Oturduğunuz sandalyenizin yüksekliğini, kalçanın gövde üzerinde dik açı ile duracak şekilde ayarlayın.

* Sırt, boyun ve belinizi dik tutun. Kesinlikle kambur oturmamaya çalışın. Devamlı kambur oturma eğiliminiz varsa ileride oluşabilecek meslek hastalıklarından korunmak için sırtı dik konumda tutacak postureks ismi verilen korselerden kullanın.

* Dizleriniz 90 ve 110 derece arası bir açıda duracak şekilde çalışın. Bunu sağlamak için gerekirse ayağınızın altına küçük eğimli bir ayakkabı tahtası koyun.

* Ayak bileklerinizi dik açıda tutun ve mutlaka yere temas ettirin.

* Dirseklerinizi çalışmanız sırasında en fazla 90 derece bükün, daha fazla bükerek çalışılmayın.

* Bilgisayar başındaysanız her saat başı ayağa kalkın ve dolaşın. Tekrar çalışmak zorunluluğunuz varsa 10 dakika kadar boyun ve sırt egzersizleri yapın.

* Bilgisayarda çalışıyorsanız evraklarınızın ve kullandığınız diğer gereksinimleri yakınınızda bulundurun. Kontrolsüzce bunlara uzanıp, belinizi ve sırtınızı anormal şekilde döndürerek çeşitli risklere girmeyin.

* Ani hareketlerden kaçının, öne eğilirken belinizin yerine dizlerinizi bükerek eğilin, vücudunuza gelen yükleri her iki bacağınıza veya kollarınıza eşit şeklide dağıtmaya özen gösterin.

"BİLGİSAYAR BAĞIMLISI OLMAK" NE DEMEKTİR?

Yoğun insan-bilgisayar ilişkisi başlangıçta "takıntı" diye anılırken, son yıllarda birçok psikolog, tedavi edilmesi gerekenler listesine "bilgisayar bağımlılığı"nın da konması gerektiğini düşünmektedirler. Özellikle internet kullanımının yarattığı bağımlılığın sonuçlarının, en az alkol ya da ilaç bağımlılığı kadar sorun yaşattığı düşünülmektedir. Yapılan bazı araştırmalar, bilgisayar bağımlılığının, kişiye sürekli uyarıcı sunması ve kişinin kendisini geliştirmesini sağlaması nedeniyle, fiziksel bağımlılıktan (alkol-madde bağımlılığı gibi) daha zor kontrol altına alınabileceğini belirtmektedir. Buna karşılık bazı araştırmalar, bilgisayar bağımlılığının en azından fiziksel sonuçları olmadığı ve kişinin kontrolü altında tutulabilme imkanı olması sebebiyle daha kolay tedavi edilebileceğini göstermektedir. Bu çelişkili sonuçlara rağmen ortak kanı, bilgisayar bağımlılığının olduğu ve tedavi edilmesi gerektiğidir.
Bilgisayar bağımlılığı konusunda yapılan araştırmalar henüz sınırlı sayıda olmasına rağmen, hemen her kullanıcının bağımlı olma riski olduğunu göstermektedir. Bu durum dikkate alınırsa, ve giderek kullanıcı sayısının arttığı düşünülürse, konunun giderek daha fazla önemsenmesi gerektiği açıktır.
Bilgisayar bağımlıları, makine karşısında zaman kavramlarını yitirmekte, bazen bütün bir günün geçtiğini bile farketmemektedirler. Yemeği, uyumayı, okula gitmeyi, kısaca temel sorumluluklarını bilgisayar ile aralarında bir engel gibi görebilirler ve bunları yerine getirmeyi erteleyebilir ya da unutabilirler. Sanal dünya ile gerçek dünya birbiriyle yarışır ve genelde kazanan sanal dünya olur. Kaçırılan randevular, uyku saatlerinin düzensizliği, ders başarısında / iş performansında düşmeler, arkadaşlarla geçirilen zamanın kısıtlanması, vb. gerçek yaşamdaki ilişkileri olumsuz etkiler
KİMLER "BİLGİSAYAR BAĞIMLISI" OLUR?

Genç ya da yaşlı her yaştan insanın, cinsiyet, eğitim ya da entellektüel düzey farkı olmaksızın bilgisayar bağımlısı olma riski vardır (USA Weekend, Temmuz, 1995). Teknoloji ilerledikçe ve bilgisayar kullanımı günlük hayatın içine daha çok girdikçe, giderek daha çok sayıda insan bilgisayar, internet, oyun gibi farklı tür bağımlılık problemlerini yaşar hale gelmiştir. Sosyal becerileri çok gelişmiş olmayan, yüz-yüze ilişkilerde güçlük yaşayan, fiziksel görünüşünden memnun olmayan, kişiler arası ilişkilerde kendine güvenmeyen insanlar elektronik iletişimlerde (e-posta, IRC (inetrnet relay chat), ICQ vb.) kendilerini daha rahat hissettiklerinden, bu tür ilişki ve iletişim biçimlerini, gerçek ilişki ve iletişime tercih edebilirler. Başlangıçta Web sayfalarının renkli dünyası, zengin bilgi arşivi, multimedya sunumları, farklı insanlarla iletişim kurma imkanı cazip gelirken ve bilgisayar ve internet ödev-iş amaçlı kullanılırken, zamanla bilgisayarın niteliği ve içindeki programlar önemsizleşip, tek gereksinim modem ve internet erişim programları haline gelmektedir. Bilgisayar kullanımı hakkında bilgili olmak ya da kullanımın işe yarar bir amacı olması, yerini sadece bilgisayar başında olma isteğine bırakabilir.
Çocuklar gibi yetişkinler de bilgisayar oyunlarıyla çok zaman harcamaktadırlar. Yetişkinlerin bilgisayar başında kaybettikleri zamanı ve bunun onlara bir faydası olmadığını farketmeleri daha kolayken, çocukları ve ergenleri anne-babaları izlemelidir. Çocukların bilgisayar başında geçirdikleri süre, bu süre içinde ne yaptıkları, bilgisayardan ayrılmakta zorlanıp zorlanmadıkları ve uzaklaştıklarında akıllarının bilgisayarda olup olmadığı kısacası bilgisayarın çocuğun hayatındaki yeri ebeveynler tarafından gözlenmelidir.

BİLGİSAYAR BAĞIMLILIĞININ TÜRLERİ

- Bilgisayar bağımlılığı
- Bilgisayar oyunlarına gelişen bağımlılık
- İnternet bağımlılığı (web)
- Sanal sohbet bağımlılığı (chat, IRC, e-posta, e-haber grupları vb.)
- Web temelli grup oyunlarına gelişen bağımlılık (FRP, dungeon, tavla, vb.)

