Forum'da ara:
Ara


Yazar Mesaj
Mesaj17.08.2011, 08:58 (UTC)    
Mesaj konusu: İçimiz kan ağlıyor



HAKKARİ’de askeri konvoyun geçişi sırasında yola döşedikleri mayını infilak ettiren PKK’lı teröristler, bölgeye sevk edilen askerleri pusuya düşürdü. İlk gelen bilgilere göre biri binbaşı 8 asker şehit oldu, 9 asker yaralandı.
______________


Yine Terör, Yine Kan , Yine Yanıyor Vatan. Alçaktır, Şerefsizdir Askere Kurşun Atan...
Mesaj17.08.2011, 09:00 (UTC)    
Mesaj konusu:

Allah rahmet eylesin inşaallah ve bu terör belasını bir an önce milletimizin üzerinden alsın ...

Ama konu yanlış yerde galiba.
Tüm haberler sabit başlıkta diye biliyorum ...
______________

İnsanlar ikiye ayrılır. Vaktini beşe ayıranlar ve vaktini boşa ayıranlar ...
Necip Fazıl KISAKÜREK
Mesaj17.08.2011, 09:05 (UTC)    
Mesaj konusu:

pardon doğrudur ama insan sinirlenince ne yaptığını bilemiyor
______________


Yine Terör, Yine Kan , Yine Yanıyor Vatan. Alçaktır, Şerefsizdir Askere Kurşun Atan...
Mesaj17.08.2011, 09:28 (UTC)    
Mesaj konusu:

Allah Rahmet Eylesin Sad
Mesaj17.08.2011, 09:48 (UTC)    
Mesaj konusu:

Allah rahmet eylesin
______________
Yaklaş bana yanmasın.Yansanda o senin içinde yangın..
Şu an aklına düştüm.Aklın yolu birdir dedim yürüdüm..
Mevzun dedin anlarsın.Arzum sana yalvarsın..
Şu an kendimi gördüm.Küçüldükçe küçüldüm..
Eyvah !
Mesaj17.08.2011, 10:18 (UTC)    
Mesaj konusu:

Allah rahmet eylesin...
______________
Mesaj17.08.2011, 10:23 (UTC)    
Mesaj konusu: Re: İçimiz kan ağlıyor

pchakkindabildikleriniz yazmış:


HAKKARİ’de askeri konvoyun geçişi sırasında yola döşedikleri mayını infilak ettiren PKK’lı teröristler, bölgeye sevk edilen askerleri pusuya düşürdü. İlk gelen bilgilere göre biri binbaşı 8 asker şehit oldu, 9 asker yaralandı.



Allah tüm şehitlerimize rahmet etsin...
Mesaj17.08.2011, 10:42 (UTC)    
Mesaj konusu:

ben bu teröristlerin........................................ Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad
______________
Mesaj17.08.2011, 10:46 (UTC)    
Mesaj konusu:

ramazan günü şu şerefsizleri rabbime havale ediyorum şehitlerimize allah rahmet yakınlarına sabır versin inşallah
______________
Büyük işler başaran, Küçük adam..
DREAMWEAVER İLE BEDAVA-SİTEM İÇİN TASARIM YAPMA // RESİMLİ ANLATIM
Mesaj17.08.2011, 20:19 (UTC)    
Mesaj konusu:

Sırtından vurularak şehit olan bir mehmetçiğimizin babası böyle haykırıyor haine: sen HAİNSİZ... sen KALLEŞSİN... Sen ZALİMSİN.. Allah (c.c) Sana Zalimlik Sıfatını Vermiş.. oğlumu sırtından vurdunuz... bu ülkeyi bölmeye gücünüz yetmeyecek... sen bir hiçsin, sen çapulcusun, sen bir hiçsin. Seni Rabbim kendi silahınla yok etsin İnşaALLAH
______________
Senden çok uzaklarda değilim görmesini bilen gözlerin bakışındayım. belki sana senden daha yakın bir yerde, çarpan kalbinin her atışındayım.

