Forum'da ara:
Ara


Yazar Mesaj
Mesaj20.09.2008, 23:07 (UTC)    
Mesaj konusu: Napolyon'un Türkler hakkındaki sözü

napolyonun'un EN MEŞHUR SÖZLERİ

Yeryüzünde yalnız bir devlet olsaydı, başşehri İstanbul olurdu,
Bir düşmanınızla devamlı savaşırsanız, ona bildiğiniz bütün taktikleri öğretmiş olursunuz.
İnsanın olgunlaşması İçin mutlaka acılarla yoğrulması gerekir. Çünkü o hem taş, hem de heykeltraştır.
Sabırsızlık başarıya giden yolu üter.
Soğukkanlılık bir liderin en iyi özelliğidir.
Güç ortaya çıkınca kanunlar zayıflar.
Bütün basarılarımı gençliğimde çektiğim açlık ve çilelere borçluyum,
Yaşadığım sürece çalışırım, çalışmadığım an ölmüş sayılırım.
Büyük insanların çoğu, günde en az bir kere çocuk gibi olurlar.
Bana göre güçsüzlük, haklının hakkını vermemektir.
Cesaret de aşk gibi ümitle beslenir.
İnsanlar başkalarının hayırseveriiğini anormallik, kendi anormalliklerini hayırseverlik; başkalarının İyiliklerini zaaf, kendi zaaflarını iyilik olarak değerlendirirler.
Umutla umutsuzluğun arası bir adımdır.
Analar bir elleriyle bebeği, diğer elleriyle dünyayı sallarlar.
Akıl ve zekânın ne olduğuna çok araştırdım. Nihayet bunun düşünceli cür'etten başka birşey. olmadığını anladım.
Ayrılık küçük ihtirasları unutturur, büyükleri kuvvetlendirir.
Benim için faydalı olsa bile korkaklığa yanaşmam.
Bütün devletler hazımsızlıktan ölür.
En hakikî mürşit, kesin bir karardır.
İnsan üniformasının adamı olur.
İstikbal de şeref gibi, kumsalı olmayan kayalık bir adadır.
Savunma halindeki birlik yenilmeğe mahkûmdur.
Sulh, "Sulh!" diye bağırmakla elde edilemez,
Şehidleri şehid yapan ölümleri değil, ölümlerinin sebebidir.>
Türkler öldürülür, lakin mağlup edilemezler,
Üç gazete beni yüz sancaktan daha çok korkutur.
Yüce olarak bilinen şeylerden gülünç olana yalnız bir adım vardır.
Zafer ısrar eden ve dayananındır.
Zekânın hakları kuvvettin haklarından daha üstündür.
______________


Mesaj20.09.2008, 23:19 (UTC)    
Mesaj konusu:

TÜRKLER HAKKINDA SÖYLENENLER

İnsanlari yücelten iki büyük meziyet vardır: Erkeğin cesur kadının
namuslu
olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği, hem kadını
şereflendiren
bir meziyet vardır. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar
vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip
kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki Türkler öldürülebilir, lakin mağlup
edilemezler"
Napoleon Bonaparte - Fransız İmparatoru


"Türklerden bahsediyorum... Düşmanına saldırırken amansız bir
kasırgaya,
korkunç bir denize ve insafsız bir yıldırıma benzeyen Türk; dost
yanında ve
silahsız düşman karşısında bir seher yelidir, berrak bir göldür. Gönül
açan
bu yeli yıldırma, göz kamaştıran bu gölü coşkun bir denize çevirmek
tabiatı
da inciten bir gaflet olur."
Tasso - İtalyan Şair


"Bütün milletler arasında en namuslu ve dostluk kurmada tereddüt
edilmeyecek
olan yalnızca Türklerdir. Henüz yabancı tesiri altında kalmamış olan
bir
köye gidecek olursanız; gerçek misafirperverliğin ne demek olduğunu
orada
görüp öğrenirsiniz." William
Martin


"Irk ve millet olarak Türkler, bence geniş
imparatorluklar içinde yaşayan kavimlerin en asili ve başta gelenedir.
Dini,
sosyal ve örfi faziletleri,tarafsız kimseler için birer takdir ve
hayranlık
kaynağıdır."
Lamartine-Fransız Yazar, şair ve Devlet adamı.