Bilgisayar ya da internet bağımlılığında, bağımlılığın içeriği karmaşıktır. Örneğin madde bağımlılığında sonuç önemliyken (madde, yarattığı etki yüzünden vücuda alınır - eylemin sonucu önemlidir), bilgisayar bağımlılığında süreç (makine başında geçirilen zaman) önemlidir. Koleksiyonlar ya da okuma gibi hobilerden farklı olarak, bilgisayar ile ilişkide kişiye sürekli olarak uyaran gider. Bu kadar yoğun uyaran sağlayan bir ilişkide kullanıcıların büyük çoğunluğu bağımlı olma riski ile karşı karşıyadır (The Addiction Letter, August, 1995).

NE ZAMAN BİLGİSAYAR BAĞIMLISI OLDUĞUNUZDAN ENDİŞE ETMELİSİNİZ?

Bilgisayara Bağımlılık:

Diğer bağımlılık türlerinde olduğu gibi, bilgisayara bağımlılıkta da bazı ortak belirtilerden söz edilmektedir. Bu belirtiler kişiden kişiye farklılık gösterse de genel olarak ortak yönleri bulunmaktadır
Bilgisayar kullanımı ile ilgili etkinliklerden zevk alma, mutlu olma ve rahatlama,
Bilgisayar kullanılmadığı zamanlarda huzursuzluk, keyifsizlik, kaygı yaşama ve uyku bozuklukları,
Sosyal, ailevi ve eğitim/iş alanında yapılan etkinlikler için zorunluluk hissetme,
Kişisel ilişki, başarı ve maddi konularda risk alma,
Günlük yaşamın büyük bir bölümünü bilgisayar başında geçirme,
Bilgisayar kullanılmadığı durumda, iş yaşamında ve/veya çalışma alanında zorluk çekme ve performansta düşme,
Bilgisayar kullanılmadığı durumda boşluk hissetme,
Giderek bilgisayarın başında geçirilen süreyi kontrol edememe,
Güne bilgisayar kullanımı ile başlama ve başından geç kalkma,
Tatillerde de diz-üstü (lap-top) kullanma,
Bilgisayarı gün boyu açık tutma, v Gün boyunca bilgisayardan uzak kalındığında huzursuzluk ve sıkıntı hissetme,
Bilgisayar kullanılmadığında zamanın geçmek bilmemesi,
Bilgisayarın en iyi arkadaş olduğuna inanma,
E-postalar kontrol edilemediğinde huzursuz olma,
Hiç buluşulamasa da en iyi arkadaşlıkların bilgisayar ortamında kazanıldığını düşünme,
Baş,bel,sırt ve boyun ağrısı, gözlerde kuruma-yaşarma, kişisel hijyene verilen önemde azalma vb. bazı fizyolojik belirtilerin ortaya çıkması
Diğer bağımlılıklarda olduğu gibi, bilgisayar-insan ilişkisinde de (bilgisayar ve internet kullanımı, bilgisayar oyunları vb.) bağımlılığı tanımlayan bazı dikkat çekici unsurlar bulunmaktadır

1. Ekonomik açıdan; bilgisayara yüklü harcamalar yapma ve para bulabilmek için şartları zorlama,
2. Eldeki parayı yanlış kullanma, bütçede bazı ihtiyaçların yerini alma,
3. Bilgisayar ile geçirilen zamandan ve yapılan etkinlikleren gittikçe daha fazla zevk alma,
4. Bilgisayar kullanımına ayrılan süre ile ilgili olarak yalan söyleme,
5. Kişisel problemlerden kaçmak için bilgisayar kullanma,
6. Bilgisayara ayrılan süre yüzünden ilişkilerde bozulma ve sosyal ortamlardan uzaklaşma,
7. İş/eğitim yaşamını tehlikeye atma.

Bağımlılık türü ne olursa olsun sözü edilen bu belirtilerden birkaçı ortaktır. Ancak temelde bağımlılığın niteliği farklıdır. Diğer bağımlılıklarda olduğu gibi, bilgisayar bağımlılığı kişiyi farmakolojik olarak biyokimsayal düzeyde etkilemez, kişinin dışında, sosyal bir özelliği vardır ve kontrol edilebilir. Bilgisayar kullanılmadığında fizyolojik bir sonucu ortaya çıkmaz. Bilgisayarın sıklıkla uzun süreli kullanımlarında daha çok anti-sosyal eğilimler ortaya çıkar. Kişiye düşen kullanımını ortalama bir düzeye getirmesi, azaltması ya da tamamen durdurmasıdır. Bilgisayar bağımlılığında da olumsuz bazı duygusal, zihinsel ve sosyal sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Bağımlılıklar, yaşamın herhangi bir alanında ortaya çıkan zorluklar ve sorunlardan kaynaklanabilir, gittikçe artan bir kullanım söz konusudur, bireysel ve sosyal sonuçları kaçınılmazdır .
Bilgisayar bağımlıları, ortak olarak duygu durumunda değişme, kaygı, tek başına vakit geçirme eğiliminde artma, başkalarıyla iletişimde azalma, iş yaşamında ve aile ilişkilerinde bozulma vb. sorunlar yaşadıklarını belirtmektedirler. Bilgisayar kullanımına ilişkin bağımlılıkta özellikle stres, kaygı, sıkıntı, kendini kontrol etme ve iletişim becerilerinde bozulma gibi sorunlar tespit edilmiştir. Çocuklar ve ergenler bu durumdan daha kolay etkilenebilecek ve zarar görebilecek durumdadırlar. Bu sebeple, bu grubun bilgisayar kullanım süreleri ve şekilleri kontrol altında tutulmalıdır (Fearing,2000).