M.Aslan
Mesaj18.08.2011, 09:21 (UTC)    
Mesaj konusu:

Saat 10 civarı falan... Telefon...
"Yılmaz?"
"Evet?"
"Ekrem ben... İzmir'den."
"Vaay, ağabey hayırdır?"
Aynı muhitin çocuğuyuz. Kardeşi, üniversiteden arkadaşım. Ekrem ağabey, bizden 7-8 yaş büyük... Hayli oldu, görüşmeyeli.
"Şırnak'ta 5 şehit varmış."
Gazeteciyiz ya...
"Maalesef ağabey, mayın."
Sesi kırılıyor aniden.
"Tolga orada..."
Oğlu.
Ağlıyor kapı gibi adam... Belli ki o ana kadar zor tutmuş kendini, boşalıyor, ağlıyor...
"Var mı şehitlerin arasında ismi?"
Çok soru duydum da... Bu kadar ağırı...
Gırtlağım düğüm.
Tolga...
Gözümün önüne geliyor hergele.
Okumuyordu kız peşinde koşmaktan, hatırlıyorum... Demek asker, Şırnak'ta.
Baba İzmir'de.
Ben çaresiz.
Geveliyorum, saçma sapan, "bilmiyorum ağabey, henüz isimler açıklanmadı, sen sağlam dur, o yoktur inşallah."
Diyorum ama... Utanıyorum verdiğim cevaptan aslında... Bu kadar arsız bir temenni olabilir mi? Tolga değilse, Hasan, Hasan değilse, Murat... İlla ki, bir babanın evladı... İlla ki, bir ananın kuzusu... "İnşallah seninki değildir" denebilir mi? Diyorum.
Yerin dibine geçerek...
"Öğrenirsen, arar mısın?" diyor.
Biraz daha saçmalıyorum... Kapatıyoruz.

Sigarayı bırakmam mümkün değil.

Saldırıyorum hemen, oraya buraya. Yok. İsim yok. Bir yandan da, düşünmek istemediğim durumu, düşünüyorum... Ya Tolga'ysa... Ne diyeceğim yani, telefon açıp? Ne diyor acaba, şehit ailelerinin kapısını çalan komutanları? Kaç bin defa yaşadılar bu durumu...
"Vuruşmak daha kolay, inan" demişti bir subay bana, "analar, o haberi duyunca, öyle bir bakar ki sana, o gözleri ömrünün sonuna kadar unutamazsın..."
Hiç anlamamışım ne demek istediğini, bu ana kadar... Öküz gibi dinlemişim meğer.

Saat 12.45...
Şehit sayısı, 6'ya çıktı.
Saat 13.33...
Anadolu Ajansı duyurdu. Başbakan, "5" askerimizin şehit olması nedeniyle Genelkurmay Başkanı'na başsağlığı mesajı göndermiş.
Şehit 6... Başsağlığı 5.
Evlatlarımızın öldürülme hızına bile yetişemiyorlar... İsimler hâlâ yok.
Bir umut, haber kanallarını zaplıyorum...
Cannes film festivali var, bir tanesinde.
Öbürü, borsanın hacmini anlatıyor.
Saat 13.55... 14.07... 14.23...
Çalmasın diye dua ediyorum. Çalıyor.
Bu sefer yenge.
Baba atmış kendini sokağa, dayanamamış beklemeye. Ana yüreği sarılmış telefona.
"Var mı?"
Nasıl çıktı ağzımdan, bilmiyorum...
"Yok abla, ben de tam sizi arayacaktım, şükür ki yok, isimler hep başka."
Bir çığlık ki, anlatamam.