"Poltava'da esir oluyordum. Bu benim için bir ölümdü, kurtuldum. Buğ
nehri
önünde tehlike daha kuvvetli olarak belirdi; önümde su, ardımda düşman,
tepemde cehennemler püsküren güneş... Su beni boğmak, düşman beni
parçalamak, güneş beni eritmek istiyordu; yine kurtuldum. Fakat bugün
esirim, Türklerin esiriyim. Demirin, ateşin ve suyun yapamadığını onlar
bana
yaptılar, esir ettiler. Yalnız ayağımda zincir yok, zindanda da
değilim;
istediğimi yapıyorum. Fakat bu defa da şefkatin, asaletin, nezaketin
esiriyim. Türkler beni işte bu elmas bağa sardılar. Bu kadar
alicenap,
bu kadar asil, bu kadar nazik bir milletin arasında hür bir esir olarak
yaşamak, bilsen ne kadar tatlı."
Demirbaş Şarl -İsveç Kralı (Ruslardan kaçıp Osmanlıya sığınmıştır)

"Türkler ölmeyi biliyorlar, hem de iyi biliyorlar. Ben de ölmeyi bilen
bir
milletin yenilmeyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim. Burada hiç yoktan
ordular kurmak ve bu orduları ölüme sürüklemek mümkün. Bu imkanlardan
bol
bol faydalanıyorum. Fakat, meydana getirdiğim orduları sendeleten bir
engel
var: Türklerin yaşayan hatıraları!
Üç-dört yüzyıl önce her kudreti ve her milleti yenen Türkler, şimdi de
silinmez hatıralarıyla her teşebbüsü sendeletiyorlar. Hemen her yürekte
bu
korkuyu seziyorum. Demek ki yalnız Türkleri değil, onların tarihini de
yenmek lazım. Bu durumda ben, Türklerin düzinelerle milleti idare
etmelerindeki sırrı da anlıyorum. Onlar milletleri bir kere yeniyor
fakat
kazandıkları zaferleri ruhlara ve nesillere nakşedebiliyorlar."
M. Montecuccoli (Avusturyalı Komutan)





"Seceat ve cesaret bakımından Türklerden üstün; büyük hedeflere ulaşmak
bakımından da onlardan dirayetli hiç bir kavim yoktur.
Cenab-ı Hak onları aslan sıfatında yaratmıştır."
İbn-i Hassul

Türk, asillerin asilidir. yapma olmayan, gösterişi bulunmayan bu pek
yüce
asalet ona tabiatın hediyesidir.
Pierre Loti



Türklerin yalnız sonsuz bir cesareti değil, iradeleri sersemleştiren
bir
sihirbaz zekası vardır. İşte Türk, bu zekasıyla zafer kazanır,
uygarlıklar
yaratır ve insanlık dünyasında en şerefli hizmeti başarır. Zaten
Avrupa'nın
yarısını yüzyıllarca boyunduruk altına almak başka türlü mümkün
olamazdı.
Çarnayev(Rus Komutan)

Silahlı milletin en canlı örneği Türklerdir. Bu diyar köylüsünün orak,
katibinin kalem ve hatta kadınlarının etek tutuşunda silaha sarılmış
bir
pençe kıvraklığı vardır. Türk ata biner gibi oturur, keşfe yollanan
asker
gibi uyanık yürür.
Moltke

Türkler bir ırk ve bir millet olarak yeryüzünün en şerefli
insanlarıdır.
La Martine

Savaşın zevkini almak isteyen herkes Türklerle savaşmalıdır.
Towsend (İngiliz Komutan)

Doğulu önderler, milletlerinin başından ayrılmayarak her hükümetin
temeli
olan şu iki kanunu hakkıyla yapıyorlar: iyi yola götürmek ve
kötülüklerden
korumak. Bu asil hareket Ruslardan fazla özellikle Türklerde göze
çarpıyor.
Auguste Comte

Türk kadınlarının en büyük süsü Türk oluşlarıdır. Onlar süslenmek için
elmas
veya zümrüt takınmıyorlar, belki üzerlerinde taşıdıkları o taşları
süslemiş
ve kıymetlendirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk
kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır.
Lady Mary Wortley Montagu