"BİLGİSAYAR BAĞIMLILIĞINI" NEDEN CİDDİYE ALMALIYIZ?
"Bağımlılık" olarak tanımlanabilecek birçok davranış örüntüsü vardır. Her bağımlılık ilişkisinin sonucu zararlı olmak zorunda değildir ama bir bedeli vardır. Bilgisayar modern yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır. Kişiye sağladığı yararlar ve zararların değerlendirmesi de kişiden kişiye değişir. İki çeşit bağımlılık vardır; olumlu ve olumsuz. Olumlu bağımlılık ilişkisinde yararlar zararlardan daha fazladır. Ancak kişinin bilgisayarla ilişkisine "bağımlılık" denmesi daha çok olumsuz bir anlam içerir. Yani zararları yararlarından fazla olduğu halde kişi ilişkiyi sınırlandıramaz, olumsuz sonuçları ile karşı karşıya kalsa da karşı koyamaz.
Bilgisayar kullanımı genellikle olumsuz bağımlılık ilişkisine dönüşür. Kişinin günlük yaşamını olumsuz etkiliyorsa; aile, arkadaş ilişkilerini bozuyor, okul / iş performansını düşürüyor, maddi, duygusal ya da fiziksel sorunlara yol açıyorsa ve çaba gösterilmesine rağmen kontrol altına alınamıyorsa ciddi bir sorun haline dönüşmüş demektir. Son yıllarda, internet aşkları yüzünden bozulan ilişkiler, sanal ilişkilerin gerçeklerine tercih edilmesi, çocuk ve gençlerin sanal arkadaşları-aşkları sebebiyle aileleriyle ilişkilerinin olumsuz etkilenmesi gibi sorunlarla profesyonellere başvuru sayısında artış gözlenmektedir.

SAĞLIKLI VE PATOLOJİK BİLGİSAYAR VE INTERNET KULLANIMI *

Psikologlar tarafından bilgisayar ve internet başında geçirilen zaman kişinin kendini tanıması ve kimliğini keşfetmesi açısından yararlı ve sağlıklı bulunmaktadır. Özellikle ergenlik döneminde çekingen ve kendine güvensiz gençler için sanal ortam, kişiliklerini tanıma ve uygun davranış biçimlerini test ederek öğrenme imkanı sağlayabilir. Farklı kültürleri tanıma imkanı sağlar. Dünyanın değişik ülkelerinde yaşayan ve ortak hobi, ilgi alanı olan kişilerin birbirleri ile ilişki kurmalarını sağlayarak kişinin çevresini genişletebilir. Sanal ilişkiler gerçek yakın arkadaşlıklara, aşklara dönüşebilir. Ancak bu ilişkilerin gerçek yaşamdakilerin yerini almaması ve onlara tercih edilmemesi önemlidir. Sanal ortamda test edilen davranış biçimleri gerçek yaşama geçirilebildiği sürece sağlıklı ve yararlı bir kulllanım söz konusudur. Fakat kişi sanal ortamda edindiği deneyimleri gerçeğe uyarlayamaz ve kendini "sanal bir kişilik" olarak tanımlarsa, kişilik karmaşası yaşayabilir

AİLELERE İPUÇLARI

Eğer çocuğunuz;

Zamanının çoğunu bilgisayar başında geçiriyorsa,

Bilgisayarın başında uzun süreli kalıyorsa,

Önceden olduğu gibi başka oyunlar oynamıyor ve sevdiği başka etkinlikleri yapmıyorsa,

Bilgisayar ile vakit geçirmediği zaman sıkıldığını ifade ediyor ve huzursuz oluyorsa,

Başından kaldırsanız bile tekrar bilgisayarın başına dönüyorsa,

Ödev yapmak ve ders çalışmak yerine bilgisayarla vakit geçiriyorsa,

Bilgisayarı sosyal aktivitelerine ve arkadaşlarına tercih ediyorsa,

Önceden severek izlediği TV programlarını seyretmek yerine bilgisayar ile vakit geçiriyorsa,

Öğretmenleri de dersler ve başarısı konusunda şikayetçi olmaya başladıysa

Çocuğunuzun bilgisayar kullanımı ile ilgili bazı önlemler almanız yararlı olacaktır.

Ne Yapılabilir? :

Çocuklarda bilgisayar kullanımını, sadece belli zamanlarda ve belli amaçlar için sağlamak,

Çocuklarda bilgisayar oyunlarını eğitimsel amaçlı seçmek, eğitim ve öğretimlerini destekleyici nitelikte olmasına dikkat etmek, diğer bilgisayar oyunlarını ödül olarak kullanmak (bilgisayar oyunları çocuklarda el-göz koordinasyonunun, reflekslerin ve bazı becerilerin gelişmesinde olumlu etkilere sahiptir.),

Şiddet içerikli bilgisayar oyunlarında dikkatli olmak ( şiddet içeren bilgisayar oyunları, çocuklar arasında bir iletişim aracı olduğu ve çocukları şiddete yönelttiği gibi aynı zamanda şiddet ve saldırganlıklarını giderdikleri, bir anlamda hayata geçirdikleri bir araçtır. Ancak çocukları kavga ve ölüme karşı acımasız ve duyarsız hale getirdikleri de bir gerçektir.),

Çocuklarla geçirilen zamanı arttırmak, onlarla kişisel olarak ilgilenmek ve oyun oynamak,

Bilgisayar kullanımına ilişkin amacı ve süreyi belirlemek,

Bilgisayarın kullanım şekli ve süresi ile ilgili olarak gözlemci olmak,

Bilgisayarın yararlarının yanısıra zararları konusunda da çocuklara bilgi vermek
Mesaj17.08.2008, 14:40 (UTC)    
Mesaj konusu:

Bilgisayar Kullanımına Bağlı Göz Yorgunluğu


Günümüz modern teknolojisinde, ister iş hayatı ister özel hayat olsun, bilgisayarların yeri ve önemi inkar edilemez. Bu makinelerin faydası yadsınamamakla birlikte, kullanımları yüksek görsel dikkat istemektedir. Bilgisayar kullanımına bağlı olarak artan şikayetlerin büyük çoğunluğu, gözlerle ilgili olanlarıdır.

Bilgisayar kullanımına bağlı olarak, gözün kendisinde ya da görme kalitesinde birtakım problemlerin meydana gelmesi, göz yorgunluğu hali olarak yorumlanmaktadır. Sıklıkla görülen belirtileri şöyle sıralanabilir: Yorgun ve ağrılı gözler, gözlerde yanma ve batma, bulanık görme, kuruluk hissi, sulanma, kaşıntı, kızarıklık, gözleri kısarak bakmak, odaklama zorluğu, çift görme, yazı karakterlerinin veya grafiklerin etrafında ışık hareleri ya da saçılmalar görmek, ışığa karşı hassasiyet, baş ağrısı, boyun, sırt ve omuz ağrısı.