Ekrana oturuyorum...
Parmaklarım hiç olmadığı kadar dermansız, tuşlar hiç olmadığı kadar ağır.
Gözüm televizyonda... Hayat, lay lay lom arkadaşlara... Hiçbir şey olmamış gibi.
Umursamaz. İlgisiz... Neşeli hatta.
İsimlerden ses seda yok. Tek bildiğimiz, 6 koçumuz daha düştü. Rakamdan ibaret...
Kaç bin baba bekliyor acaba şu anda? Kaç bin ana? Eş, nişanlı, sevgili? Böylesine bir utançla yazı yazmadım bugüne kadar...
Aklım yalanımda... Kulağımda çığlık.

Ve, saat 15.05... Tolga yok, Vedat var.
Vedat Dayıoğlu, Antalya.
Bayram Bolat, Konya.
Atıf Günkan, Niğde.
Bekir Çakır, Adana.
Mahir Yıldırım, Aydın.
Samet Kırbaş, İstanbul.
Kulağımda çığlık.

YILMAZ ÖZDİL
______________
Senden çok uzaklarda değilim görmesini bilen gözlerin bakışındayım. belki sana senden daha yakın bir yerde, çarpan kalbinin her atışındayım.

M.Aslan
Mesaj18.08.2011, 09:40 (UTC)    
Mesaj konusu:

1bsinifiyiz yazmış:
Saat 10 civarı falan... Telefon...
"Yılmaz?"
"Evet?"
"Ekrem ben... İzmir'den."
"Vaay, ağabey hayırdır?"
Aynı muhitin çocuğuyuz. Kardeşi, üniversiteden arkadaşım. Ekrem ağabey, bizden 7-8 yaş büyük... Hayli oldu, görüşmeyeli.
"Şırnak'ta 5 şehit varmış."
Gazeteciyiz ya...
"Maalesef ağabey, mayın."
Sesi kırılıyor aniden.
"Tolga orada..."
Oğlu.
Ağlıyor kapı gibi adam... Belli ki o ana kadar zor tutmuş kendini, boşalıyor, ağlıyor...
"Var mı şehitlerin arasında ismi?"
Çok soru duydum da... Bu kadar ağırı...
Gırtlağım düğüm.
Tolga...
Gözümün önüne geliyor hergele.
Okumuyordu kız peşinde koşmaktan, hatırlıyorum... Demek asker, Şırnak'ta.
Baba İzmir'de.
Ben çaresiz.
Geveliyorum, saçma sapan, "bilmiyorum ağabey, henüz isimler açıklanmadı, sen sağlam dur, o yoktur inşallah."
Diyorum ama... Utanıyorum verdiğim cevaptan aslında... Bu kadar arsız bir temenni olabilir mi? Tolga değilse, Hasan, Hasan değilse, Murat... İlla ki, bir babanın evladı... İlla ki, bir ananın kuzusu... "İnşallah seninki değildir" denebilir mi? Diyorum.
Yerin dibine geçerek...
"Öğrenirsen, arar mısın?" diyor.
Biraz daha saçmalıyorum... Kapatıyoruz.

Sigarayı bırakmam mümkün değil.

Saldırıyorum hemen, oraya buraya. Yok. İsim yok. Bir yandan da, düşünmek istemediğim durumu, düşünüyorum... Ya Tolga'ysa... Ne diyeceğim yani, telefon açıp? Ne diyor acaba, şehit ailelerinin kapısını çalan komutanları? Kaç bin defa yaşadılar bu durumu...
"Vuruşmak daha kolay, inan" demişti bir subay bana, "analar, o haberi duyunca, öyle bir bakar ki sana, o gözleri ömrünün sonuna kadar unutamazsın..."
Hiç anlamamışım ne demek istediğini, bu ana kadar... Öküz gibi dinlemişim meğer.