Türk'ün güzel yüzünü, kuvvetli endamını, pırıltılı kostümünü, zarif
tavırlarını, kibar gülüşünü, aslanca kükreyişini fırçayla göstermek
mümkündür. Fakat pek güç olan, Türk'ün özünü göstermektir. Bu öz,
ayışığı
gibi görülür fakat gösterilemez.
Decamps (fransız ressam)

Türkler yaman binicidirler. Türkler hücumunda düşmanı bir yaprak gibi
çevirip bozarlar.
Câhiz (Arap Bilgini)

Türklerin yürekleri temizdir. Onlarda batıl fikirler, basit düşünceler
yoktur.
Semame İbn-i Eşreş (Arap Bilgini)

Türkler kahramandırlar. Dostlarına zarar vermezler. Fakat kazanç
getirirler.

Comenius (Çek Bilgini)

Türklerin biricik sevdikleri şey hak ve hakikattir. Ve hiçbir haksızlık
yapmadıkları halde haksızlığa uğramışlardır.
William Pitt (İngiliz Devlet Adamı)

Türk, Heredot'tan, Tevrat'tan çok eski yüzyılların tanıdığı bir
ulustur.
Sadelik içinde görkemi, sükunet içinde ihtişamı, tahakküm kabul etmeyen
bir
yüreklilik, alabildiğine geniş bir fetih aşkı, sonsuz bir teşebbüs
kabiliyeti, bölgelere uymaktan çok bölgeleri kendine uydurma zevki ve
alışkanlığı Türk milletinin asırlar dolduran tarihinde açıkça görülür.
(Ünlü Tarihçi) Hammer

Türkler kahramadırlar, dostlarına zarar vermezler. Yüce Türk milleti
tuttuğu
eli bırakmaz, sözünden dönmez, iyi ve kötü
günlerde dostundan ayrılmaz. Böyle bir ulusla el ele vermek yeryüzünde
her
zorluğu yenmek için sonsuz bir güç ve yetenek kazanmak demektir.
Comenius (Çek Bilgini)

Türkler muhakkak ki Avrupa tarihinin ve yakın Asya tarihinin bildiği en
halis efendi millettir.
Kayzerling

Her Türk'ün bakışında silahın ruha verdiği güveni görmek mümkündür. O
hayata
ve olaylara güvenle bakmayı öğrenmiştir.
Molkte

Kılıcı insafsız bir beceriyle kullanan Türk'ün eli, yendiği insanların
yarasını sarmakta da ustadır.
Lord Byron

Türk korkmaz, korkutur. Bir şey isterse onu yapmadıkça vazgeçmez. Hangi
işe
el atarsa başarır.
Semame İbn-i Eşreş

Türkçeyi öğrenmek benim için büyük bir mutluluk oldu. Çünkü Türk'ü
anlamak
için kendisiyle mutlaka tercümansız konuşmalıdır. Tercüman, ışığı örten
zevksiz bir perde oluyor.
Gelland (Fransız Bilgini)

Türk askeri cesurdur. Anavatanını sever ve onun için gerekirse
çekinmeden
canını feda eder.
Albert Einstein

Artık Türklerle savaşmam. Onlar çok cesur ve iyi insanlar.
Andreas Phitiades

Dünyada iki bilinmeyen vardır. Biri kutuplar, diğeri Türkler.
Albert Sorel



Türk toplumunda kişisel nitelik ve değer dışında hiçbir şeye önem
verilmez.
Baron Büsbek

On ulusun, on yiğit adamının gücü tek bir kimsede toplansa yine bir
Türk'e
bedel olmaz. Türklerin en çok konuştuğu şey savaştır, zaferdir.
Eğlenceleri
ise attır, silahtır. Türklerin doğrulukları ve namuslulukları ne kadar
övülse yeridir.
Charles Mcfarlene

Türk milleti ikibin yıldır profesyonel askerdir. Bütün Türklerin
mesleği
askerliktir.
Donaldson

Dünyanın hangi ordusuna sorarsanız sorun, Türk askerinin karşısında
düşünmenin hiç de kolay olmadığını veya olamayacağını size söyler.
Donaldson

Türklerle dost ol ama düşman olma.
Gianni de Michelis

Dünyada, Türklerden başka hiçbir ordu bu kadar süre ayakta duramaz.
Hamilton

Türklerden başka dini ve vatanı uğruna canını vermeye hazır asker
yoktur.
Hamilton