Sayılan bu belirtilerden bazılarının, bilgisayar karşısında çalışırken yaşanıyor olması, bilgisayara bağlı göz yorgunluğunu işaret ediyor olabilir. Belirtilerin görülme sıklığı ve şiddeti, kişiye bağlı sebepler dışında, çalışma ortamının şekline ve kişinin alışkanlıklarına göre de değişiklikler gösterecektir. Bu bağlamda, bilgisayar kullanımının gözlerde yarattığı problemlerden ve çözüm önerilerinden bahsetmek faydalı olacaktır.

Bahsedilen yorgunluk belirtilerini kendisinde hisseden kişi ilk olarak muayenesini yaptırıp, göz sağlığı hakkında bilgi edinmelidir; çünkü bu belirtilerin en büyük nedeni gözlerdeki kırma kusurudur (gözlük veya lens takmayı gerektirecek numara bozukluğu). Miyopi, hipermetropi, astigmatizma gibi kırma kusurlarının olup olmadığı saptanarak bunların gözlük camı veya lenslerle düzeltilmesi bu konudaki ilk aşamadır. Ayrıca halen kullanılan gözlük camı veya lenslerin numaralarının yetersiz kalması da göz yorgunluğuna sebep olabilecektir. Burada, halk arasında yaygınca inanılan yanlış bir görüşe değinmek ve doğrusunu anlatmak yerinde olacaktır; bilgisayar kullanımı insanların gözlerini bozmaz. Ancak mevcut olan ve kişinin o ana kadar önemsemediği veya bilmediği bir kırma kusurunun, belirtileriyle ortaya çıkmasına aracılık eder. Çalışma koşulları çok aşırıya kaçmadıkça normal bir göz bilgisayar karşısında bozulmaz.
Yakın objelere bakarken gözlerde meydana gelen uyum değişiklikleri, tıp dilinde akomodasyon olarak adlandırılır. Uzaktaki cisimden yakın bir cisme bakıldığında, gözlerdeki birtakım küçük kaslar kasılarak, kristal lens dediğimiz göz içindeki merceğin çapını değiştirir, böylece gözler yakına uyum sağlamış olur. Farklı uzaklıktaki objelerin her an net görülebilmesi, ancak bu bahsettiğimiz akomodasyon mekanizmasının sorunsuz çalışabilmesiyle mümkündür. Mekanizmada yetersizlik oluşursa, bilgisayar monitöründeki objelere ve/veya uzaktaki cisimlere bakarken kısa veya uzun süreli geçici bir bulanık görme hali oluşur. Normal şartlarda gözler, yakından uzağa ( veya uzaktan yakına) yarım saniye içerisinde uyum sağlarlar, yani yakın objeye bakarken birden uzaktaki cismi seçmek ve onu net algılamak bu süreyi geçmemelidir. Eğer bu süre uzarsa uyum mekanizmasında yetersizlik söz konusudur. Bu durum göz yorgunluğu ve baş ağrısına yol açacaktır, tedavisinde gözlükler kullanılmaktadır.

Akomodasyon (uyum) mekanizması, 40 yaşından sonra insanlarda doğal bir süreç olarak yetersiz olmaya başlar ve 60 yaşlarında tam yetersizlik gelişir. Bu duruma presbiyopi (yaşa bağlı yakın görme bozukluğu) adı verilir. Tedavisi yakın okuma gözlüğüdür ve genellikle 35-40 cm’ lik yakın okuma mesafesine göre ayarlanarak verilir. Ancak bilgisayar karşısında çalışırken monitörler genellikle 70- 75 cm uzakta bulunur, bu mesafeyi net görmek için ikinci bir yakın gözlük edinmek yararlı olacaktır, çünkü esas yakın gözlüğüyle monitöre bakmak, mesafe uygunsuzluğu nedeniyle gözleri yoracaktır.

Bilgisayarlarda ekran özellikleri, gözleri etkileyen diğer bir önemli faktördür. Çalışmalar sonucu anlaşılmıştır ki, gözler monitöre baktığında tam bir kilitlenme (yani tam bir ekrana uyum) sağlanamamakta, yukarda bahsettiğimiz küçük göz kasları sürekli kasılıp gevşemekte ve kristal göz merceği devamlı şekil değiştirmektedir; bunun anlamı gözlerin ekrana tam odaklanamamasıdır, tabii ki sonucunda göz yorgunluğu şikayetleri başlayacaktır. Bu sebeple, göz sağlığı açısından, kullanılan ekranlar yüksek çözünürlü ve düşük parlaklık oranlı olmalıdır, büyük ve daha gelişmiş teknoloji ürünü ekranlar (LCD) en sorunsuz ekran tipleridir. Koruyucu filtre kullanılması hem yansımayı azaltır, hem de düşük bir oranda da olsa monitörden yayılan radyasyonu süzer. Teknik bir bilgi olarak, 14’’ lik monitörlerin, yeni teknoloji ürünü düşük radyasyonlu büyük monitörlere oranla on kat daha fazla radyasyon yaydığını burada vurgulayalım.

Gözlerde kuruma hissi, bilgisayar kullanıcılarının en sık karşılaştığı sorundur; yanma, batma, kaşınma, göz yaşarması ve kızarma ile kendini belli eder. Bu durum kontakt lens kullananlarda daha belirginleşir, sebebi lensin doğallığını koruyan gözyaşı tabiatının monitör karşısında değişmeye başlamasıdır. Gözdeki kuruma hissinin en büyük sebebi, monitöre bakarken normalin 1/3’ üne inen göz kırpmalarıdır, çünkü insan yakındaki bir objeye dikkatini verdiğinde refleks olarak daha az göz kırpmaya başlar. Gözkapakları her kırpmada gözyaşını kornea dediğimiz saydam tabakaya yayıp, oksijenlenmesini, nemlenmesini ve beslenmesini sağladıkları için, az kırpıldığında gözler kuru kalacak ve batmaya başlayacaktır. Diğer bir sebep monitörün göz hizasının üzerinde bulunmasıdır, bu durumda gözler yukarı doğru bakacağından kapaklar daha açılmış kalacak, bu da göz yaşının buharlaşmasını arttırarak kurumaya yol açacaktır. Ayrıca, çalışma ortamındaki havalandırmanın nem oranının yüksek olması ve havalandırmanın direk göze doğru gelmesi de gözlerde kurumaya yol açabilecektir. Bilgisayar kullanırken, sayılan bu etkenlerden gözlerin kurumasını önlemek için, göz kırpma sayısını bilinçli olarak arttırmak, belirli aralıklarla uzağa bakarak göz kırpma refleksini normale döndürmek alınacak önlemler arasındadır. Monitörü göz hizasının altına yerleştirmek gerekir, bunun ayarı monitörün üst kenarının göz seviyesinin biraz altında kalmasını sağlayarak yapılabilir. Bu önlemlerle geçmeyen göz kuruması, suni gözyaşı damlalarıyla tedavi edilmek durumundadır.