Saat 12.45...
Şehit sayısı, 6'ya çıktı.
Saat 13.33...
Anadolu Ajansı duyurdu. Başbakan, "5" askerimizin şehit olması nedeniyle Genelkurmay Başkanı'na başsağlığı mesajı göndermiş.
Şehit 6... Başsağlığı 5.
Evlatlarımızın öldürülme hızına bile yetişemiyorlar... İsimler hâlâ yok.
Bir umut, haber kanallarını zaplıyorum...
Cannes film festivali var, bir tanesinde.
Öbürü, borsanın hacmini anlatıyor.
Saat 13.55... 14.07... 14.23...
Çalmasın diye dua ediyorum. Çalıyor.
Bu sefer yenge.
Baba atmış kendini sokağa, dayanamamış beklemeye. Ana yüreği sarılmış telefona.
"Var mı?"
Nasıl çıktı ağzımdan, bilmiyorum...
"Yok abla, ben de tam sizi arayacaktım, şükür ki yok, isimler hep başka."
Bir çığlık ki, anlatamam.

Ekrana oturuyorum...
Parmaklarım hiç olmadığı kadar dermansız, tuşlar hiç olmadığı kadar ağır.
Gözüm televizyonda... Hayat, lay lay lom arkadaşlara... Hiçbir şey olmamış gibi.
Umursamaz. İlgisiz... Neşeli hatta.
İsimlerden ses seda yok. Tek bildiğimiz, 6 koçumuz daha düştü. Rakamdan ibaret...
Kaç bin baba bekliyor acaba şu anda? Kaç bin ana? Eş, nişanlı, sevgili? Böylesine bir utançla yazı yazmadım bugüne kadar...
Aklım yalanımda... Kulağımda çığlık.

Ve, saat 15.05... Tolga yok, Vedat var.
Vedat Dayıoğlu, Antalya.
Bayram Bolat, Konya.
Atıf Günkan, Niğde.
Bekir Çakır, Adana.
Mahir Yıldırım, Aydın.
Samet Kırbaş, İstanbul.
Kulağımda çığlık.

YILMAZ ÖZDİL

Çok güzel bir yazı her zamanki gibi.
Şehitlerimize Allahtan rahmet,yakınlarına baş sağlığı diliyorum.

______________

İskilipli Atıf hain miydi?
Necip Fazıl, CHP ve gerçekler
Mesaj18.08.2011, 09:48 (UTC)    
Mesaj konusu:

1bsinifiyiz yazmış:
Saat 10 civarı falan... Telefon...
"Yılmaz?"
"Evet?"
"Ekrem ben... İzmir'den."
"Vaay, ağabey hayırdır?"
Aynı muhitin çocuğuyuz. Kardeşi, üniversiteden arkadaşım. Ekrem ağabey, bizden 7-8 yaş büyük... Hayli oldu, görüşmeyeli.
"Şırnak'ta 5 şehit varmış."
Gazeteciyiz ya...
"Maalesef ağabey, mayın."
Sesi kırılıyor aniden.
"Tolga orada..."
Oğlu.
Ağlıyor kapı gibi adam... Belli ki o ana kadar zor tutmuş kendini, boşalıyor, ağlıyor...
"Var mı şehitlerin arasında ismi?"
Çok soru duydum da... Bu kadar ağırı...
Gırtlağım düğüm.
Tolga...
Gözümün önüne geliyor hergele.
Okumuyordu kız peşinde koşmaktan, hatırlıyorum... Demek asker, Şırnak'ta.
Baba İzmir'de.
Ben çaresiz.
Geveliyorum, saçma sapan, "bilmiyorum ağabey, henüz isimler açıklanmadı, sen sağlam dur, o yoktur inşallah."
Diyorum ama... Utanıyorum verdiğim cevaptan aslında... Bu kadar arsız bir temenni olabilir mi? Tolga değilse, Hasan, Hasan değilse, Murat... İlla ki, bir babanın evladı... İlla ki, bir ananın kuzusu... "İnşallah seninki değildir" denebilir mi? Diyorum.
Yerin dibine geçerek...
"Öğrenirsen, arar mısın?" diyor.
Biraz daha saçmalıyorum... Kapatıyoruz.