Türkler devlet yıkmakta ve devlet kurmakta birinci sınıf ustadır.
Ülkeleri
değil kıtaları altüst etmişler ve korkunç saldırışlar arasında
sarsılması
hiç de kolay olmayan egemenliklerini yaratmışlardır.
Tarih Türklerden çok şey öğrendi. Onların elinden çıkma öyle eserler
vardır
ki uygarlık için birer süs olmaktadır.
Hammer

Çanakkale'de başarılı olamadık. Nasıl başarılı olurduk ki? Zira Türkler
yuvasına girilmiş aslanların hiddetiyle, cüret ve cesaret kahramanlığı
ile
savaşıyorlardı. Böyle bir millet görmedim.
Sir Julien Corbet

Türk gibi ölüme gülerek bakan bir eri başka hiçbir ulusta bulamazsınız.
Yalnız ona iyi bir komutan gerektir.
Mulman

Toplumsal düzenin Türkler arasında kurmuş olduğu ilişkilerin hepsinde
temiz
yüreklilik ve iyi niyet hakimdir. Vatandaşların birbirlerine karşı
borçlu
oldukları işlemleri yapma ve yerine getirmeleri için başka ülkelerde
olduğu
gibi senetleşmeye yani yazılı belgeye ihtiyaçları yoktur. Çünkü onların
övülmeye değer hallerinden biri de verdikleri söze genellikle sadık
kalmaları ve karşılarındakini aldatmaktan, güveni suistimal etmekten
çekinmeleridir.
Monradgea D'ohsson

Kendi ulusuna karşı bu kadar dürüst ve cömert olan müslüman Türkler
hangi
mezhebe bağlı olursa olsun aynı dürüstlüğü yabancılara karşı da yapar
ve
yerine getirirler. Bu noktada müslümanla müslüman olmayan arasında
hiçbir
fark gözetmezler.
Monradgea D'ohsson

Türk'ü anlamamak için tarihe göz yummak gerekir. Haksız saldırılar ve
adi
iftiralar önünde Türk'ün vakur kalışı, kuşku yok ki
körlerin gerçeği, eşyayı anlamadıklarını düşündüklerinden ve körlere
acıdıklarındandır. Bu soylu davranış o adi iftiralara ne açık bir cevap
oluyor.
Pierre Loti

Türk'ün ahlaki seciyesi çocukluğunda aldığı iyilik telkinleriyle değil
çevrelerinde fenalık görmemek suretiyle oluşur.
Thomas Thorsten

"Türklerin ruhu yeniden parlayacak ve silah kullanmak için doğan bu
kahraman
milletin tarihi eski ışığını bulacaktır."
Feldmareşal von Moltke -Alman Genelkurmay Başkanı
______________


Mesaj20.09.2008, 23:22 (UTC)    
Mesaj konusu:

Paylaşım için teşekkürler...
Wink
Mesaj20.09.2008, 23:24 (UTC)    
Mesaj konusu:

Bir Japon'un Türkler Hakkındaki Düşünceleri


--------------------------------------------------------------------------------
Bir Japon, Istanbul'da geçirdigi bir haftanin sonunda fikri soruldugunda sunlari soyluyor:

"Turkler'in evine gittiginizde, tanimasalar da buyur ediyorlar.

Siz oturmadan kimse oturmuyor. Siz sofraya geçmeden kimse geçmiyor.


En iyi yere sizi oturtuyorlar. Siz yemege baslamadan kimse baslamiyor.


Zorla her yemekten tattiriyorlar. Siz kalkmadan kimse, evin çocugu bile sofradan kalkmiyor. Cay, kahve, meyve, ikram bitmiyor.


Herkes sizi rahat ettirmek için ugrasiyor. Kumandayi elinize veriyorlar. Sirtiniza, altiniza yastik konuyor. Yorgunluktan ölseler bile siz kalkmadan kimse gidip
yatmiyor.


Gitmeye yeltendiginizde bu kez birakmiyorlar. Yataklarini veriyorlar, kendileri kanepede, koltukta yatiyor.


Sonra evden çikiyorsunuz ayni adamlar 180 derece degisiveriyor.


Herkes arabasini ustunuze suruyor.


Arabanin burnunu çikarmazsaniz kimse yol vermiyor. Kornalar, kufurler.


Serit degistirmek bile mumkun degil.