Gözlerimizde, fazla ışığın içeri girmesini ve gözü rahatsız etmesini engelleyen bir mekanizma bulunmaktadır. Aşırı parlak bir ışık bu mekanizmayı otomatik olarak devreye sokar ve gözün daha fazla çalışarak efor sarf etmesine neden olur. Bunun uzun sürmesi durumunda gözler yorulacak, bu aşırı ışıklı ortamdan rahatsız olduğunu, yorgunluk belirtilerini ortaya çıkararak anlatmaya çalışacaktır. Çalışma ortamında direk göze gelen bir ışık kaynağını ortadan kaldırmak gerekir, pencereden sızan ışığın arkaya alınması da gözleri rahatlatacaktır. Kullanılacak ışık kaynağının, arkadan, omuz hizasından monitöre veya çalışma masasına düşecek şekilde ayarlanması gerekir. Ayrıca monitörün kontrast ve parlaklık ayarının da uygun bir şekilde ayarlanması yerinde olacaktır, ekran zemin renginin açık, yazı karakterlerinin ise koyu renklerde tercih edilmesi gözlerin zorlanmasını önleyecektir.


Bilgisayar karşısında çalışırken, gözlerin sağlığını korumanın en güzel yolu, onları sık sık dinlendirmektir. Her yarım saatte bir ara vermek, birkaç saniye kapalı tuttuktan sonra uzaktaki bir objeye bakıp gözleri rahatlatmak yeterlidir. Çalışma masası ve sandalyesinin ergonomi kurallarına uygunluğu vücudu da rahatlatacaktır. Uzun süreli çalışmalarda, saat başı yapılacak basit vücut egzersizleri, diri kalmaya yardımcı olacaktır.
Mesaj17.08.2008, 14:42 (UTC)    
Mesaj konusu:




Bilgisayar Asosyal YapıyorBilgisayar bağımlılığı gençlerin asosyal yetişmesine neden oluyor.

Bilgisayar bağımlılığının gençlerin asosyal yetişmesine yol açtığı, bu nedenle gençleri bilgisayar başından çekecek alternatif uğraşlar bulunması gerektiği bildirildi.
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ünal, yaptığı açıklamada, çağın teknolojisi internetten faydalanmayı her çocuk ve gencin bilmesi gerektiğini, ancak bilgisayar başında geçirilen zamanın dozu kaçırıldığında fayda yerine zarar verdiğini belirtti.
Prof. Dr. Ünal, "Ergenlik döneminde çeşitli ruhsal ve fiziksel değişimler yaşayan zamane gençliği maalesef bilgisayar başında asosyal, içine kapanık, çevresiyle iletişim kuramadan yetişiyor. Bu durumdaki çocuklar ilerde daha fazla ruhsal sorun yaşıyor" dedi.
Topaç, sek sek, saklambaç, kör ebe gibi oyunları bilmeden yetişen kent gençlerinin boş zamanlarının neredeyse tamamına yakın bölümünü internet başında geçirdiğine dikkati çeken Prof. Dr. Ünal, şunları söyledi:
"Bilgisayar oyunları ve internet, olumlu etkisinin yanında gerçeklik sınırlarını bozmak, saldırganlığı özendirmek gibi sakıncaları da getirdi. İnternet başında geçen zaman arttıkça gençler gerçek dünyadan adeta kopuyor, asosyalleşiyor. Çocukluklarını bile yaşayamayan yeni nesil internet yüzünden ailesinden bile kopuyor."

"Aileler Başlangıçta Göz Yumuyor"

Internet başında saatlerce kalan çocuk ve gençlere başlangıçta ailelerinin de göz yumduğunu belirten Prof. Dr. Ünal, şunları kaydetti:
"Çünkü, çocuk evde bilgisayar başında oturdukça ailesinin gözü önünde oluyor, dışarıda edinebileceği kötü arkadaşlardan da uzak kalıyor. Oysa bir de madalyonun öteki yüzü var. O da internette çocukları şiddete, uyuşturucuya, intihara ya da yanlış arkadaşlara yönlendiren sitelerin varlığıdır. Bir de intiharı özendiren sitelere girip chatler yapmaya başladığında, yanlış arkadaş grubuna adım atmış demektir."
Prof. Dr. Ünal, ailelerin internetteki tehlikeyi fark ettiklerinde önlem alma yoluna gittiklerini ifade ederek, "Ancak bu önlem alınırken gençlerle doğru iletişim kurmak gerekiyor. Çünkü en ufak bir yanlış yaklaşım onları intihara kadar sürükleyen sonuçlar doğurabiliyor" dedi. Çocuğa baskı yapmadan onu bilgisayar başından kaldırmanın yollarının aranması gerektiğini, bunun en geçerli yolunun da spor olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ünal, şöyle devam etti: "Sosyal çekiniklik içindeki içine kapanık, gülmeyi unutmuş gence sevgi dolu bir bakış, güler yüz, tatlı birkaç söz yaşamsal manevi gıdalardır. Ailece televizyon izlemeyen, misafirliğe gitmeyen, internetteki sanal arkadaşlarıyla yetişen gençleri bilgisayar başından çekecek alternatif uğraşlar bulunmalı. Bu uğraşların en doğru seçeneği de spordur. Çünkü, spor kişiyi katılımcı ve sosyal kılar. Yüzme, basketbol, tenis, jimnastik ya da çocuğu ilgi duyacağı herhangi bir spor alanına ya da müzik kurslarına yönlendirmek en doğru seçenek olur."
Mesaj17.08.2008, 14:42 (UTC)    
Mesaj konusu:

Paylaşım için teşekkürler Wink
Mesaj17.08.2008, 14:44 (UTC)    
Mesaj konusu:

Gercekten Dıkkat Etmemız Gerekıyor

Ben Yaklasık Gunde 12 Saat Bılgısayar Basındayım En Az

Zararlı , Ama Bagımlı Olunca Bırakamıyo Insan Wink
Mesaj17.08.2008, 14:48 (UTC)    
Mesaj konusu:

net-tr yazmış:
Gercekten Dıkkat Etmemız Gerekıyor

Ben Yaklasık Gunde 12 Saat Bılgısayar Basındayım En Az

Zararlı , Ama Bagımlı Olunca Bırakamıyo Insan Wink


biraz azaltabilirsin bilim le ilgili yada pc ile ilgili kitaplar, dergiler falan okuyarak

bilgisayardan gid gide uzaklaşdıgını fark edeceksin. Wink

______________
Sevgili Arkadaşlarım;
Web site portfolyoma yeni ve iddalı bir site daha ekledim.Sizleri de bu yeni sitemde görmekten mutluluk duyarım.
Abdullah Demir
Mesaj17.08.2008, 14:52 (UTC)    
Mesaj konusu:

Bilgisayarınızın başında saatlerce oturanlardan mısınız? Bu sağlığınız için büyük tehlikelere ve çeşitli fiziksel problemlere yol açabilir. İşte size bu konuda bazı profesyonel tavsiyeler.