Sigarayı bırakmam mümkün değil.

Saldırıyorum hemen, oraya buraya. Yok. İsim yok. Bir yandan da, düşünmek istemediğim durumu, düşünüyorum... Ya Tolga'ysa... Ne diyeceğim yani, telefon açıp? Ne diyor acaba, şehit ailelerinin kapısını çalan komutanları? Kaç bin defa yaşadılar bu durumu...
"Vuruşmak daha kolay, inan" demişti bir subay bana, "analar, o haberi duyunca, öyle bir bakar ki sana, o gözleri ömrünün sonuna kadar unutamazsın..."
Hiç anlamamışım ne demek istediğini, bu ana kadar... Öküz gibi dinlemişim meğer.

Saat 12.45...
Şehit sayısı, 6'ya çıktı.
Saat 13.33...
Anadolu Ajansı duyurdu. Başbakan, "5" askerimizin şehit olması nedeniyle Genelkurmay Başkanı'na başsağlığı mesajı göndermiş.
Şehit 6... Başsağlığı 5.
Evlatlarımızın öldürülme hızına bile yetişemiyorlar... İsimler hâlâ yok.
Bir umut, haber kanallarını zaplıyorum...
Cannes film festivali var, bir tanesinde.
Öbürü, borsanın hacmini anlatıyor.
Saat 13.55... 14.07... 14.23...
Çalmasın diye dua ediyorum. Çalıyor.
Bu sefer yenge.
Baba atmış kendini sokağa, dayanamamış beklemeye. Ana yüreği sarılmış telefona.
"Var mı?"
Nasıl çıktı ağzımdan, bilmiyorum...
"Yok abla, ben de tam sizi arayacaktım, şükür ki yok, isimler hep başka."
Bir çığlık ki, anlatamam.

Ekrana oturuyorum...
Parmaklarım hiç olmadığı kadar dermansız, tuşlar hiç olmadığı kadar ağır.
Gözüm televizyonda... Hayat, lay lay lom arkadaşlara... Hiçbir şey olmamış gibi.
Umursamaz. İlgisiz... Neşeli hatta.
İsimlerden ses seda yok. Tek bildiğimiz, 6 koçumuz daha düştü. Rakamdan ibaret...
Kaç bin baba bekliyor acaba şu anda? Kaç bin ana? Eş, nişanlı, sevgili? Böylesine bir utançla yazı yazmadım bugüne kadar...
Aklım yalanımda... Kulağımda çığlık.

Ve, saat 15.05... Tolga yok, Vedat var.
Vedat Dayıoğlu, Antalya.
Bayram Bolat, Konya.
Atıf Günkan, Niğde.
Bekir Çakır, Adana.
Mahir Yıldırım, Aydın.
Samet Kırbaş, İstanbul.
Kulağımda çığlık.

YILMAZ ÖZDİL




Siz çok iyi paylaşımlar yapıyorsunuz.Devamını Bekliyoruz...

İyi Forumlar

______________
Mesaj18.08.2011, 09:49 (UTC)    
Mesaj konusu:

grafipad yazmış:



Siz çok iyi paylaşımlar yapıyorsunuz.Devamını Bekliyoruz...

İyi Forumlar


Teşekkürler.
______________
Senden çok uzaklarda değilim görmesini bilen gözlerin bakışındayım. belki sana senden daha yakın bir yerde, çarpan kalbinin her atışındayım.

M.Aslan
Mesaj18.08.2011, 14:33 (UTC)    
Mesaj konusu:

Tüm şehitlerimize Allah Rahmet Eylesin Allah anne babalarına bol sabır versin.
______________
@düzenlenmiştir
Önceki mesajları göster:   


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Türkçe Çeviri: phpBB Türkiye & Erdem Çorapçıoğlu