Yayaysaniz isik olmayan bir gecitten mumkunu yok gecemezsiniz.


Evde oyle, arabada boyle, nasil oluyor? Bu isi cozemedim.
______________


Mesaj20.09.2008, 23:33 (UTC)    
Mesaj konusu:

Anzaklarin Türk Ordusu Hakkındaki Düşünceleri
--------------------------------------------------------------------------------

* Biz Çanakkale Yarımadası'ndan Türklerle savaşarak ve binlerce insanımızı kaybederek, kahraman Türk Milleti'ne ve onun eşsiz vatan sevgisine duyduğumuz büyük takdir ve hayranlıkla ayrıldık. Bütün Avustralyalılar Mehmetçiği kendi evlâtları gibi sever, onun mertliği, vatan ve insan sevgisi, siperlerdeki dayanılmaz heybeti ve cesareti, bütün Anzakları hayran bırakan yurt sevgisi, insanlığın örnek alacağı büyük hasletlerdir. Mehmetçiğe minnet ve saygılarımla.

( Lord Casey, Avustralya Genel Valisi, 1940 )

____________________________________
* Cesur, girişken ve şakacıydılar. Jonny Türk'e ateş edip vuramadığımızda, tüfekle "ıskaladınız" işareti yapardı. Büyük lideriniz bize saygı ifade eden konuşmasından sonra duygu ve düşüncelerimiz değişti. O konuşma, yenen bir komutanın, yendiği düşmana yaptığı en büyük övgüdür. Nefret yok, saygı var. Olayın tümü bir trajedidir. Hiç olmaması gerekirdi. Cesur bir düşman ve sıcak dost bir ulusun anısını hep yaşatacağım.

( Avustralyalı 94 yaşında Albert Roy Kyle )

____________________________________
* Gelibolu'dan önce Türk'ü fazla tanımıyorduk. Ama herşey bitip savaş sona erince "Jonny Türk"ün hiç de fena bir insan olmadığını düşündüm. Karşı karşıya olup çarpıştığımız kuvvetler her zaman uyanık ve tetikteydiler. Onlara saygı duyuyorduk.

( Yeni Zelandalı 100 yaşında Martin A. Brooke )

____________________________________
* Türk askeri cesurdu. Ölmekten korkmuyorlardı.

( Avustralyalı 96 yaşında H. W. Smith )
____________________________________
* Şunu söyleyebilirim ki, Kanlı Sırt Çarpışmaları, Çanakkale Savaşları'nın en şiddetli çarpışmalarındandı. 8.000 Türk ve 2.000 Avustralyalı öldü. Ne korkunç insan ve can kaybı. Türkler'in cesareti ve dirençleri saygı yarattı.

( Avustralyalı 97 yaşında Arthur T. Beezley )

____________________________________
* Türkler dürüst savaşçıydılar. Türkler hakkındaki düşüncelerim değişmedi. Almanlara karşı duyduğumuz nefreti, onlara karşı durmuyorduk.

( Yeni Zelandalı Cedric Stpolyion Smith )

____________________________________
* Türklere asker olarak saygı duyduk. Çünkü donanımca çok yetersiz olmalarına rağmen sıkı çarpışıyor ve iyi nişancılık yapıyorlardı. Gelibolu büyük ve korkunç bir hataydı.

( Avustralyalı 96 yaşında Ernest George Guest )

____________________________________
* Ülkeme, Türk'e asker olarak savaş yeteneği için ve bir dereceye kadar da yaşam biçimlerine saygı duygularımla döndüm.

( Avustralyalı 94 yaşında Thomas William Epps )

____________________________________
* Savaşın sonlarına doğru izlenimimiz, onların kolay yenilmeyen sıkı savaşçılar olduğu şeklindeydi.

( Yeni Zelandalı 96 yaşında Alfred Douglas Dusley )

____________________________________
* Türkler iyi ve dürüst savaşçıydılar. Cephede şartlarımız kötü, su azdı. Herkese günlük bir litreden az su veriliyordu.

( Yeni Zelandalı 97 yaşında Arthur Barleet )
____________________________________
* Savaş bitip ülkeme evime döndüğümde memnundum. Fransa'da iki buçuk yıl çarpıştıktan sonra Türkler hakkında daha iyi şeyler düşünür oldum.