Gerek evde gerekse ofiste hayatımız bilgisayarların başında geçer oldu son yıllarda. Her şey mükemmel, her şey dijital ortamda ve artı hayat daha kolay. Yerimizden kalkmadan halledebileceğimiz işlerin haddi hesabı tutulmaz oldu artık diyebiliriz. Peki sizce sürekli bilgisayar başında olmak size zarar veriyor mudur? Bir düşünün isterseniz. Eminim size yazımızda çıkaracağımız sorunların sadece onda biri aklınıza gelecektir. Eğer doğru pozisyonları yapmazsanız başınıza nice dertler açabilirsiniz. Bunun için yazımızı dikkatlice okuyun ve doğru oturuş pozisyonlarını, göz hizalarını, dirsek temaslarını ve bunun gibi birçok püf noktayı iyice uygulayın.

Bilgisayar masası ve çalışma alanı

Aslına bakarsanız problem bilgisayar masanızdan başlıyor. Bunun için öncelikle kendinize birkaç soru sormanız gerekiyor.

Monitörünüz ne kadar yüksek ? Göz seviyenizde mi, yoksa ona bakmak için başınızı aşağı ya da yukarı kaldırıyor musunuz ? Konumuza başlamadan önce monitörünüzü göz seviyesine getirmeniz gerekiyor. Bunu yapmak için bilgisayar masanızın ayarını ve monitörünüzün konumunu aşağı doğru azaltarak ya da yukarı doğru çoğaltarak iyice göz seviyesine getirmeniz gerekiyor. Yapmanız gereken en doğru hareket ise, göz seviyeniz için doğru pozisyonu bulana kadar düzeltmeye çalışmak. Bunun için monitörünüzün omuz seviyesinde olmasından yola çıkabilirsiniz. Eğer masanızın ne kadar büyük olacağına karar veremiyorsanız bunun için size bir öneride bulunabiliriz. Aslına bakarsanız her bilgisayar ya da çalışma masasında olduğu gibi sizde masanızda yer alan bilgisayarı, CD'ler, kitaplar, dokümanlar ve bunlara benzer birçok şey ile paylaşacaksınız. Bu nedenle ne kadar büyük bir masa kullanırsanız sizin için çok daha rahat olacaktır.






Yazıcınız çalışma ortamının neresinde yer almalı?


Kesinlikle yazıcınızın bilgisayar masanızın aşağısında bulunmaması gerekiyor. Bu kesinlikle tavsiye etmediğimiz bir durum. Sürekli olarak aşağıya doğru eğilmeniz sizi oldukça yoracaktır.

Fare bu konuda belki de tek başına en önemli konulardan biri olabilir. Bazı çalışma masaları, klavyeler için oldukça kısa ya da küçük bölümler ayrılarak tasarlanırlar. Bu da sizin için bir dezavantajdır çünkü klavye ile yazmak için yeterli alanı bulamazsınız. Buna paralel olarak da, farenizin hareket alanı ve koymak istediğiniz asıl yeri yetersiz kalacaktır. Eğer klavyeniz ve fareniz masanızın üzerinde aynı seviyede değilse, bu bir ergonomik sorun haline gelmiş demektir. Farenizin, klavyenizin hemen sağında bulunması gerekiyor. Tabi bu örneği sol eli faresini kullanan kullanıcılar sol olarak algılayabilirler. Yapacağınız bu değişiklik omzunuzu birçok travmadan koruyacaktır. Word dosyasıyla çalışırken veya MSN ya da ICQ gibi programlarla sohbet yaparken, ekranınızda herhangi bir şeye tıklamak istediniz. Tabi bu eylemi gerçekleştirmeniz için ilk yapmanız gereken, elinizi farenize uzatmak olacaktır. Eğer iki işi aynı anda yapıyorsanız, omuzlarınıza ağır zarar verebilirsiniz. Bunun sebebi ise omuzlarınızı her iki tarafa da hareket ettirmiş olursunuz.

Çalışma masanızın ideal yüksekliği ne olmalıdır? Bunu ayarlamadan önce sandalyenizde nasıl oturduğunuza bakmanız gerekiyor. Buna sebep olarak, sandalyenizde oturduğunuz açıya göre masanızı ayarlamanız gerekmesini gösterebiliriz. Masanızın yüksekliğini ayarladığınızda, monitörünüz göz hizasında olmalıdır. Bunların yanı sıra, klavyeyle çalışırken dirseklerinizin 90 derecelik bir açıda olması gerektiğini unutmayın.

Masanızın altında yer alan ayak boşluğunuzu ne kadar tutmalısınız? Birçok masanın alt tarafında bazı raflar yer alır. Bu raflar kullanım alanınızdan yerler. Şimdi kendinize sormanız gereken soru şu olmalı; ayaklarımı nereye doğru uzatmalıyım? Eğer bilgisayarınızın karşısında uzun süre çalışacaksanız, çoğu zaman bir gerilme ihtiyacı duyacaksınız demektir. Bu yüzden tüm bu hareketleri ve genel durumunuzu göz önünde bulundurarak seçim yapmalısınız. Çalışma alanları her geçen gün değişen bilgisayar teknolojilerine göre değişiyorlar. Siz her ne kullanırsanız kullanın, masanızda otururken daima dik durmayı tercih edin. Bu duruş sizin için en ideal olanıdır unutmayın. Fakat günümüz ofislerinin ve çalışma alanlarının yarattığı yorgunluk ve bitkinliğin en büyük sebebi, uzun saatler yanlış şekillerde çalışmaya dayanır. Eski ve rahatsız edici her türlü eşyadan ya da alışkanlıktan kaçınıp, kendiniz için doğru olanı yani, konforlu olanı seçin.

