Forum'da ara:
Ara


Yazar Mesaj
Mesaj22.09.2011, 20:49 (UTC)    
Mesaj konusu: Bulutlar Sevgiye Ağlar...

M. Sacid ARVASİ

Kendimi bildim bileli, bu beldede böyle bir kuraklık görmedim. Ekinlerimiz yandı, toprağımız kavruldu. İçmeğe bile su bulamaz olduk. Hiçbirine aldırmıyorum, ama şu çatlamış dudakların yok mu, beni kahrediyor çiçeğim. Eğer "Candan Dede", bu seferki duaya herkes katılsın demeseydi seni buraya kadar yormazdım.
Muhip Amca, bir yandan yorgun dizlerini ovuştururken bir yandan da Zehra Anne ile konuşuyordu.Kuraklık canlarına tak etmişti bütün köylünün. Kaç kere çoluk-çocuk dua dua yalvarmış ama tek damlanın dahi düştüğünü görmemişlerdi. Son çare olarak Candan Dede'ye müracaat etmişlerdi. Samimi davranışlarından dolayı, herkesin böyle çağırdığı Candan Dede:

-Önümüzdeki Cuma günü Boztepe'ye çıkalım, fakat bütün ahali orada olsun, herkes duaya iştirak etsin, dedi.

Onun için bütün köylü bugün Boztepe'deydi. Candan Dede bir kayanın üzerine çıkarak:

-Ey ahali, susuzluk çektiğinizi görüyorum ve bunun ne demek olduğunu da kendi susuzluğumdan biliyorum. Ama ne yapabiliriz ki... Her şeyin sahibi O'dur. Bazen susuz bırakır, darlık verir; bazen bereket yağdırır, genişlik verir.
Ama biz her hâlükârda istikametimizi korumalıyız. Dahası birbirimize iyi günde kötü günde hep sevgi ve merhametle muamele etmeliyiz.

Bir müddet sustuktan sonra "Şimdi hepimiz içten bir tövbe edelim." dedi.

Gözlerim kapattı. "Allah'ım, dar günlerimizde yaptığımız isyanlar, geniş vakitlerimizde işlediğimiz günahlar için bizi affet. Yapmamız gerekip de yapmadıklarımızdan, söylememiz gerekip de söylemediklerimizden, düşünmemiz gerekip de düşünmediklerimizden dolayı bizi affet." Bütün köylü "Amin" dedi. Candan dede gözlerini açtı: "Rabb'imiz için ne yapsak azdır, ama bugün burada O'nun için yaptıklarımızdan ziyade, birbirimize olan sevgimiz, yağmurun yağmasına vesile olur kanaatimdeyim." dedi ve ardından sözlerine şöyle devam etli:

"Şimdi evlendiği günden beri birbirini hiç kırmamış kişiler varsa onlar öne çıksın."

Bütün ahali, meraklı gözlerle birbirlerine bakmağa başladı. Gözler etrafı bir hayli gezdikten sonra bakışlarını yere indirdi. Herkes kimlerin çıkacağını merak ederken, Muhip Amca mahcup ve yumuşak bir sesle "Söyle çiçeğim, seni hiç kırdım mı evlendiğimiz günden beri?" dedi. Zehra Anne'ye her mevsim ayrı hitap ederdi. "Neden böyle hitap ediyorsunuz?" diyenlere bir şey söylemezdi. Zehra Anne bile bunun sebebini sorduğunda, "Sana karşı dilimin kilidi yoktur; ama, müsaade edersen sebebi bende kalsın." cevabını almıştı.

Muhip Amca'nın bu beklenmedik sorusuna, Zehra Anne tereddütsüz "hayır!" cevabını verdi.

Bunun üzerine ürkek adımlarla kalabalığı yararak en öne geçtiler. Evlendiği günden beri birbirlerini kırmamış bir çifti bulmanın sevinciyle Candan Dede:

-Muhip kardeş bu duayı siz yapmalısınız, dedi.

Bütün köylü tarafından, duasının kabul olduğuna inanılan hatta bazı kerametlerine şahit olunan Candan Dede'nin bu teklifi karşısında Muhip Amca şaşırdı:

-Estağfurullah Candan Dede, siz varken dua etmek bize düşer mi?

-Evlendiği günden beri birbirini kırmamış iki insandan daha layığını görmüyorum bugün dua için. Merhameti, merhamet etmeyi ve sevmeyi bilen yüreklerin ağızlarıyla istemeliyiz. Candan Dede kararlıydı, duayı kendisine yaptıracaktı. Bakışları öne düştü. Duaya nasıl başlayacağını düşünmeğe başladı. Kalbi heyecandan küt küt atıyordu. Yerden kalkan bakışları Zehra Anne'nin aydınlık yüzünde gezindi ve susuzluktan çatlamış dudaklarına mıhlandı.

-Ya Rabb dedi içinden, aslında söz söylemesini bilirim, lakin şu anda ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Bu kulların Senden merhamet bekliyor. Onları Senin kadar sevemem, hiçbirisine Senden öte merhamet edemem. Aslında hiç birisinin vekili de değilim. Bu yüzden onlar için yağmur isteyemeyeceğim, ama ey benim güzel Allah'ım, bir emanet sahibine göre değer kazanır ve Zehra Hanım’ı emanetin olarak gördüm. Emanetini de hep aziz tuttum. İsyan olmasın dîye bu kuraklığa da bunca zaman sabrettim. Ama sen biliyorsun onun susuzluktan çatlamış dudaklarının beni nasıl kahrettiğini. Eğer kudretim olsaydı Rabb'im, kanımı su yapar, ona içirirdim. Ama acizim işte. Şimdi bu acizliğimle yalvarıyorum: Ya Rab! yanık bağrıma değil, yanmış ekinlerime de değil, susuzluktan dudakları çatlamış bendeki emanetin için, bize yağmur ver. Su Ya Rab, su Ya Rab, su Ya Rab!... Muhip Amca'nın gözyaşları süzüldü yanaklarından. Damlalar göğsüne düştüğü an, büyük gürültülerle sarsıldı Boztepe. Önünde kavuşturduğu elleri yanlarına düşerken, suskun diline bedel bir rüzgâr "su..su.." diye esti ve Boztepe’deki bir-iki ağacın kollarını semaya kaldırdı.

Ardından dua olup çığlık çığlık haykırdı "Suuu…suuu!"... Ürperdi bütün Boztepe.
Kuru otlar, hatta kara taşlar "Su" dîye inledi ve ansızın bulutlar toplandı Boztepe'ye, Muhip amcayla beraber ağlaştılar. Gözyaşlarını emanetinin susuzluğu için yarıştırdılar.

______________
Forum İmzanız kurallara uymamaktadır.
468x60 boyutunda banner veya 3 satır yazı ekleyebilirsiniz.
@odev-arsivleri
Mesaj28.09.2011, 14:47 (UTC)    
Mesaj konusu:

Güzel Paylaşım ..
______________
"Kendini dünyalar kadar değerli zannedenlere kısa bir not; Dünya 5 para etmiyor."
Önceki mesajları göster:   


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Türkçe Çeviri: phpBB Türkiye & Erdem Çorapçıoğlu