( Avustralyalı 92 yaşında John Henry Norris )

____________________________________
* Gelibolu'da kaldığım süre içinde Türkler'in herhangi bir çirkin ya da alçakça tutum ve eylemini işitmedim. Oysa daha sonra gittiğim Fransa'da deneyimlerim çok farklı oldu.

( Avustralyalı 97 yaşında C. J. Hazlitt )

____________________________________
* Türkler ve Türkiye hakkında hiçbir bilgim yoktu. Mısır'da 4 ay eğitim gördükten sonra, ilk çarpışmanın nerede olacağını bilmiyorduk. Hayır. Eğer tam ve içten cevabımı isterseniz söyleyeyim. Biz Çanakkale'ye Türklerle savaşmak için gittik, arkadaşlık yapmaya değil.
Türklerle çarpıştığımız sürece, onlar hakkında şahsi bir fikir edinemedim. Onları göremiyorduk bile.
Siperlerde üşüyor ve sadece tek bir şey yapmaya uğraşıyorduk: Sağ kalmak.
Onların dürüst, Almanlardan daha dürüst savaşçı olduklarını düşünüyorum. Ayrıca savaşa, istememelerine rağmen, Almanlar tarafından sokulduklarını düşünüyorum. Bunlar, bir zaman ki düşüncelerim. Şimdi herşey bitti...
Sadece (eski) Türk askerlerinden biriyle tanışmak isterdim. Türkler de aynı şeyi yapıyor, ülkelerini savunuyorlardı."

( Russel John James Weir - Yeni Zelanda 1894 doğumlu )

___________________________________
* " Avustralya'yı terk ettiğimizde Türkiye'ye gideceğimizi bilmiyorduk. Gerçekte, Fransa'ya gideceğimizi düşünüyorduk. Ben işaretçi ve koşucu idim. Normal bir 24 saatlik yaşamımız vardı. Türklerle bizzat temasım olmadı. Türklerin dürüst savaşçılar olduklarını düşündüm. Esirlere de çok iyi bakıyorlardı. Gelibolu'da kaldığım süre içinde Türklerin herhangi bir çirkin ya da alçakça tutum ve eylemini işitmedim. Oysa daha sonra gittiğim Fransa'da deneyimlerim çok farklı oldu. Tüm harekâtın, iki taraftan da binlerce kaliteli genç insanın katliamı olduğunu bir sonuç vermediğini düşünüyordum. Savaş da zaten budur."

( C.J.HAZLITT - Avustralyalı 1884 doğumlu. 28. Birlikden Gelibolu Yarımadasına Temmuz 1915'te çıkmış.)

____________________________________
* " Onlar da bizim gibi ülkeleri için savaşıyorlardı. İyi ve dürüst savaşçılardı. Hayır. Çok dürüst çarpıştılar ve bizim gibi dürüst kuvvettiler. (Savaşta) Her iki taraftan da değerli insanlar kaybedildi."

( E.W.BARTLETT - Avustralya, 1891 doğumlu. 11. Hafif Süvari Birliğinden. )

____________________________________
* " İyi dürüst ve cesur askerdiler. Nereye gittiğimizi bilmiyorduk. Ne Türkiye, ne de Türkler hakkında bilgimiz yoktu. Türk askerleri cesurdu, ölmekten korkmuyorlardı. Sivil Türk ile temasımız olmadı. Askerler silah donanımı ve beslenme açısından yetersiz görünüyorlardı.
Türkiye'yi ve Türkleri de hiç tanımıyorduk. Çıkartıldığımızda bile askeri yöneticiler bize hiç bilgi vermemişlerdi. Hedefimiz, amacımız neydi onu bile tam bilmiyorduk."

( J.J.RYAN - Avustralyalı, 1895 doğumlu
______________


Mesaj22.09.2008, 19:17 (UTC)    
Mesaj konusu:

Bence napolyon'un : "Üç gazete beni yüz sancaktan daha çok korkutur." sözü de büyük yazılmalıydı, günümüzdeki bazı olaylara iyi bir açıklama Wink
Mesaj22.09.2008, 19:25 (UTC)    
Mesaj konusu: Re: Napolyon'un Türkler hakkındaki sözü

napolyon doqru söylemiş...
Önceki mesajları göster:   


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Türkçe Çeviri: phpBB Türkiye & Erdem Çorapçıoğlu