Sağlığınız için en doğru donanımı seçin

Fare

Kullanacağınız farenizi seçerken, satın alacağınız marketteki incelemelerinizde sizi en çok etkileyen ve ergonomi konusunda en başarılı olanını seçmeniz gerekiyor. Çünkü fare ergonomi konusunda büyük önem taşıyor bunu daha önce de belirtmiştik. Aslına bakarsanız farenizi satın almadan önce yapmanız gereken en doğru şey; satıcı elemana açık ve test ürünü olan bir fareyi denemek istediğinizi söylemek. Eğer deneyip alırsanız, ileride sorun olmaz. Ergonomik olarak adlandırılan ve samca sapan boyutlara hatta abuk yetilere sahip farelerden mümkün olduğunca uzak durun. Asla rahat vermez aksine parmak ve kollarınızı oldukça kısa bir sürede ağır bir şekilde rahatsız ederler. Örneğin: elleriniz ufaksa eğer, avucunuzun içine sığabilecek türden bir fare bulmanız en doğru seçim olacaktır.





Klavye

Eğer uzun uzun yazı yazıyorsanız,mutlaka ellerinizi ve koruyacak bir klavye almalısınız. Aslına bakarsanız eğer, en iyi klavye: natural olan klavye. Yani ellerinizin natural yapısına ve genel duruşuna göre tasarlanan klavye. Fakat birçok kullanıcı yüksek fiyatları yüzünden bu tür klavyelerden uzak durmayı tercih ediyorlar. Bu klavyeleri seçmeniz için birkaç sebep göstermemiz mümkün:

- Natural klavyeler iki ayrı bölümden oluşuyorlar. Bu sayede omuzlarınız sıkışmayarak geniş bir açıda çalışabiliyorsunuz.
- Natural klavyeler ellerinizin natural yapılarına göre tasarlanmışlardır. Eğer isterseniz bu durumu test etmeniz mümkün. Ellerinizi normalde de olduğu gibi tutun ve en küçük parmağınızla hangi tuşlara ve hangi tuş kombinasyonlarına ulaşabildiğinizi görün. Emin olun normal klavyelerde yapamadığınız birçok kombinasyon ve hareketi rahatlıkla yapabileceksiniz.
- Tuşlar bakış açınız doğrultusunda sıralanmıştır. Ortada yer alan tuşlar aşağıya ve dışarıya doğru kayıyor. Tabi ki bunun da belli ve önemli bir amacı var. Normal bir klavyeyle yazı yazdığınızda, bilekleriniz aşağıya doğru kayıyor. Bu durum size hem acı hem de stres yaratır. Natural klavyeler bu durumu en aza indirirler.

Washington State Üniversitesinden Prof. Dr. August Dvorak, 1932 yılında İngilizce'de çok kullanılan harflerin klavyenin en kolay ulaşılabilir yeri olan orta sırasına toplandığı bir klavye dizilimi önerir. Dvorak'ın araştırmalarına göre, sekreterlerin parmakları gündelik yazı işleri sırasında Q klavyede 16 mil yol alırken Dvorak klavyesinde sadece 1 mil yol almaktadır. Ancak daktilo ustalarının Q klavyeye olan mevcut alışkanlıkları ve piyasanın Q klavye tarafından çoktan istila edilmiş olması nedeniyle Dvorak'ın klavyesi yayılamaz ve kaybolup gider. Tabi bu sadece şu anda kullandığımız klavye çeşitlerine bir örnekti. Tıpkı "F" klavye gibi, dilimizde en çok kullanılan harfleri bir arada taşımasıyla bilinen "F" klavye de tıpkı Dvorak klavye gibidir. Eğer isterseniz "Denetim Masası"ndan klavyenizin ayarlarını değiştirebilir ve daha sonra sağ alt kısımda yer alan dil çubuğundan dilediğiniz zaman bu seçeneği kullanabilirsiniz.

Bilek desteği

Bilek desteğinizi yazılarınızı yazarken arada sırada dinlenmek için mutlaka kullanmalısınız. Eğer yazılarınızı yazarken bileklerinizi belirli aralıklarla dinlendirirseniz, yazı yazarken, bazı tuş kombinasyonlarını gerçekleştirirken oldukça rahatlayacaksınız. Omuzlarınız için bazı sakatlanmaları da engelleyecek olan bu desteği tekrar tekrar tavsiye ediyorum.

Monitörler

Eğer bilgisayarınızın önünde çalışırken gözleriniz yanıyorsa ya da sulanıyorsa bilin ki, CVS yani Computer Vision Syndrome sorunuyla karşı karşıyasınız. Monitörler boyutları ve şekilleri belli bir şekilde geliyorlar ve günümüzde hemen hepsi parlaklığı önleyen ve gözlerimizi koruyan, radyasyonu azaltan, statik ve parlak bir şekilde son kullanıcılara ulaşıyor. Tüm bu faktörler tabi ki uzun süre ekran başında çalışanlar ve tüm kullanıcılar için, göz sorunlarından kaynaklanan yarım ya da belli bölgelerdeki baş ağrılarını ve göz yorgunluğunu belli ölçüde azalmasına sebep oluyor.

CVS'nin azalmasını nasıl sağlayabiliriz?

Öncelikle yapmamız gereken, kendimize şat ekran kullanılan bir monitör seçmek olacaktır. Seçeceğimiz bu monitörün diğer özelliklerine de örnek olarak: yüksek tazeleme hızı, yüksek nokta düzeyi destekli ve yüksek piksel desteklemesini gösterebiliriz. Monitörünüzün tazeleme hızını ayarlar bölümünüzden rahatlıkla yapabilirsiniz. Size tavsiyem minimum 72 Hertz olmalıdır. Eğer daha altında çalışırsanız gözleriniz oldukça yorulur ve sorun yaşarsınız. Arada sırada yapmanızı tavsiye edeceğim bir şey var. Belirli aralıklarla, uzak bir mesafeden monitörünüze bakın ve kendinize ekranda sabit bir nokta seçin. Daha sonra tahmin edeceğiniz gibi bu noktaya odaklanın. Bu sizin için faydalı olacaktır. Bunların yanı sıra monitörünüzü sık sık temizleyin.

On parmak yazmayı öğrenerek etkin çalışın

On parmak yazı yazmayı öğrenin. Bu sayede dakikada 40 kelime hatta daha fazlasını daha hızlı bir şekilde yazabilirsiniz. Bu sayede daha verimli ve daha hızlı iş yapabileceksiniz. Bu adreslerde on parmak yazmayı öğrenmenize yardımcı olacak birçok program bulabilirsiniz.

KP on parmak yazma öğretmeni: KP Typing Tutor series
TypeFaster on parmak yazma öğretmeni: typefaster.sourceforge.net

BİLGİ: Egzersiz

İnsan vücudu oldukça performanslı ve bir o kadar çevik olarak dizayn edilmiştir. Fakat bu performansı çok kolay bir şekilde yani bilgisayar başında ellerimiz klavyede saatlerce çalışarak bitirmemiz mümkün. Eğer bunu yapmaya gerçekten niyetliyseniz, omuzlarınıza, boynunuza ve bileklerinize biraz olsun stres ve yorgunluk çökerterek başarabilirsiniz. Eğer bu sorunlardan kurtulmak istiyorsanız, bazı kolay egzersizlerle gerilerek kaslarınızı güçlendirebilirsiniz. Bu sayede vücudunuzda gelişen ve gittikçe büyüyen sorunlarınızın bir nebze önüne geçebilir ve kondisyonunuzu korumuş olursunuz. Unutmayın bu iş için en iyi yol, doktora görünmektir.

Egzersizin, gevşemenin ve gerilmenin iki yolu var. Her kas için yaptığınız egzersizlerin, alt gruplarını da yapmanız gerekiyor.


Bilek egzersizleri

Bu egzersizler Carpal Tunnel Syndrome'u önlemek için oldukça etkilidirler. Bu egzersizi bilgisayarınızla çalışmaya başlamadan önce yapın ve her 30 dakikada bir tekrar edin.







a) Omuzlarınızı gerin ve ellerinizi karşıya doğru kaldırarak, her iki elinizi yukarı doğru kaldırın. Bu hareketi yaptığınız süre boyunca 5'e kadar sayın. Bileklerinizde bulunan tendomların gerildiğini hissedeceksiniz.

b) Her iki elinizin parmaklarını aşağıya doğru sallandırarak rahat bırakın. Kısa bir süre uygulamanız yeterli olacaktır.

c) Her iki elinizi de sıkıca yumruk pozisyonunda tutun ve 5'e kadar saydıktan sonra bırakın.






d) Şimdi ise bir önceki yumruk hareketini, bileklerinizi aşağıya doğru sarkıtarak tekrarlayın. bu hareketi 5 saniye yapmanı z yeterli. Bu sayede bileklerinizdeki tendomların çekildiğini hissedebileceksiniz. Yumruğunuzu sıkmayı unutmayın.

e) Ellerinizi öne doğru düz pozisyonda serbest bırakın. Bu hareketi 5 saniye yapın.

f) Düz durun ve omuzlarınızı rahat bırakın. Daha sonra rahatlayan omuzlarınızı yukarıdan aşağıya ve sağa sola olmak üzere her iki tarafa da çalkalayın. Bu hareketi 10 dakika yapmanız gerekiyor. Egzersizin sizin için yeterli olup olmadığına siz karar vereceksiniz.

Omuz ve boyun egzersizleri

Başınızı elinizle sola doğru yatırın. Sol elinizi kafanızın sağ tarafından tutarak sola doğru çekin. Boyun ve omuz kaslarınızın gerildiğini hissedeceksiniz. Bu hareketi 5 saniye yapmanız yeterli olacaktır.





1- Eğer bu egzersiz sırasında biri sağ omzunuza baskı uygularsa bu egzersizin daha efektif olmasını sağlayacaktır. Eğer kimseyi bulamazsanız, bir masa ya da sandalye dayanarak güç alabilirsiniz. Bu egzersizi 10 kez ve daha fazla yaparsanız, oldukça etkisini göreceksiniz. Aynı egzersizi sol tarafınıza da uygulamanız gerekiyor.

2- Çift taraflı gerilme
Öncelikle vücudunuzu düz tutun. Daha sonra kafanızı sağa ve sola olmak üzere çift taraşı olarak germeye başlayın. Her tarafa döndüğünüzde 5 saniye bekleyin. Bu hareketi 5 kez tekrarlamanız gerekiyor.

3- Boyun arkası gevşetme hareketi

Düz pozisyonda aynı tekniği kullanarak kafanızı önünüze doğru yavaşça eğin. Bu hareketi yaparken 5 saniye bu şekilde beklemeniz yeterli olacaktır. Aynı şekilde bu hareketi de 5 kez tekrarlayın.


Chip Online Dergisinden Alıntıdır...
Mesaj17.08.2008, 16:29 (UTC)    
Mesaj konusu:

bize okulda anlatmıslardı gunde 4 saatden fazla pc basında vakit geciriyorsan bagımlıymışsın.. Wink
______________
Mesaj17.08.2008, 18:30 (UTC)    
Mesaj konusu:

valla hepsini okumadım ama Paylasım icin tesekkürler, önemli bi konu. Wink
Mesaj17.08.2008, 18:32 (UTC)    
Mesaj konusu:

okumanızda fayda var...15 dakikanızı ayırın yeter
Mesaj17.08.2008, 20:37 (UTC)    
Mesaj konusu:

Okumakta Fayda Var Ama İnsan Üşeniyo Ben Belli Yerlerine Baktım Sadece Surprised
______________
Mesaj17.08.2008, 20:59 (UTC)    
Mesaj konusu:

japon-cocuk yazmış:
Okumakta Fayda Var Ama İnsan Üşeniyo Ben Belli Yerlerine Baktım Sadece Surprised
Mesaj18.08.2008, 13:44 (UTC)    
Mesaj konusu:

zaten okumadıgımız ve bilgilenmedigimiz için bir adım ileriye gidemiyoruz...

saglıklı bir toplum için okumak ve bilgilenmek gerekiyor...

bu konuda cagımızın sorunu olan benim tabirimle elektro hastalıgını gayet güzel bir şekilde anlatılmış...


devamı gelecek....
Mesaj18.08.2008, 14:30 (UTC)    
Mesaj konusu:

çok hassas bir konu ,dikkat edilmesi gerekilir,hiç bir şey insan sağlığından daha önemli değil Exclamation Exclamation Exclamation Exclamation
______________


Mesaj13.09.2008, 12:35 (UTC)    
Mesaj konusu:

gerçekten hassas bi konu oturuş bakış acısı çok önemli etkenler dikkatli olunması gerekiyor sağol kardeşim
______________

Siz de Toplistimize Katılın Gunluk 500 Tekil istatistiklerimiz acık pr 2 ilk 3 ana sayfada http://naatlar.tr.gg/toplist.htm
Önceki mesajları göster:   


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Türkçe Çeviri: phpBB Türkiye & Erdem Çorapçıoğlu